destiel fanfic 3

1.8K 99 20
                                    

Tek bölüm dedim fakat üçüncü bölüm ile karşınızdayım. Açıkçası aşırı düşük bir moddayım ve moralim ciddi derecede bozuk. Hikayelerimi hep iyi moddayken yazarım ve bu bölüm nasıl olur o yüzden pek kestiremiyorum. Kafamı dağıtmak için yazıyorum bu bölümü. İyi okumalar!

Gözlerim boşluğa daldı ve ruhum tutunabileceği birkaç parça umut için yalvarıyorken, zihnim şuursuzca oradan oraya savrulmaya devam etti.Bileklerimdeki zincirlerin ağırlığını kalbimde hissederken, şişmiş gözlerimle etrafı taradım.Hareketlerime sinen dinginliğin sebebi zihnimin duman altı oluşuydu.

İki sokak ötede mırıldanan kediyi duyuyordum, kafesinde yatan köpeğin ince horultusunu..

Rüzgar esiyor ve sonbahar yapraklarını savuruyordu kalbime.

Ayak sesleriyle gözlerimi kaldırdım ve kendi elimden çıkmışcasına bildiğim bedene baktım.Aynı duruş, aynı geniş omuzlar, aynı biçimli dudaklar, aynı burun..ama gözleri..

onlar tanıdık değildi.Yeşil gözlerin yerini alan siyahlığa baktım ve orada karanlıktan başka bir şeyler olmasını diledim.

Elindeki bıçağa çevrildi gözlerim ve kalbim acıyla burkuldu.O ise güldü ve "Cas" dedi."Beni güldürüyorsun"

Anlamıyordum, bir iblise dönmüştü ve meleklere düşman olmuştu.Böyle olmaması gerektiğini düşünüyordum.Öldüğünde bıçak onu bırakmamış ve bir iblise çevirmişti.

Yanıma yürüdü ve elindeki bıçağı göğsüme sapladı.Elindeki melek bıçağı değildi, bir tür işkence aletiydi.Çok acı çekmemi sağlıyor ama beni öldürmüyordu.

"Anlaşma içinde olduğun melekler?" Dedi."İsim istiyorum"

Göğsümdeki bıçağın verdiği acıyla nefesim kesilirken başımı iki yana salladım ve bıçağı iyice ittiğinde dişlerimi sıktım.

"Dean" dedim nefes nefese "Bu sen değilsin, lütfen bırak"

Bunun üzerine kahkaha attı ve "Ben tam olarak buyum" dedi.

Dean'e değer veriyordum ve bunu herkes biliyordu.Onun için onlarca şey yapmıştım ve onun benim için yaptıklarını unutamazdım.Ama onu böyle görünce öyle üzülmüştüm ki, ona kendi bildiğimden bile daha çok değer verdiğimi anlamıştım.

Bıçağı aniden çekti ve ben daha titrek bir nefes bile alamadan geri sapladı.Siyah gözler parıldadı ve "Sabrımı taşırma" diye tısladı artık tanıyamadığım adam.

"Söylemeyeceğimi biliyorsun" diye fısıldadım.

Dean beni yakalamadan önce Sam ile birlikte onu kendine getirebilecek bir şeyler arıyorduk ama Sam beni acil yanına çağırdığında ona gidemeden yakalanmış ve buraya zincirlenmiştim.

Tek umudum Sam'in yetişmesiydi lakin vakit geçtikçe umudum kırılmış ve kırıntılar halinde yere saçılmıştı.

"Önceden olduğum adam sana değer veriyor olabilirdi ama benim için melek Castiel sen bir hiçsin ve amacıma ulaşmak için gerekirse seni memnuniyetle öldürürüm." Dediğinde kalbimin

kırılmasına aldırmadan yüzüne sert bir bakış attım.

Bu o değildi, biliyordum ama kalbimin kırılmasına engel olamıyordum.

"Öyleyse öldür" dedim. "Çünkü sana tek kelime etmeyeceğim."

"Beynine farklı yollarla girmeme engel olan korunma büyüne güveniyorsun ama bilgiyi senden alabilirim Cas, başka yollarla.Bunun gibi" dedi ve bıçağı sapını tutarak aşağı doğru göğsümü yararak indirdi.Acıyla inledim.Sam'in bir yol bulamadığına artık emindim.Yoksa gelirdi.

Gözlerim doldu ve tek gözümden bir damla yaş aktı.Afallayan yüze baktım.Anında ciddileşti ve uzanarak yanağımı sildikten sonra yüzlerimiz arasında çok az bir mesafe bırakarak fısıldadı.

"Benden kaçışın yok Castiel" Kaşlarımı çattım ve yüzümü çevirdim ama kerpeten gibi bir el çenemi tuttu ve yüzümü çevirdi.Simsiyah gözlere baktığımda "Sen benimsin" dedi.

"Seninle istediğim kadar oynarım"

Gözlerimi kapadım."Benden hiçbir şey öğrenemeyeceksin, asla konuşmayacağım" dedim.

Tam o sırada Dean'in arkasından gelen sesle başlarımız oraya döndü.Sam elinde bir kitapla orada bekliyordu.Dean onu görünce güldü ve "Sammy" dedi "Bu ne güzel sürpriz!"

Sam ifadesiz bir suratla baktı ve sonra açık olan kitaba bakıp mırıldanmaya başladı.Bunu yaparken gözlerini Dean'in gözlerine dikti ve elektrik yemiş gibi sıçrayan Dean gürledi ve Sam'in elindeki kitap yere düştü.Sam karşıdaki duvara çarptı ve yere çakıldı.

Sam hala mırıldanıyordu ve o sırada etrafta iblisler belirdi.Dean'in emriyle Sam'i yakaladılar.Sam'in niye böyle aptalca bir şey yaptığını düşünürken, çok uzun zaman önce kötü bir ruh tarafından ele geçirilen bir kişinin gözlerine bakılarak okunması gereken bir büyü olduğunu hatırladım.İyi bir plan değildi.Dean sert bir sesle "Sam!" Dedi."Sana zarar vermeyeceğim.Git buradan.Melek benimle kalıyor.Melek artık benim" dediğinde Sam "Hayır" dedi ama onu tutan iblisler Dean'in bir hareketiyle onu götürdü.

Dean bana döndü ve yürüdü."Seni kurtarmaya ne çok gönüllü var Cas gördün mü?" Dedi alaycı bir sesle.

"Seni kurtarmak için buradaydı" dediğimde güldü ve önümde çöküp göz hizama geldikten sonra yanağımı okşadı. "Ama benim kurtarılmaya ihtıyacım yok Castiel" dedi "Ve benimleyken seninde öyle.Artık benimlesin Cas, artık benimsin" ve siyah gözler tehlikeyle parladı.

Diğerlerinden farklıydı bu ve farkındayım kısa oldu.Devamı gelebilir, gelmeyedebilir.Bilmiyorum.Umarım beğenmişsinizdir.

Destiel Fanfic (Tek Bölüm)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin