Gece uyandığımda boynumda çok keskin bir acı hossettim yaz gecesi olduğu için hava oldukça sıcaktı ve bu sıcak hava boynumdaki acıyla daha da dayanılmaz oluyordu. Ani bir hareketle yatağımdan çıkıp lambaları açtım, ışık beni kör etmeye çalışırmış gibi parlıyordu. Kendimi biraz daha iyi hissedince aynaya baktım. Sağ kulağımdan boynuma doğru derin bir kesik vardı. Kesikten tişörtüme doğru kan süzülüyordu. Gözlerimi bu dehşet verici sahneden ayırıp yüzüme baktım. Diş tellerim yerinde yoktu ve dişlerim tuhaf bir beyazlıkla parlıyordu, gözlerim de her zamanki gibi zümrüt yeşili değildi, boynumdaki kan gibi parlak bir kırmızıydı. Biraz sonra yaşadığım şokun etkisinden kurtulup çalışma masamın üstünde duran havluyu alıp akan kanı durdurmak için boynuma bastırdım ve derin bir nefes aldım. Aldığım nefesle yan odada melekler gibi uyuyan kardeşimin kalp atışını,onun sıcak tenini ve teninin altındaki kıpkırmızı sıcak kanını hissettim. Kardeşimin odasına doğru bir hamle yapmıştım ki güzel ama tiksindirici bir kahkaha duydum. Dönüp baktığımda kızıl saçlı yarı çıplak bir kadın yatağımın üstünde oturuyordu. Göz rengi benim kırmızı renk gözlerimin daha dehşet verici bir tonuydu. Bunun yanısıra doğa üstü bir güzelliği vardı. Bana çarpık bir gülümsemeyle bakıp "Ne olduğumu biliyor musun?" diye sordu. Sersemlemiştim biraz bekleyip "Sen 'Vamp' olmalısın hani şu dişi ve çok çekici vampirlerden." Bana doğru bir adım attı ve yine o güzel ama tiksindirici kahkahasını attı ve dilini kanayan boynumda gezdirdi. Ben geri çekilip "Lanet olsun!" diye bağırdım ve birden yataktan düştüğümü hissettim. Sabah olmuştu hemen aynaya baktım. Gözlerim zümrüt yeşiliydi, dişlerim tuhaf biçimde parlamıyord, vamp yoktu. Aymadaki aksime göz kırptım ve o anda yerde kan içindeki havluyu gördüm...
