¤

855 88 47
                                    

Yıllar önce yarım bıraktığım bu hikâyeyi kaldırmıştım, şimdi tekrar yayınlıyorum çünkü yazmayı çoook özledim

"Hoş geldiniz bayanlar ve baylar, ben kaptan pilotunuz Harry Styles."

Louis iç geçirdi ve büyülü sesi her dinlediğinde olduğu gibi hafifçe sırıttı. Ona aşıktı. Her şeyine. Sesine, vücuduna, kokusuna ve özellikle dokunuşlarına!

Yolculara gerekli kuralları anlattıktan hemen sonra hostes Lisa'yla kabine geçtiler. Feminen davranmak öyle hoşuna gidiyordu ki, çantasından törpüsünü alıp tırnaklarına şekil vermeye çalıştı. Lisa onu bayağı kıskanırdı. Louis yerine kendisi Kaptan Styles'la olmalıydı.

Ama bu olamazdı. Louis Harry'nin en gözde erkeğiydi. Ve hostu. Ve feminen bebeği. Ve pembe şekerlemesi.

"Nasıl gidiyor?" dedi o da ayna ve rujunu alarak. Kapağını açtı ve ruju bir kez döndürdü. Dudaklarına pembe tonlarındaki ruju sürerken Louis ona alayla baktı.

"Ne, nasıl gidiyor?" Dedi bildiği halde.

Lisa gözlerini devirip rujunu sürerken konuştu. "Harry'le."

"Heeeey" dedi kaşlarını kaldırıp. Lisa ona yandan bir bakış atarak yeniden işine döndü. "Ona Harry'yi yalnızca ben diyebilirim. Bay Styles veya Kaptan Styles demekte özgürsün."

"Yani işi pişirmeye devam ediyorsunuz?"

Louis iç geçirdi ve törpüye geri döndü. "Harry'le ben bundan daha fazlasıyız. O harika bir adam."

Lisa alayla güldü, ona baktı. Louis ise Harry'le olan anılarına dalıp masumca gülümsüyordu. "Yatak arkadaşlığından fazlası olduğunuzu mu söylüyorsun?"

"Elbette!" dedi sesini biraz yükselterek. Doğrusu şimdi bayağı bir yükseklerdeydiler.

"Nasıl yatak arkadaşlığınızdan fazlası olabilirsiniz ki? Tanrı aşkına, bu adam neredeyse her gece başka bir kadınla."

Louis yavaşça gülüşünü düşürürken sırtını Lisa'ya dönüp dalgınca törpüsünü yapmaya devam etti. Lisa haklıydı. Louis kendini kandırmaktan başka hiçbir şey yapmıyordu.

Ne var? Uçağın tuvaletinde veya Harry'nin tuttuğu otel odasındaki gül yapraklı yatakta her gece seviştikleri için kendini özel hissedemez miydi? Tamam, bir düşününce özel hissettirmemişti. Sonuçta Harry ona en başından demişti.

Sadece sevişmek. Sadece sevişmek. Sadece sevişmek ve tahmin edin? Sadece sevişmek!

"Hey, bana kızmadın değil mi Lou?" Dedi Lisa onun omzuna dokununca.

Louis onun elini omzunu silkerek düşürdü ve burnundan soludu. Toprağa ayak basana kadar onunla konuşmamıştı. Çünkü Paris'e gelmişlerdi ve Harry'nin kendisini affettirmesi gerekecekti.

Hiçbir şey yapmamış olmasına rağmen. Ve mesele de zaten buydu. Harry sadece sevişemezdi. Louis fazlasını istiyordu ve bunu her düşündüğünde de Harry'nin kendisini affettirmesi gerekirdi.

Captain StylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin