Araf
Bölüm 1 "Amerika"
"İngiltere'nin Amerika'yla yapılan ekonomik anlaşmalarda ki müzakere yetkisinin hükümete devredilmesini öngören yasa tasarısı parlamentoda kabul edildi. Avam Kamarası'nda oylanan tasarı, 650 milletvekilinden 502'nin oyuyla kabul edilirken 112 milletvekili ise tasarıya karşı çıktı. Öğle saatlerinde yapılan oylamanın sonucu pek çok ekonomiste göre her iki ülke içinde ağır sonuçlara maal olacak. İki ülkenin son yıllarda ihracat ve ithalatta birbirlerine yaptırımları olsa da bütün ekonomik ilişkilerin kesilmesi yasa tasarısının onaylanması, İngiltere'ye toplam maliyetinin 50 milyar sterlinin üzerinde olacağı söyleniyor.
Son durumu öğrenmek için Westminster Sarayı'nın önünde bekleyen Thomas Green'e bağlanıyoruz. Evet Thomas yasa tasarısının onaylanmasının ülke içinde ve Amerika'da ki etkilerini paylaşır mısın?"Spikerin kulak tırmalayan sesine daha fazla tahammül edemeyen Elizabeth yüzünü buruşturarak ekrana baktı. Küt sarı saçları omuzlarının hemen üstünde mükemmel bir şekilde yapılmış, mavi gömleği ipek ceketinin kol manşetlerinden hafifçe gözüken kadını izlerken müthiş bir rahatsızlık duyuyordu. Kadına baktıkça bu nefreti daha da arttı. O ince dudaklarına sürdüğü ruju bile gözüne batmaya başlamıştı daha fazla katlanamayarak önce televizyonunun sesini kıstı sonrasında onu ekranda bile görmeye tahammül edemeyerek televizyonu tamamen kapattı.
Kendini tekrar koltuğa sırt üstü bırakıp oflayarak tavanı izlemeye başladığında hala televizyondaki aptal spikeri düşünüyordu. Kadından nefret etmişti resmen ve bunun tek sebebi de ekranda olmasıydı. Esasen kadının bir işinin olması kızı delirtmişti. Kadının yaptığı tek şey giyinip süslenip kamera karşına geçmek ve ekranda yazan yazıları okumaktı. Bunu Elizabeth'de yapabilirdi. Hem mesele sarı saçsa kendisi de bir şarışındı şuan saçları turuncuya yakın bir kızıla boyanmış olsa da bir işe sahip olmak için tekrar sarışın olabilirdi düşünceleri bu noktada odak noktasını kaybetti ve kızın aniden ayağa fırlamasına neden oldu. Hızla koridordaki aynaya doğru koşup karşısına geçti. Saçlarını elleriyle yapıştırıp diplerini aynaya doğru yakınlaştırdığında bir çığlığı dudaklarından men edemedi. Etmek de istemedi zaten, aylardır yaşadığı işsizlik ve sıkıntı tahammül sınırlarını çoktan aşmıştı.
-Tanrı aşkına şu saçların haline bak. O sarı tutamlar selam çakıyor resmen.
Elini alnına yapıştırarak geriye sendeledi ve koridorun ortasına pat diye oturdu. Diğer elini de başına yaslayıp başını eğdi ve sıkıntıyla bir nefes daha çekti. Geçen sene Warwick Üniversitesi Pazarlama Stratejisinden mezun olmuş ve o mezun olur olmaz da Amerika ve İngiltere arasında önce siyasi başlayan kriz sonrasında ekonomiye vurmuş ve iki ülke birbirlerine yaptırım üstüne yaptırım uygulamıştı ve az önce ki sinir bozucu spiker de bütün ekonomik ilişkilerin kesileceğini duyurmuştu. Elizabeth ellerini yüzünden ayırıp havaya kaldırarak alayla bağırdı.
-Harika! Gerçekten diyorum çok güzel oldu bu. Ülke iyice krize girsin bütün şirketler küçülmeye gitsin ve lanet olasıca bir pazarlama mezunu satış görevlisi olarak bile işe alınmasın! Muhteşem !
İki ülke arasındaki kriz Dünya borsasını da vurmuş ve küresel bir ekonomik kriz yaşanmaya başlamıştı ve pazarlama işi bu krizden en büyük darbeyi alan bölüm olmuştu. Elizabeth çaresizlikle ayaklarını yere vururken bir anahtar sesi duyuldu, ev arkadaşı Wendy gürültüyle açtığı kapıyı aynı gürültüyle çarparak topuklu ayakkabılarını öfkeyle duvara fırlattı. Elizabeth içinden "Eyvah" diye geçirerek oturduğu yerden usulca kalkmaya yeltendi. Wendy yaklaşık üç aydır ev kirasını ödüyordu ve dahası bugün iş yerinde berbat bir gün geçirdiğini belli eden davranışlarını da görünce Elizabeth gözüne gözükmek istemedi. O tam kendisini odasına atacakken Wendy koridorda onu gördü ve elini ona doğru uzattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAF
VampirosHiç bilmediğim bir ülkenin, alelade bir bar sokağın da tepemde kırmızı, yeşil ışıklar dönerken görmüştüm onu. Yada o görmüştü beni... Siyah saçları,kavruk teni ve beklenti dolu gözlerinden başka birşey hatırlayamıyorum, o görüntüsü beynimi altüst...