Yine en sevmediği mevsim olan kış gelmişti. Alev kış mevsimini sevmiyordu çünkü bir olay yüzünden kış mevsimini suçluyordu kendisine de mantıklı gelmiyordu ama suçlayacak kimseyi bulamıyordu. Alev'in yaşadığı olay kanser olduğunu öğrenmesiydi. Alev ela gözlü beline kadar uzanan kahverengi saçları, buğday tenli bir kızdı. Annesi Merve kahverengi gözlü , kumral saçlı ,beyaz tenli bir ev hanımı. Babası Ahmet ise ela gözlü, kahverengi kirpi gibi saçları, buğday tenli olan bir mühendisdi. İlk kanseri anlamısı ve olayın gelişme süreci şöyleydi:
Alev sürekli halsiz,ani kilo kaybı,vücutta morluklar,çabuk yorulma gibi belirtiler gösteriyordu. Ailesi bu durumu fark etmişti. Hemen doktara gittiler ve durumu anlattılar doktor da tahlil yapması gerektiğini şuan birşey söyliyemiyeceğini belirtti. Kan ve idrar tahlili alınmıştı Alevden. 2 gün sonra tahlilin sonuçları çıkmıştı . Alev okuldan tam çıkacağı saatte annesi ve babası kapıda bekliyordu zil çalmıştı. Alev yine her zamanki gibi halsiz ve yorgundu . Annesi ve babası Alev'i görünce el salladılar Alev el salladıklarını görünce oraya yöneldi , gelince hemen arabaya bindiler. Hastaneye giderken herkesin içerisinde bir korku ve endişe vardı sürekli dua ediyordu kötü bir sonuç çıkmaması için. Hastanenin kapısına vardıklarında o korku ve endişe gitgide artıyordu. Kapıyı tıklattılar ve içeriye girdiler doktora sorduklarında beş dakika beklemelerini söyledi. Doktor durumu anlamıştı Alev'in iki dakika dışarıda durmasını söylemişti. Doktor bu durumu nasıl söyleyeceğini bilemiyordu sözcükler boğazında düğümleniyordu. Alev'in ilik kanseri olduğunu söylemişti. Annesi Merve Hanım kocası Ahmet Bey'in gözlerine bakıp içinden ne yapacağız der gibi bakıyordu. Doktor:
-Alev siz mi söylersiniz yoksa ben mi söyliyeyim der.
Merve Hanım ve Ahmet Bey doktorun söylemisini istemişti. Alev'i içeriye çağırmışlardı. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.Doktar Alev'e ilik kanseri olduğunu söyledi.Alev duyduklarını anlamaya çalışıyordu . Merve Hanım Alev'i öyle görünce çok üzülmüştü .Doktor hemen tedaviye başlamısı gerektiğini söyledi. Tedavi olmazsa sonucu ölüme kadar gidebileceğini söylemişti. Alev biraz düşünmüştü ve dirençli olması gerekiyordu.Bu hastaliğa kendini kaybetmek istemiyordu. Alev tedavi görmesiyle beraber üstünde 4 hafta geçmişti kemoterapi etkisiyle beline kadar olan saçlarını dökülmüştü. Alev bu olayları yaşarken morali çok düşmüştü ama bu moral bozukluğunu kapatacak bir haber gelmişti. Bu haber ilik haberiydi. Konyadan gelen bir ilik haberiydi. Doktor onay alması için Konyaya gitmişti,vardığı zaman hastanede tek kendisi yoktu. Başka bir kadın doktor vardı o da ilik nakli bekleyen bir kişi için gelmişti . Kadın doktor,Alevden bir dk önce daha erken kayıt yaptığın için ilik nakli bekleyen o kişiye veriliyordu. Doktor elinden geleni yapmıştı ama nafile doktor eli boş olarak İstanbul'a geri dönmüştü. Doktor bu durumu Alev'e nasıl söyliyeceğini bilmiyordu. Kapıyı tıklattı ve içeriye girdi Alev doktorun suratını görünce biran morali düştü. Alev ne olduğunu sordu birşey demedi tekrar sordu yine cevaplamadı tekrardan sordu ve doktor içinden bir nefes çekerek bir çırpıda söylemişti. Alev duyduklarına inanamıyordu bir an şok oldu. O anda Alev fenealaştı doktor hemen hemşireyi çağırdı nabzı atmıyordu hemen elektro şoku ayarladılar ilk bastığın da nabız atmadı ikinci bastığında yine nabız atmadı üçüncü defa bastığında...
