i'm knocking your heart,could you let me in?

4 0 0
                                    

Hava aydınlamaya başladı ve gökyüzü pembe-turuncu renkler ile aydınlandı.Birazdan kuş sesleri duyulacak,postacının kapıya attığı gazetenin sesini duyacaktım.Salonda oturuyordum,tekli koltuğun üzerinde.Yerde yastıklar ve oyuncaklar doluydu.Bir de yanı başımda duran bir çadır.Muhtemelen Joshua ve Sun'a aitti.Mutfağın gözüken kısmında ise yarım bırakılmış veya bitirilmiş kahve bardakları doluydu,bazıları üst üsteydi.Ricky bu aralar fazla çalışıyordu ve uyanık kalmaya ihtiyacı vardı.

Ben ise sadece çok düşünüyordum.Geçmişi ve geleceği,sorumluluklarımı ve elbette seni.Günün ortasında,eskiden çerçevelenmiş ve içine yazdığımız fotoğraflarımıza bakıyorum.Ve bunu gereğinden fazla yapıyorum.

Gözlerimizde mutluluk ışığı ve gülümsemelerimiz parlıyor.Asla yarını düşünmüyoruz.Kendimize güveniyoruz ve aşığız.Hayatlarımızda başrolleri biz paylaşıyoruz.Asıl kız ve asıl erkeğiz.Dünya bizim etrafımızda dönüyor.Ve her gece küçük kaçamaklar yapmak için bahaneler uyduruyoruz.Kalbimizin sesini dinliyor ve eğleniyoruz.Ve hayatımızın en iyi noktasındayız.En mutlu olduğumuz noktasında.

Aramızda bir elektrik var ve asla kesilmiyor.Ellerimizi asla bırakmayacağımızı düşünüyoruz.Her daim orada olacağımızı.Saçlarımız karışıyor ve ellerimiz ile Büyük Ayı'yı işaret ediyoruz.Milshake'i tek bardak ve iki pipet ile içiyoruz bu bizim en büyük kurallarımızdan biri.Birbirimize bakıyoruz ve biliyoruz ki,en yüksekteyiz.

Ve aklımdan geçiyor,Tell myself that I'd fall I love with someone else but oh my stubborn heart is set on you.And every night I fall asleep just so I can see you in my dreams.

Fotoğrafların üzerinde elimi gezidiyorum ve o an hissettiğim tüm duyguları en azından bir kere daha hissetmek için çaba sarfediyorum.Ama tek hissettiğim derinden bir özlem duygusu oluyor.

Telefonu elime alıp seni aramak ve yıllar sonra olsa bile sesini duymak can atıyorum çünkü biliyorum ki yine aynı hissettirecek ve ve o hissi bir daha yaşamak bile pahabiçilemez.Arıyorum,arıyorum tekrar ve tekrar..Aynı ses her zaman.Böyle bir numara kullanılmamaktadır.Sesini bile duyamayacağım gerçeği o kadar acıtıyor ki kontrolümü kaybediyorum.Fotoğraflarımızı kırıyorum ve benim için kaydettiğin tüm o kasetleri yerlere atıyorum.Fakat herhangi bir zarar geldiğinde tekrar ağlıyorum.Ve Ricky,benim bu aralar sadece bir deli olduğumu söylüyor.

Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.Nasıl hissedilir ya da nasıl seni sevmeyi bırakılır bilmiyorum.Tek dileğim yanımda olmaniken nerede olduğunu bile bilmiyorum.

Gözlerimi kapatıyorum ve bizi düşlüyorum.Arka bahçemizde kolunu  altına olduğumu hissediyorum ve kalp atışlarını duyduğumu.Tek kulaklığımın sende olduğunu ve açık kapıdan gelen annemin kurabiyelerinin kokusunu.Eğer hala yaşıyorsan biliyorum ki,üzümlü kurabiye en sevdiğin.

Başka bir gün deniz kenarında ukulele çaldığım ve yazdığım besteyi söylerken senin gözlerinin gururla üstümde dolaştığını hatırlıyorum.Besteyi senin isteğin ile belki de bininci kez söylerken nasıl seninde mırıldandığını hissediyorum.Sesin en can alıcı,en güzeldi ama asla kabul etmezdin.Sana göre müzik işlerine asla yakışmayan biriydin.Oysa bütün ilhamım sendin.

Düşünüyorum da,gitmekle bir hata yapmış olabilir misin? Çünkü benden başkasının seni benim kadar sevebileceği fikri bana göre değil.

Hayal dünyasından beni çıkaran Joshua oluyor.Minik elleri ve kıvırcık saçlarıyla asla sadece senin ismini ona koyduğum için benzeyeceğini düşünmezdim.

Ellerini ellerimin üzerine koyuyor ve yeşil gözleriyle bana bakarken sadece onu senin ile benim çocuğum olduğunu düşünüyorum.Ama bunun mümkün olmadığını en iyi sen bilirsin çünkü uzun süredir yanımda değilsin.Onu örtünün içine alıyorum.Benim iyi hissetmediğimi biliyor.Ve kafasını benim göğsüme koyuyor.Uyuyakalıyor.

Kendime sürekli şunu söylüyorum biz sadece bir çift çocuktuk.Asla beraber bir hayat kuramayacaktık.

Joshua'ı yatağa götürüken bile bunu tekrar ediyorum içimden.Biz sadece bir çift çocuktuk.

Biz sadece bir çift çocuktuk.

Biz sadece bir çift çocuktuk.

Biz sadece bir çift çocuktuk.

Joshua'nın üstüne örterken,telefonumun sesini duyuyorum.Kimseyi uyandırmamaya çalışarak hızlıca salona geri dönüyorum.Tanımadığım bir numara.

İçimden dua ediyorum sen olman için.Elim ayağıma dolaşıyor ne yapacağımı bilmiyorum,hatta kalbim o kadar hızlı atıyor ki bir an gözlerimi kapatırsam tekrar açamayabilirim.Ve eğer sen olmazsan kalan acıyla nasıl başedeceğimi düşünemiyorum bile.

Ve bütün her şeyi riske atıyorum,açıyorum.

Ve duyduğum ses beni bir anda beni 15 yıl öncesine götürüyor.Oysa dediğin şey tek iki kelime: Kapıyı aç.

Ellerim titremeye başlıyor,gözlerim buğulanıyor ve sonunda açıyorum.

Sen.

15 yıl.

Ve asla değişmeyen sen.

Sana sarılıyorum ve geri kalan hiçbir şeyi artık umursamayacağıma yemin ediyorum.




Couple of KidsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin