ARKADAŞLAR MERHABA BU BENİM İLK HİKAYEM. OKUDUKTAN SONRA YORUMLARINIZI GÖRMEYİ ÇOK İSTERİM . LÜTFEN YORUMLARINIZI BENDEN ESİRGEMEYİN OLUMLU VEYA OLUMSUZ BÜTÜN YORUMLAR BENİM İÇİN ÖNEMLİDİR. İYİ OKUMALAR...
BİR DE BU İLK BÖLÜM BİRAZ KISA, DİĞER BÖLÜMLER BU KADAR KISA OLMAYACAK :)
Kalbim çok şiddetli çarpıyordu. Uykumdan korkarak uyandım. Beynimin içinde yankılanan zil sesleri vardı. Biran duraksadım ve evi dinledim. Zil çaldı, ah evet kapı çalıyormuş, rüya gördüğümü sanmıştım. Saten geceliğimin üstünü giyip, ısrarla çalan zili açmak için merdivenlerde aşağıya indim. Kapı deliğinden baktım. Kimse yoktu. Kapının kilidinin tekini açtım ve aralıktan dışarıyı kontrol ettim. Kimsenin olmadığına emin olduğum ve kapıyı kapatmaya yeltendiğim sırada kilimin üzerinde eski bir gazete küpürü gördüm. Kapıyı açtım, tarağı aldım ve salona geçtim. Yine olmuştu. Saate baktım, dakikası dakikasına yine aynı şey oldu. Saat 09:21'di. Her sene olduğu gibi yine tekrar ediyordu. Korkmamaya çalışıyorum fakat başaramıyorum. Her sene annemin ölüm yıldönümünde kapımın önüne birşeyler bırakılıyor. Annem öleli tam 4 sene oldu. İlk sene paslı bir anahtar bırakıldı ama biraz süslüce bir anahtardı. İlk sene bunu pek dert etmedim. İkinci sene üzerinde iki başlı kuğu olan bir broş bırakıldı. Geçen sene bırakılan şeyden sonra korkmuştum. Gümüş bir makas vardı. Üzerinde kanla 1978 yazıyordu. Kurumuş kanla yazılmıştı. Bu olaydan sonra dehşete düştüm. Polise başvurdum. Apatmandaki bütün kameralar incelendi. Benm kapımın önünü gösteren bir kamera bile vardı fakat çok garip ama o saatte kameralara takılan kimse yoktu. Eşyaların üstünde parmak izi incelemesi de yapılmıştı, fakat hiçbir parmak izi tespitine ulaşılamadı. Son çare olarak apatmandan taşınmayı planladım. Yaklaşık bir ay sonra yeni bir apartman dairesine taşındım. Bu apatman biraz daha işlek bir caddenin üzerinde. İnsanların bana yakın olması korkmamı engelliyor, yada beni korkularımla başbaşa bırakmıyor. Şehir ışıkları huzur veriyor. Regent caddesinde yaşamak katlanılabilirmiş hatta oldukça güzel. Burada korkmyıcağımı artık rahata kavuştuğum düşünmüştüm. Yanılmışım bu işaretler beni asla bırakmıyacak galiba. Elime eski gazete küpürünü aldım. Küpür de haberin başlığı ve resmin yarısı görünüyordu. Başlıkta ' Fransız Mankenin Hazin Sonu' yazıyordu. Resmin yarsı görünüyordu. Mankenin yüzünün olduğu kısım yırtılmış gibiydi. Haberin açıklamasının yapıldığı bölüm de net değildi fakat haberin tarihi çok net okunabiliyodu, 17 Eylül 1978. Yanlış okumadım 1978? şu makasın üstünde okuduğum tarih 1978. Ahhh!! 1978'in anlamı ne? Yada bu anahtar, broş ve makasın manası ne? Çıldırmak üzereyim. Gerçekten bu işten çok sıkıldım. Kim bırakıyor bu saçma şeyleri yada 1978'in anlamı ne.? Bunların elbette mantıklı bir açıklaması var, evet eminim ki var, en azından buna inanıyorum. Korkmak istemiyorum ve korkumun yüzünde bu işin peşini bırakmakta istemiyorum. Gazete küpürünü tekrar elime aldım. İyice inceledim. Arka yüzünü çevirdim. Arkasında ise tek bir kelime vardı. Kalın harflerle yazılmış tek bir kelime 'ATEŞ'.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vitrin-Gazete Küpürü
Mystery / Thriller-Hep seninle olacağım meleğim, seni bırakmış olmuyorum bu gidişle. Bir gün yollarımız kesişecek, ya önceki hayatımızda ya da sonraki hayatımızda, Seni seviyorum meleğim... Bazen kendi hayatımızı bazen ise bize miras kalan hayatı yaşarız. Peki ya ken...