Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
on aralık 2018 seulgi,kıskanç gözlerini joohyun'un üzerinde dolaştırdı,gerçekten de herkesin dediği kadar vardı.gerek yüzü gerek fiziği gerek de sesi çok güzeldi ve okuldaki çoğu kızın ondan tiksinmesin de birinci nedeni buydu.fakat seulgi,o basit kızlardan olmak yerine düşmanına sinsice yaklaşan bir kaplan olmak istiyordu,diğer kızların yapmaya cesaret edemediği şeyleri.hemen harekete geçti jennie'nin yanından ufak bir özürle ayrıldıktan sonra büyüğünün peşinden koşmaya başladı,aslında pek de koşmasına gerek yoktu. zaten yakınında olan sınıfı daha sık görüşmelerine olanak sağlıyordu.kırmızı kapıdan kafasını uzattı ve gözleri joohyun ile kesiştikten sonra konuşup-konuşamayacaklarını sordu,olumlu yanıt alınca yüzüne sinsi bir gülümseme kondurdu. "eonnie" dedi bir kedi edasıyla "senden nefret ettiğimi düşünmüyorsun değil mi?" joohyun gözlerini devirdi "tabiki hayır!" joohyun bile sesindeki yapmacıklığa inanmamıştı fakat seulgi buna inanacak kadar iyi rol yapıyordu "tanrı adına-şükürler olsun,joohyun eonnie birlikte takılıp takılamayacağımızı söyleyecektim ve bence sen tam yarın akşam saat sekizde boşsun" büyük olan topladığı saçlarını geriye attı "seulgi..seni tanımasam da pekala,iyi birisin salı günü saat sekizde,konum atarım.arkadaşça." sondaki cümlede özenli bir ses tonu seçen joohyun sınıfından içeri girdi. aklına yatmış düşünceleri vardı,ikisininde.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
