Medeniyetin gelişimi takas ile başladı avcı – toplayıcı hale gelip kabileler halinde yaşamayı başladığımız zamanlarda. İki kabile karşı karşıya geldiğinde zamanda savaşmak yerine karşılıklı olarak avantaj elde edebilecekleri bir sistem uygulayabileceklerini gözlemlediler. Kendilerinde olmayan ihtiyaçlarını birbirleri ile değiş – tokuş etmekti bu yeni düşünce biçimi. Güdüsel olarak şiddete meyilli olsak da ticaretin başlangıcı bu güdümüzü şekillendirdi çünkü bu biçimde daha fazlasına erişebilmemiz mümkün oldu.
İnsan dünyaya dağıldıkça ihtiyaçlarımız çeşitlenmeye ve takas giderek zorlaşmaya başladı. Bunun için dönemin koşullarına göre sabit değeri olan şeyler kullanmak zorunda kaldık zamanla ticaret ilişkilerimizde. Taş, boncuk, post, tuz ve en sonunda sikke...
MÖ 550'de Lidyalılar tarihe yeni bir yön verdiler. Lidya o dönemde antik dünyada önemli bir ticaret merkezi idi. Lidya Kralı Karun altın ve gümüşten sikkeler yaptırdı ve diğer materyaller yerine bunu kullanmaya başladı. Bu fikir zamanla yaygınlaştı ve ticaretin biçimi sonsuza kadar değişti.