Bilemiyordu, çıldırmak üzereydi onu anlatamaması yüzünden.
Seviyordu min yoongiyi.
Kusursuzdu yoongi onun için. Ölümden değil yoongisizlikten korkuyordu, sahi ölüncede yoongisiz kalıcaktı değil mi?Jeon jungkook herşeyden vazgeçmişti.
Sırf yoongi için onu mutlu görebilmek için aylardır tarif edemediği yüzü görememişti şu an ise yakınında duruyor fakat yaklaşıp dokunamıyordu.
İşde jungkook'u acıtan şeyde buydu.Beyaz ve mavi odadan bir kaç günlüğüne çıkmış sevdiği adamın yanıma gelmişti.
Bir bilseydi yoongi sevgisini, karşılık verir miydi bu genç'e?
Akıl hastasıydı ve bile bile sevgisi gerçekti, jungkook ilacını bulmuştu kendince.
Her gün onu düşünüp mutlu olmayı az da olsa başarıyordu.
Şu an ki hali yoongi sayesindeydi.
Yoksa 5 ay öncesi jungkook deliye dönmüş, aklını yitirmişti neredeyse.O gün hatırlamasa da onu gördüğü anı hatırlıyordu jungkook.
Flash back
Yoongi sevgilisini ziyaret etmek için akış hastanesine gelmişti. Kız arkadaşı iki ay öncesine kadar iyiydi fakat ailesini kaybedince aklını yitirmiş ve kötüye gitmişti.
Odasının önüne gelince duraksadı onu böyle görmeye dayanamıyordu.
Tanrıdan güç isteyip kapıyı tıklatıp içeri girdi.
Fakat garipki yanında bir yatak daha vardı odada tek kaldığını sanıyordu.
Gözlerini ilk önce hei yi buldu kafası yatağa gömülüydü.
Diğer yatakta ise bir beden vardı tavana bakıyordu .
Ürpermişti yoongi.Genç erkek biriydi sakinleştirici aldıklarını düşündü yoongi.
Heiye yaklaşıp seslendi, kız ses vermedi yoongi bir kaç kez daha seslendi dokunmaktan çekiniyordu yoongi.
Ağzını tekrar açmıştı ki yan tarafında yatan genç bedenin sesini duydu.
"O öldü." Ardından gülmeye başladı kahkaha atıyordu hala tavana bakarken.
Deliydi doğru söylecek hali yoktu ya diye geçirdi yoongi.
Hei ye eğilip sırt üstü çevirdi, genç kızdan ses yoktu bedeni ise hareket etmiyordu yoongi telaşla hemşirelere seslendi.
Yan tarafındaki benden ise gülmeye devam ediyordu.
Hemşireler telaşla doktoru çağırdı ortadan yok oldu kız.
Saatler sonra hastanede bekleyen yoongi cevabı aldı.
İntihar etmişti sevdiği kız.
Onca habı nasıl içip kendini ölüme atmıştı.Yoongi duvara çöküp ağlıyordu.
Aklına gelen şey ise o genç oğlandı aynı odada kalıyorlardı ki bundan haberi olmalıydı öfkeyle yerinden kalmıştı yoongi.
Tekrar o akıl hastanesine gelip o çocuğu öldürmek istedi.
Yoongi hızla girerek odanın kapısını açtı yerde çenin pozisyonu alan genci görmeyi beklemiyordu.
İçi acımıştı, az önceki yoongiden eser kalmamıştı.
Yanına yaklaşıp yere çöktü yoongi.
Hıçkırıklara boğulan gence sarıldı, nedenini bilmeden.
Genç oğlan şiddetle ağlamaya devam ederken sallanıyordu da yoongi o an hiçbir şey düşünememişti.
Kalbi fazlaca hızlı atmaya başlamıştı, ismini bilmediği oğlana sıkıca sarılıp sakinleşmesini bekledi yoongi.
Kısa olmasa da bir süre sonra genç oğlan kafasını kaldırıp yoongiye bakmıştı.
Simsiyah gözleri yoongiyi etkilemişti çabucak.
Yoongi kendini düzeltip ayağı kalmıştı, genç ise kafasını yer sabitleyip durmuştu.Yoongi çıkışa giderek düşünemeye çalıştı sahi ne için gelmişti buraya.
**
Her gün işini bitirip akıl hastanesini gelip genç oğlanı ziyaret ediyordu yoongi.
Konuşmasalar bile saatlerce burda oturuyordu yoongi.Bazen kelimeler yetersiz kalırdı bu işi gözler dev alırdı, işde o zaman bu zamandı .
Jeon jungkook, yoongiyi rahatlatıyordu.
Ama şunu bilmediliydi tek rahatlayan o değildi.Her gün gelip gitmişti yoongi.
Jungkook biraz daha iyiye gitmişti.
Fakat bir gün yoongi gelmemişti.
Ertesi gün gelir diye ummuştu fakat yine gelmemişti.
Jeon jungkook geleceğinden emindi. Tek çaresi beklemekti.Aylarlar sonra yine gelmemişti...
Flash and
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙚𝙭𝙘𝙚𝙡𝙡𝙚𝙣𝙩 | 𝙔𝙤𝙤𝙣𝙠𝙤𝙤𝙠 |
Short Story"Sen en büyük sevgiyi hak edecek kadar mükemmel ama herkesin hak edemeyeceği kadar özelsin Min Yoongi..." "-Mükemmel olabilirim fakat kusursuz değilim bu beni mükemmel kılmıyor."