Jungho: Nerdesin?
İgnooy: iki dakikaya oradayım,
bekle.~~~~
Mesajda yazılması üzerine parka varmıştı Hoseok. Bu yaptığına hiç güvenmiyordu. Uydurduktan bir kişiye kim güvenebilirdi ki zaten?
Kolundaki eski model saatine baktık tan sonra soğuktan kızarmış olan burnunu koluna silip en yakın banka doğru ilerledi. karanlık ve soğuk saatlerden biriydi, fakat o dışarıda gelip gelmeyeceği bilinmeyen bir adamı bekliyordu.
Adam olduğuda kesin değil... belki bir kadın.
Cebinde titreyen telefonu ile düşüncelerinden kurtuldu Hoseok. Ekranda yazan 'sapık' yazısı ile telefonu kulağına götürdü.
"Evet?." Karşıdan ses gelmeyince şaşırmıştı, telefonu açtığından emin oldu ve tekrar konuştu; "Alo?"
Fakat nefes sesleri dışındaki hiç bir kırıntı yoktu. "Neden konuşmuyorsun?"
Hoseok gözlerini devirip telefonu kapatmak için kulağından indirdi. Fakat gelen ses onu durdurmuştu "Özür dilerim" ve ardından karşı taraf telefonu kapatmıştı.
Neden özür diliyordu? Yavaş yavaş korkmaya başlayan Genç, telefonu hızlıca cebine koyup oradan ayrıldı.
~~~~
İgnooy: Sanırım zehrini birine bulaştırdın.
İgnooy: İyi anlamdaİletildi :01:52
ŞİMDİ OKUDUĞUN
poisonous | yoonseok
Fanfiction♡〜❝Bir içki yüzünden zehirleneceğimi sanmıyorum.❞ texting - minific boyxboy