‘Alarmın çalışıyla kalktım, gene lanet bir Salı sabahıydı. Oda Ay ışığının olmadığı bir gece kadar karanlıktı. Otel perdeleri gibi olan perdeleri açmak için yönelmemle ayağıma batan cam kırıklarının acısını tüm vücudumla hissetmem bir oldu. Doğru ya gece bardağı her zamanki sakarlığımla yere düşürüp kırmıştım, sabah toplarım diye de bırakmıştım öyle. Topladım ama ayağımla sayılmaz mı? Küfürleri sıralarken cam kırıklarını ayağımdan çıkarmaya çalışıyordum o sırada kapı çaldı. Lanet olsun sabahın köründe kim gelir ki? Küfür ede ede, tek ayağımla zıplaya zıplaya kapıya gittim. ‘Kim o?’ diye sormamla ‘aç şu lanet kapıyı ‘kim o’ ne ya gerizekalı aç kapıyı’ yanıtını almam bir oldu. Gelen Frank’di, kelimeleri o kadar hızlı söylemişti anlamam ve kapıyı açmam yaklaşık bir dakikamı aldı. Kapıyı açmamla içeri girip beni itmesi bir oldu. ‘Sen ne yaptığını sanıyorsun gerizekalı?!’ dedim.
-Sen ne yaptığını sanıyorsun Bridgit?
-Gene ne yaptım lanet olsun gene ne yaptım?
-Sen gerizekalı mısın ? Nereye taşınacaksın ha ? Nereye sokacaksın o koca kıçını?!
Cevap vermeme izin vermeden ‘Ayağına ne oldu senin? İyi misin?’
-Bardak kırmıştım dün kalkınca unuttum bastım yok bir şey
-Sen tam bir sakar salaksın! Daha dün kırdığın bardağı hatırlamıyorsun nasıl taşınacaksın?
-Bak konuyu uzatma Frank sana haber verecektim .
-Ne zaman eşyalarını paketlerken mi?
-Daha gitmeme birkaç ay var hemen şimdi gitmeyeceğim.
-Olsun o sürtük Molly bile benden önce duymuş. Herkes biliyor muydu benim dışımda ha?
-Hayır saçmalama Frank! Daha dün kızlarla konuşurken karar verdim. Kapıda konuşmayalım şimdi ev sahibi duyacak gelecek kiramı vermeden nereye diye gir içeri hadi!
Frank içeri girip beni kucağına alıp mutfağa kadar taşıdı. Mutfağa gelince tezgahın oturttu beni sonra ilk yardım malzemelerini alıp pansuman yapmaya başladı ve kafasını kaldırıp:
-Nereye gideceksin peki ? Ve hangi parayla gideceksin?
-Bilmiyorum Frank gideceğim işte.
-Ama niye? Daha geçen gece barda delice eğlendiğim ve ‘Bu şehri çok seviyorum’ diyen kız niye şimdi bu şehirden siktir olup gitmek?
-Ömrümü bu şehirde sokaklarda sürterek geçirmek istemiyorum. Beni bu şehre bağlayan hiçbirşey yok ayrıca.
-Ben neyim peki? Şuan senin gözünde sokak kenarında sürten fahişeden farkım yok değil mi?
-Saçmalama Frank. Sen benim dostumsun hemde en değerlisinden.
-Bence eski piç sevgilin olarak görüyorsun beni.
-Bak o günler hataydı tamam mı? Sen benim dostumsun Frank.
-Ben dostun olmak istemiyorum ama.
-Nasıl yani?
-Bridgit sen salak mısın? Anlamıyor musun sana deliler gibi aşık olduğumu? Sana aşığım Bridgit lütfen gitme benimle kal.’
‘O cümleden beri birlikteyiz Frank’le. Bu cümleyi söyledikten tam 1 yıl sonra evlendik. Şimdi ise iki çocuğum biri 14’üne geçen ay giren yakışıklı oğlum Joe diğer ise daha sadece 4 yıl önce doğurduğum prenses kızım Melissa. Mutlu bir ailem var.’
Diye bitirdiğim kitabımı bastırdıktan sonra Frank’in beni aldattığını öğrendim.
![](https://img.wattpad.com/cover/21319305-288-k797417.jpg)