Dolu gözlerimle ona baktığımda yüzünde sert bir ifade olduğunu görmüştüm.
"Hepsini sen ayarladın değil mi? Hepsi senin suçun! Jin senin yüzünden beni aldatıyor, Jungkook ve Jimin de öyle!"
Jisoo unnie'nin yanıma geldiğini görüyordum.Ama onu durduran birisi vardı. Bulanık gözlerimden göremiyordum. Az sonra yanıma geldiğinde bunun Yoongi olduğunu farkedebilmiştim.
"Sakin ol Namjoon. Planı onun yapmadığı apaçık belli."
"Diğerlerinin hepsi ayrı yerlerde.Ama o burada oturuyor. Demekki elebaşı o. Kim Jennie!"
"O henüz burada oturuyor ama az sonra oturmayacak."
Beni birden kaldırdığında şaşkınca ona bakıyordum.
"Ağzına sinek kaçacak güzelim."
Ve hayran olduğum piç smile...Onun peşinden gittiğimde odalara çıktığımızı farkettim.
"Nereye gidiyoruz?"
"Seni sikeceğim."
"Ne!?"
"Şaka yapıyorum, arkadaşlarını Namjoon gazabından kurtaracağız. Ben kapıyı açacağım sen de gözlerini kapatıp içeri gireceksin ve durumu anlatacaksın.Tamam mı?"
"Tamamdır komutanım."
Güldüğünde ben de kıkırdadım. İlk Lisa'yla Jungkook'un olduğu odaya girecektik. İçeriden inleme sesleri geliyordu. İlkini vermemiş bir kız olarak iğrenmiştim.Yoongi kapıyı açtığı anda gözlerimi kapatarak odaya girdim.
"J-Jennie unnie?"
"Bunu yapmanıza izin veremem bir an önce gitmeliyiz Lisa."
"Ne? Bunu yapmamıza daha önceden izin vermiştin ama?"
"Durumlar değişti. Gitmeliyiz dedim."
Birden arkamda hissettiğim baskıyla gözlerim açılmıştı ki anında kapatmıştım. Yoongi tam arkamdaydı.
"Onu dinle Lisa."
"İkinizden de nefret ediyorum!Özellikle sen unnie!Bir daha konuşma benimle!"
Gözlerimi açtığımda ikisi de giyinmişti. Biz çıkarken Jungkook'un hala odada olduğunu farkeden Yungiş'im sordu.
"Gelmiyor musun?"
"Sağ elimle uzun bir randevum var da hyung.İzninle."
Ben kıkırdarken Lisa bana dik dik bakıyordu.Odadan çıkar çıkmaz Chae ve Jimin'in odasına girmiştim.-Tabii ki gözlerim kapalı.-
"Park Chaeyoung acilen gitmemiz gerekiyor toparlan."
"A-ama neden?"
Onun da sinirlendiğini hissedebiliyordum. Giyindiklerini anladığımda gözlerimi açtım ama açtığım anda yanağımda bugün hissettiğim ikinci baskı ile afallamıştım. Bu Lisa'ydı...
"Özel hayatlarımıza karışma hakkını sana kim veriyor!?Annemiz misin babamız mısın?Jisoo unnie bile karışmıyorken sen kim oluyorsun!?"
Ardından diğer yanağımda hissettiğim baskı...
Bir tane daha beklerken Yoongi'nin bileğini tutması.
"Hiçbir şeyi bilmeden büyüğünle böyle konuşman ne kadar doğru sevgilisi olan biriyle yatan Lalisa?
"U-unnie birşey desene! Bana sürtük diyor!"
Akan gözyaşımı umursamadan cevapladım.
"Sürtük demedi Lalisa. Sevgilisi olan biriyle yatmak dedi. Doğru söze birşey diyemem. Üzgünüm."
Yoongi bana gülümsediğinde diş etlerini görmüştüm. Onu öpme isteğim doğmuştu ama o anlık siktir etmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
smile ~yoonnie
Подростковая литератураVe onun gülümsemesi... O gülümseme için herşeyimi verebilirim. Ben Kim Jennie, Min Yoongi'ye herşeyim diyebilirim. Çünkü o benim herşeyim.