1 . bölüm

5 0 0
                                    

Annem "Haydii uyan alya."dedi ama annemi hiç takmadan yatmaya devam ettim. Çok geçmeden annem "Alya ayağa kalk ve kahvaltıyı hazırla." Diye bağırmasıyla  gözümü elimle ovuşturdum. Ayaklarımı yataktan indirip soğuk parkeye  bastım. Banyoya girip dişlerimi fırçaladım odama geçip ayağıma  puflarımı giyerek mutfağa geçtim.

Önce sofrayı yere serdim ve yer masasınıda sofranın üzerine koydum. Çaydanlığın altını yaktım. Buzluktan yumurtaları çıkarıp 3 yumurta  kırdım ve buzluktan çıkardığım zeytin, peynir, ve en sevdiğim kahvaltılık olan vişneli reçeli'ni masanın üzerine koydum. Bardakları da hazırlayıp anneme  "Anne hadi kahvaltı hazır."diye seslendim.

 Annemin ve abimin yemeğe oturmasını beklemeden kahvaltımı yapıp odama geri döndüm ve hızlıca üzerimi değiştirdim. Üzerime kısa kollu siyah tişörtümü giyip altıma siyah dar paça pantolonumu giyinip ayağıma da siyah spor ayakkabılarımı giyindim ve odadan dışarı çıkıp anneme "Anne ben işe geç kalıyorum sonra görüşürüz."

 Dedim ve evden hızlıca çıktım. Kolumdaki saate baktığımda saat 09.45'i gösteriyordu. Saati görür  görmez biraz daha hızlandım çünkü işin başlamasına 10 dakika kalmıştı. Neyseki çalıştığım cafede ki patronum (Alparslan) aile dostumuz olduğu için benim geç kalmamı fazla sorun edecegini sanmıyorum ama uzun zamandır işe geç gittiğim için kızacağını düşünüp hızla yürüdüm ve sonunda çalıştığım Cafe ye girdim. Neyse ki tam vaktinde gelmiştim. Hızla Sevinç'e ve yeni işe başlayan selime selam verip üzerime belden bağlamalı önlüğü üzerime geçirdim. Kısa zamanda müşteriler gelmeye başladı...
                            ▪▪▪▪
 Müşteriler arasından 1 erkek çok dikkatimi çekti. Biçimli ve çatık kaşları, çıkık  elmacık kemikleri ve vişne kurusu renginde dudakları oldukça ilgi çekiciydi.

Bir anda elini havada sallayınca kendime gelip siparişini almak için masasına doğru ilerledim. "Beni süzme işiniz bittiyse bana 1 adet White chocolate mocha." Ne mocha ? Ne dilde konuşuyordu bu böyle? "Afedersiniz efendim elimizde o dediğiniz şeyden yok, başka bir istediğiniz varmı?"

Bir an düşünür gibi oldu ve "Expresso istiyorum." Bu da ne? Söylediği şeylerin ne oldugu hakkında hiç bir fikrim yoktu. Yiyecek yada içecek olabilirdi ama sonuçta burası küçük bir köy. İstediği herşeyi bulamazdı.  "Bey efendi istediğiniz ve ne olduğunu bilmediğim şeylerden bu cafe de yok. Lütfen anlayacağım dilde istediklerinizi belirtin."

Kaşları fazlasıyla çatıldı ve hırıltılı bir sesle  "Elinizde ne var acaba!!? 2 oldu istediğim şeyi getirmiyorsunuz. 1 tane sade türk kahvesi getir. Umarım elinizde mevcuttur." Bu nasıl birisi böyle. Elimizde olsa sanki veremeyecekmişiz gibi bağırmak'ta nedemek? Kendimi sakinleştirmeye çalışarak "Peki efendim,hemen getiriyorum." diyip masadan uzaklaştım.
                         ▪▪▪▪
Kahvesini masaya bırakıp diğer müşterilerle ilgilenmeye başladım. Saat 11.28'i gösteriyordu bende müşterilere istediklerini verip Kenara çekilip telefonda oyun oynamaya başladım. 
Çocuk kahvesini içip kahve'nin fiyatından çok fazlasını masaya bırakıp umursamaz bi tavırla dışarı çıktı. Hah şuna bak zenginim diye hava yapıyo. Senin havanı yesinler!.diye kendi kendime konuşurken masadaki parayı alıp kasaya koydum.


                          ▪▪▪▪
O gittikten hemen  sonra iceriye neredeyse sürü geldi diyebilirim. Hepsiyle ilgilendim. Neyseki o yakışıklı gibi sinirli yada kibirli değildiler. Ne? Ben yakışıklı mı dedim o kibirli şeye? Tövbe tövbe Allahım ben o çirkine yakışıklı demem. Düşüncelerimi bir kenara bıraktım.

