Uyuyup kalmıştım.Pencereden dışarıya baktığımda doğan güneşi görebiliyordum.Şu anda daha önce hiç görmediğim bir yerdeydim,burası hakkında en ufak bir fikrim dahi yoktu fakat koyu yeşil ve uzun ağaçlar kuzeyde olduğumuzu gösteriyordu.
(Kapı tangırdaması)
''Herkese günaydın dostlarım''
(meraklı bakışlar)
''Sizleri yemek için yemekhaneye götüreceğiz.Lütfen kolidordaki sarı ışığı takip edin.''
Kapıdan dışarı çıkmıştık,tek sıra halinde beyaz zemin üzerinde şerit halinde yanıp sönen ışığı takip ediyorduk.Büyük bir odaya gelmiştik burada yaklaşık 200 kişi vardı.Yalnız değildik.Kaçırılan sadece biz değildik.
''Lütfen şu masalara oturun'' dedi adam
Masalara oturduk ve Beyaz giyinimli bir kaç kadın önümüze yemek koydu.Ve daha sonra karşımızda bulunan tahtalardan yapılmış sahnede konuşmaya başlayan bir adam belirdi.
''Merhaba sevgili Gloriuslular dünya üzerinde bulunan ilk şehrimize hoş geldiniz,burada sizlerle halkımızı geliştirmek için önemli adımlar atacağız fakat bundan önce sizlere ırkımızın nasıl ortaya çıktığını anlatan bir video izleteceğiz.Işıklar kapandı ve duvara bir görüntü yansımaya başladı arkada bir adam sesi birşeyler anlatıyordu.
''Dünya zamanıyla 1958 yılında Güneş sisteminden milyonlarca kilometre uzakta bulunan Glorius galaksisinden türümüzü taşıyan bir enerji topu uzayın derinliklerine fırlatıldı,bu top yaklaşık 20 yıl sonra yani 1978 yılında Güneş sistemine giriş yaptı ve toplam 32 yıllık bir yolculuk sonunda dünya'ya ulaştı.Bir temas ile canlanmayı bekleyen enerji topu geçen ay bir kazı çalışmasında onu bulan James Richard'ın ona dokunması sonrası aktif hale geçti.Temas sonrası ortaya çıkan gaz sonucunda James Richard ve ekibine virüs bulaştı ve ardından bizler yani gloriuslular ortaya çıktık.Dünyadaki tek amacımız düzeni getirmek ve kanunsuzluğu ortadan kaldırmak.Siz aramıza yeni katılan dostlarımız sizlerde glorius halkına katılmak için az sonra tedavi edileceksiniz.''dedi ve sahneden indi.
Ardından etrafımızda 30 kişilik silahlı bir asker grubu bizi aldı ve hastane odası gibi bir odaya getirdiler.Burada bizlere altılı grup halinde serum verdiler.Söylediklerine göre bu serumun içinde kendi türlerinin DNA'ları var ve kendi türlerini burada geliştirerek kolonileşecekler. Serumun ardından bizi tekrar karanlık odaya kapattılar.Aklımdan bir plan yapmaya başladım, buradan kaçmalı ve bu serumun etkisi altına girmeden diğerlerine haber vermeliydim.Aklıma bir fikir geldi ve onu uygulamak için bağırmaya başladım.
''Yardım edin! , Yardım edin!''
(nöbetçi içeri girer)
''Ne oluyor burada?''
''Kendimi iyi hissetmiyorum,yardım et lütfen.''
Nöbetçi yanıma eğilince hızlı bir hareketle onu bayılttım,silahını aldım ve odadakilere seslendim.
''Hey millet,haydi çıkıyoruz buradan''
Bir adam şöyle seslendi.
''Nereye gidiyoruz.''
''Buradan çıkıp diğerlerini olanlar hakkında bilgilendirmeliyiz''
''Ne için?''
''Bu adamların amacı dünyamızı ele geçirmek.Eğer Birlik olmazsak çok geç olabilir.Kim benimle?''
Yaklaşık 20 kişi el kaldırdı.El işaretiyle onlara gelmelerini söyledim. Yavaşca odadan dışarı çıktım.Sağıma soluma bakarak dikkatlice ilerlemeye devam ettim.Önümüze iki kişi çıktı ve bize durmamız için bağırdılar,onlara ateş etmeye başladım.Arkamdan dört kişi nöbetçilere doğru koşmaya başladı ve onları birer omuz darbesiyle yere serdiler.Yerdeki nöbetçilerin silahını alarak ilerlemeye devam ettik.Bir kaç metre daha ilerleyince çıkış yazılı bir tabela gördük ve oraya yöneldik.Kapıya ulaştık kapıdan dışarı çıktık ama bu neydi?.