Beş ay oldu Niall.
Hala bir umut olduğunu söylüyorlar. Benim içimde ise sonsuz umut var senin için.
Her gün buradayım ve sorsalar bir nebze bile olsa sıkılmadım gelmekten. Biliyorum çünkü, sen yapamazsın, bensiz nefes alamazsın.
Bunu her seferinde söylerdin. Gözlerime bakardın bunları derken, gözlerimden kalbime ulaşmaya çalışırdın sanki.
Fakat sen beş aydır uyuyor olsan da ben biliyorum, yine söylüyorsun. Bırakma beni diyorsun. Beni hissetmek istiyorsun, yanında olduğumu bilmek istiyorsun ama söyleyemiyorsun işte.
Aşk hissetmek değil midir aslında diğer yarını? Senin gözlerin kapalı olabilir, belki de şuan bilincin yerinde olmayabilir ama kalbin hala atıyor. Ben odana her girdiğimde kalp ritimlerin hızlanıyor. Yanına uzanıyorum, tam kalbinin üstüne koyuyorum başımı. Aylardır özlemini çektiğim sesini orada duyuyorum belki. Sen de beni özlemişsindir diye her gece uyumadan önce seni öpüyorum. Karşılık alamıyorum belki ama biliyorum benim için yaşıyorsun. Benim yanında varolduğum hissi için yaşıyorsun.
Beni bütün bunlara nasıl inandırdın gerçekten bilmiyorum ama yaptın işte, beni sevdiğini her şeyinle kanıtladın. Hala yaşıyor oluşunla sağladın belki bunu.
Bugün benim doğum günüm, Niall. Seninle tanıştığımdan beri sensiz geçirdiğim ilk doğum günüm değil belki de. Ama senin karşıma çıktığın gün, bugün. Kalbimi yeri gelip kırdığın, yeri gelip onardığın gün.
Seninle olan ilk doğum günüm de bugündü.
Sana hatırlatmaya geldim. Belki de ilk defa her şeyi benim bakış açımdan dinlemeni istedim. Benim ne hissettiğimi, ne düşündüğümü, ne yaptığımı bilmeni istedim. Ben biliyorum ki, sen söylediğim her şeyi duyuyorsun. Sadece cevap veremiyorsun, değil mi?
Annem mutfaktan bağırıyordu. "Tina, kapı çalıyor! Bugün açmayı düşünüyor musun?"
Oturduğum koltuktan kalkarken doğum günüm için aldığımız elbiseyi çekiştiriyordum.
"Açıyorum! Bağırmasan olmaz sanki!" Kapıya doğru koşmaya başlamıştım.
Sokak kapısının dışında olan 'Tina'nın doğum gününe hoşgeldiniz' yazısının aynısından içeride de vardı. Hiç unutmuyorum Niall. O güne dahil hiçbir şey unutmuyorum. Hepsini her geçen yıl daha da derine kazıyorum aklımda.
Annemin doğduğumdan beri tembihlemeleri yüzünden hiçbir zaman delikten bakmadan kapı açmıyordum.
Gördüğümse bir kalabalıktan ibaretti. Orada senin de olduğunda habersizdim, Niall. Gerçekten o zaman senden habersizdim, bana hissettireceklerinden tut bana vereceğin sevgiye kadar hiçbir şeyden haberim yoktu.
Kapıyı açtığımda en önde Zayn vardı. Tanışıyormuşsunuz, Niall. Bu tanışmanın bana neler getireceğinden de haberim yoktu. Aklımın ucundan dahi geçmezdi.
Aldığı hediye paketini koluna astı ve paketin iplerin dirseğine doğru kaymasını izledim.
Arkalarda saklanan seni görmemiştim.
Zayn bana sarılmak için kollarını kocaman açmıştı.
O benim çocukluk arkadaşımdı Niall. Yazlıklarımız aynı sitedeydi ve sitede başka çocuk yoktu. Bu bizi kötü etkilemiyordu çünkü o kadar iyi anlaşıyorduk ki kardeş gibiydik.
Tereddüt etmeden kollarına atıldım Zayn'in. Şirinliğinden ve yakışıklılığından taviz vermiyordu. Bunu sana söylemem ne kadar doğru olur bilmiyorum Niall, ama öyleydi. O kusursuzdu. Fakat şimdi düşünsem bana senin eşsizliğini aratırdı.