2.Bölüm

24 0 0
                                    

Kaldırımın çizgilerine basmamaya dikkat ederek bir yandan da kardeşimi çekiştirerek okula yetişmeye çalışıyordum. Kardeşimi bıraktıktan sonra okuluma doğru yürümeye başladım. Okulum bir Anadolu lisesiydi ama yaşadığım yerin en iyi liselerinden bir tanesi. Okul kapısından içeri girdiğimde en yakın arkadaşım Ada'yı görünce yanına doğru yürümeye başladım. Beni görünce o da bana doğru gelmeye başladı ama adımları hızlıydı kesin sevgilisiyle arasında bişey olmuştu. Zaten Ali çok uçuk bir tipti. Bu kız o çocukta ne buluyor bilmiyorum ama tek bildiğim şey 2 güne bir ayrılıp barışmalarıydı. Ada yanıma gelip Buğlem diye ciyakladı ve ardından boynuma sarılıp ağlamaya başladı. Anlaşılan yine ayrılmışlardı. Buna gözlerimi devirmeden edemedim. Şimdi asıl zor görev başlıyordu, Ada'yı teselli etmek! Sınıfa kadar ağladı ve olanları anlattı. Ben de her zamanki gibi onu teselli edip neyin doğru neyin yanlış olduğunu ve onun üzülmemesi gerektiğini yakında barışıcaklarını söyleyip suruyordum çünkü hep öyle oluyordu neyseki sınıfa girerken susmuştu. Sınıftan içeri girer girmez en arka sırada oturan Umut ve Said'in ellerinde telefon araba oyununu oynamaları ve aynı zamanda hem kendi oyununu oynauıp hem de rakibinin telefonuna bakabilme kabiliyetine hep hayran kalmışımdır. Hergün bunlar böyle insan bi dışarı çıkıp temiz hava alır. Bunlarda hiç o yok. Varsa yoksa telefon, internet, kız muabbeti falan felan. Sırama geçip bir an önce kafa dinlemek istiyordum ve bunun tek yolu müzikti.

KENDİ YOLUMU BULMALIYIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin