"-İki saattir seni bekliyorum neredesin?"
"-Başıma gelenleri bir bilsen!"
"-Beklediğime değecek bir şey değilse yandın"
"-Söylenmede bekle birazdan oradayım"
"-Tamam"
Bir kerede saatinde gelebilse! "Kim bilir yine başına ne geldi?" diye söylenmeye başlamışken garson 3. kez "bir şey ister misiniz?" diye sordu. "hayır arkadaşımı bekliyorum" dedim. Umarım 4. kez aynı soruyu sormadan gelmiş olursun diye söylenmeye devam ettim. Kafede boş boş oturup etrafı seyrederken sandalyenin çekilmesiyle birlikte oluşan cılız ve titrek sesle karşımda oturan esmere diktim gözlerimi.
"-Senden bir şey istesem?"
"-Seni tanımıyorum"
"-İşim acele tanışmayı ertelesek?"
"-Çok hızlısın"
"-Yardım edecek misin?"
"-Peki ne istiyorsun?"
'peki' mi? Aferim sana atla hemen oltaya. Bilip bilmeden ne diye razı oluyorsun?
"-5 dakikacığına sevgilim olur musun?"
"-Ne?"
Dışarıdan 'çok iyi sevgili rolü yaparım' görüntüsü veriyormuşum gibi düşünmeme neden olmuştu. Bir anda midemde ağrı hissettim.
"-Sadece 5 dakikalığına!"
"-Kusura bakma ama hayır"
'Kusura bakma' mı? Daha sert olsana be. Ne zannediyorsa kendini?
"-Benim için önemli ve acele olmasa istemezdim"
"-Benden başka insan mı yok !" diye direnişe devam ederken tek kaşını kaldırdı. Etrafa bakındım, kafede iki çift ve biz hariç kimse yoktu.
"-Peki" dedim oflayarak.
"-Adın ne dedi?"
"-Kübra"
"-Kübra?"
Yok Mahmut! Yeteneğini ispat etmeye çalışır gibi kelimelerimi tekrar edenlere uyuz oluyorum.
"-Evet"
"-Yardım etmeyi kabul ettiğin için saol Kübra"
"-Israrcılığının sonucu"
"-önemli olma-"
"-Evet senin için önemli ve acele olmasa istemezdin"
Tam cevap verecekken birden elimi tuttu.
"-Napıyorsun sen?"
"-Arkamdalar" dedi.
O tarafa doğru baktım 3 kız 2 erkekten oluşan arkadaş grubu. İçlerinden sarışın ve yeşil gözlü üzerinde turkuaz kısa bir yaz elbisesi olan kız masaya doğru ilerliyordu. Yaznımıza geldiğinde;
"-Ege ?"
Yüzünde şaşkın bir ifadeyle 'Ege' derken bana son derece itici bakması irkilmeme neden olmuştu.
"-Eda !"
"-Bizi tanıştırmayacak mısın?"
"-Eda-Kübra/ Kübra-Eda !
