Sigara kokusu.
Sigara dumanı.
Gürültü.
Sigara içen biri olmamasına rağmen ciğerlerinin parçalandığını, gözlerinin dumandan dolayı sulandığını hissedebiliyordu. Lenslerine bir şey olur muydu ki?
Gürültü onun için dert değildi aslında. Boş zamanlarında kulaklıklarını takar, son ses müzik dinlerdi ve bundan hiç şikayet etmezdi. Ancak şimdi, gürültü sanki somut olmayan elleriyle kafatasını parçalarcasına sıkıyordu.
Buradan uzaklaşabilirim. Sadece daha sessiz bir yeri hayal etmem gerekiyor.
Gözlerini kapattı, ancak hiçbir şey olmadı. Gürültü kaybolmamıştı.
Sınıf arkadaşı, elinde tuttuğu sigarayı dudaklarının önüne getirince kız irkildi. Sigaranın aromalı kokusunu daha iyi alıyordu şimdi. Yüzünü buruşturmamak için hayli uğraştı.
"İster misin? Biraz iç istersen."
Arkadaşı bu işe nasıl bulaşmıştı, hiç bilmiyordu. Ancak tek bildiği şey, sıra arkadaşının onu bir şekilde etkilediğiydi. Genelde erkeklerin kızları bu tarz kötü alışkanlıklara sürüklediğini duymuştu, ancak sıra arkadaşı genellemelere uyan bir tip değildi zaten. Kız, sürekli aykırı şeyler yapardı.
Oğlan, elinde tuttuğu sigarayı kızın dudaklarına daha da yaklaştırınca kız geri çekildi.
"İstemiyorum." Elinden geldiğince kibar olmaya çalışmıştı. Bir de müziğim sesi biraz daha az olsaydı...
Arkadaşı omzunu silkerek ondan uzaklaştı. Tam karşısında oturan kız arkadaşı, oğlana bir hareket yapınca sigarayı kızın dudaklarına yaklaştırdı.
Arkadaşı, onun yaptığı gibi sigarayı geri çevirmemişti. Zaten, oğlana işaret eden de oydu. Kız, sigarayı oğlanın elinden almamıştı bile. Dumanı içine çektikten sonra oğlanın suratına üfledi ve ikisi de güldü.
Sadece bir an için bu manzara ona çekici gelmişti, ancak bir saniye sonra bunun aslında çok saçma olduğunu anladı. Bir erkeğin elinden sigara içmek, ona hiçbir şartlar altında çekici gelemezdi. Bir erkek ona iltifat ederse, çekici gelen bu olurdu. Bir erkek ona bir kitap hediye ederse, bu da ona çekici gelirdi. Ama onunla birlikte sigara içmesinde özenilecek bir şey yoktu.
Düşüncelerinden sıyrılarak içinde bulunduğu durumu gözden geçirdi. Eğer sıra arkadaşı olan kız ona izin verseydi, geceyi kitap okuyarak geçirebilirdi. Ya da belki dizi izlerdi. Ama kesinlikle bunu yapmazdı.
Oğlanın elinden sigara içen kız arkadaşı, bu tarz ortamlara alışık olmadığını söylemişti ona. Ancak şimdi, sanki yıllardır bunu yapıyormuş gibi bir havası vardı.
Ne değişti ki? Bir günde bu kadar tecrübeli biriymiş gibi davranmasını sağlayan ne? Ben mi fazla uyumsuzum?
Oturdukları mekandaki koltuklar renkliydi, ancak orada bulunan insanlar genelde koyu renkleri tercih etmişti. Çaktırmadan üstüne giydiği kıyafetlere baktı. Renkli bir tişört giymişti ve üzerinde çiçek desenleri vardı. Gerçekten de üç sokak ötedeki çiçekçiden gelmiş gibiydi.
Oraya daha çok uyum sağlardım, diye düşündü. En azından çiçekler güzel kokuyor.
Arkadaşlarının neden sigara içtiğini de anlayamazdı mesela. Alkol için de aynı şekilde. Babası, bazen ona bira veriyor, alkol alırken nelere dikkat etmesi gerektiği konusunda onunla konuşuyor ve ona güvendiğini belirtiyordu. Babası onun için söylemese bira içeceği de yoktu aslında.
Arkadaşlarıyla arasında bariz farklar vardı. Genelde onların yaptığı şeyleri yapmaması, onların kendisini davet etmelerine bir engel değildi. Bunu da anlayamamıştı zaten.
Aramızdaki farklara rağmen nasıl oluyor da arkadaşlık edebiliyoruz?
Az sonra nedenini anladı..
Bilinç, diye düşündü. Liseli gençlerde eksik olan bir şey.
Bazen arkadaşları, onun fazla mantıklı düşündüğünü söylemişti. Yaşından fazla mı olgun davranıyordu?
Bekli evet, ama bu kötü bir şey değildi ki, hatta çok iyi bir şeydi. Yine de bu, insanlar tarafından yargılanmasını engellemiyordu. Daha çok üstüne geliyorlardı.
Her şeyi fazlasıyla düşünen biri olmasından kendi de yakınmıştı. Bir seferliğine başka bir şey yapmayı denedi. Gerçeği kabullenecekti. Arkadaşları, en azından onun yakın oldukları, kendisi gibi düşünemiyordu. Daha farklı ve daha iyi düşünebilmek onun durumunda kötü bir şey değildi. Etrafındaki insanlar ne derse desin, ne yaparsa yapsın, bunu kendisinin bilmesi bile ona yeterdi.
Neden çok fazla düşünüyorum ki? Boş ver gitsin.
Ortamdaki gürültüye rağmen karşısında oturan kıza gülümsedi ve meyve suyundan bir yudum aldı.