 Saat 20.00'da iş bitiyordu ama ben, abim 'işin 18.00'de bitiyor' dediğinde itiraz etme şansım yoktu. Abim sonuçta. Alparslan abi'de onay verince 18.00'de işim bitiyordu ve şuan saat 17.39'du yavaş yavaş eşyalarımı toparladım.
Müşterilerin ücretini alıp kasaya koydum ve kolumdaki saate baktım. Saat 18.03'ü gösterirken Sevinç'e "Ben çıkıyorum. Benim mesai bitti." dedim ve gülücük yolladım. İş yerimden çıktım yorgunluktan yürüyecek halim yoktu ve bende  bir taksiyi durdurup arka koltuga bindim. Evin adresini söyledim ve başımı arabanın camına yasladım.
                            ▪▪▪▪

Kısa zamanda eve vardım. Taksiye parasını ödeyip taksiden indim. Bugün çok yorulmuştum. Fazlasıyla müşterilerle ilgilenmiş ve hep ayakta durmuştum. Eve gidip kapıyı anahtarla açıp içeri geçtim ve hızla ayakkabılarımı çıkardım."Anne ben geldim ve çok yorgunum biraz uyuyup dinlenicem." Diye söyledim anneme ve hızla odama çıkıp  sungerbob'lu pijamalarımı giyip kendimi yatağa attım. Yorgunluktan canım çıkmıştı. tahmin edersiniz ki uyudum
 
                             ▪▪▪▪

'Rüya
 parktaydım.18 yaşımda olmama rağmen salıncakta sallanmaktan hiç vazgeçmemiştim. Salıncakta  sallanırken saçlarımın savruluşu herzaman beni uçuyormuş gibi  hissettiriyor sebepsizce eğleniyordum. Salıncak birden hızlanmaya başladı. Birisinin beni hızlandırdığını anlayıp salıncağın demirlerinde olan ellerimi gevşetip arkama döndüğümde beni sallayan çok yakışıklı bir erkek vardı. Birden salıncağımı dahada hızlandırdı. Ne yaptığını anlamaya çalışırken bir anda ellerim demirlerinden ayrıldı, dengemi kaybederek yere çakıldım. Başımı kaldırmıştımki salıncak hızla kafama çarptı ve baygınlık geçirdim. Gözlerim kararmadan önce duyduğum tek ses sadece beni sallayan çocuğun histerik kahkahasıydı. Sonrası karanlık...
 
                             ▪▪▪▪

Uyandığımda gece saat bilmem kaçtı? Yanda komodin'in üzerinde duran saate baktığımda saat 04.23'dü.

Gördüğüm rüya değildi. Sanki benim bir  anım gibi. Ama neden şuan bana bu anıyı hatırlattı. Ya da neden bu anı'mı şimdi hatırladım. Garip. Rüya mı gerçek mi olduğunu bilmiyorum ama gerçekten değişik.

Saat 04.45 de bu rüyayı düşünmeyi bırakıp tekrar uyumaya çalıştım. Yatağa yattım ve gözlerimi usulca kapattım. Normal insanlar uykusu'nun gelmesi için koyunları çitlerin üzerinden atlatır ve sayardı ama ben, ben sadece güzel kokulu çiçeklerin arasında huzur bulduğumu düşünerek daha kolay uykuya dalıyordum ama şuan nedense  uykumun gelmesini bırak mayışmamış esnememiştim bile.

Bir anda rüyamda gördüğüm anıda'ki o gülüşü güzel çocuk aklıma geldi. Kahkaha atışını görmemiş olsamda salıncağı hızlandırırken olan sırıtışı, o sesindeki tını gercekten çok etkileyiciydi, en azından beni salıncaktan düşürecek kadar hipnotize etmişti. Halime güldüm. Neden mi?

Biliyorum geçmiş zaman ama bir erkeğin gülüşü beni nasıl bu kadar etkilemiş olabilir?
'Şuanda da durum pek farklı değil.'

Ama neden benim salıncağımı hızlandırmıştı ki? Sonuçta onu ilk kez görmüştüm. Hiç tanımadığım birisine ne yapmış olabilirim ki? Belkide sinirlenmişti ve hıncını alacak bir şey bulamayınca bana zarar vermek istemiş olabilir. Allah allah şuna bak ya! Neden bi başkasına sinir olup gelip de bana çatıyormuş?

Bu düşünceler beni fazlasıyla meşgul etmiş ve yeterince yormuştu. Uyku bedenimi ele geçirmek üzereydi. Bende daha fazla direnmeyip kendimi uykunun kollarına bırakıp bedenimi ve düşüncelerimi bir kaç saatliğine dinlenmesi için uykunun rahat kollarına bıraktım ve kısa sürede uykuya daldım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 31, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin