Kendimi iyi hissetmiyorum,birazdan kahvaltıda yediklerimi şuraya çıkarabi- Cümlesini tamamlayamadan koşarak-bir yandan da eliyle ağzını kapatıyordu-sınıftan çıktı Açelya. Ece arkasından gitmeye yeltendi,sonra gözleri Geometri hocasıyla buluştu. Tekin Hoca ona gözleriyle "otur" komutu verdikten sonra gülümsedi. Ece mırıldandı gıcık. Sonra o da yalandan gülümsedi.
Açelya,kızlar tuvaletinden içeri girdi,sabah kahvaltıda yediği ne varsa çıkardı. En azından şimdi kendini daha hissediyordu. Sonra silah sesine benzer bir ses duydu.Kulaklarının onu yanılttığını düşündü,sonra bir daha aynı sesi duydu. Ne? Okulda silahın ne işi var!? diye düşündü. Ses okul bahçesinden gelmişti. Koşarak bahçeye çıktı. Tüm okul sesi duymuş olacak ki bahçeye toplanmıştı. Meraklı öğrencilerin ortasında tir tir titreyen- bu titreme soğuktan değildi,hava en az 35 derece vardı. Çocuk korkudan titriyordu- yakın arkadaşlarından Mert duruyordu. Elinde bir silah vardı. Yerde de bir adam yatıyordu. Adam hiç de uyuyormuş gibi gözükmüyordu, adam ölüydü. Mert bir adamı vurmuştu.Açelya kalabalığın içinden önündekileri itekleyerek geçti ve Mert'in yanına gitti. Sen ne yaptın? demedi. Elini onun omuzlarına koyup "Sakin ol,her şey yolunda" diyebildi. Hiçbir şey yolunda değildi. Arkadaşı birini vurmuştu,neden olduğunu bilmiyordu. Mert'i oradan uzaklaştırdıktan sonra ölen adama yaklaştı. Adamın bir kolu yoktu,sanki ısırılmıştı,omzunda da ısırık izleri vardı. Bu adama ne olmuş böyle? diye düşündü kız.. Bakışlarını yerdeki adamdan okulun kapısından içeri giren polis arabasına çevirdi.Açelya birazdan her şeyi öğrenecekti.
