Gözlerimi açtığımda gördüğüm manzara fazla güzeldi. Min Yoongi fazla güzeldi. Çıplak beyaz tenine güneş vurmuştu ve bir çiçek kadar güzel gözüküyordu.
Uzun siyah kirpikleri, yüzünde ki küçük benler, hafif aralanmış pembe dudakları, her şeyi o kadar güzeldi ki saatlerce oturup onu izleyebilirdim.
Bu kadar büyüleyici olmasından nefret ediyordum.
Bir süre daha onu izledikten sonra zar zor yataktan kalktım ve kendimi banyoya attım. Hızlıca sıcak bir duş aldım.
Yarı yıl tatili bitmişti ve bugün dersler başlıyordu. Her ne kadar arkadaşlarımı özlemiş olsam da bir yanım okulun açılmamasını istiyordu.
Banyodan çıktığımda Yoongi hala uyuyordu. Uyanması için telefonumdan bir şarkı açtım ve hazırlanmama devam ettim.
''Park Jimin'' diye mırıldandı ''Kapa şu şarkıyı.''
Dediğinin tersine şarkının sesi daha da açtım.
Küfür ederek yataktan kalktı ve telefonumu alıp şarkıyı kapattı. Arkamdan bana sarılıp, boynuma küçük bir öpücük bıraktı.
''Beni öperek uyandırmak varken neden böyle saçma yolları seçiyorsun?''
Ona doğru döndüm ve belime dolanmış kollarından kurtuldum.
''Yoongi yatak dışında bana dokunamayacağın hakkında bir kural koymuştum hatırlarsan'' dedim
Gülüp beni çekti ve yatağa düşmemi sağladı.
''Şuan yataktayız Mochi.'' Dedi ve beni kollarının arasına aldı. Kalkmaya çalışsam da izin vermedi ''Sadece biraz böyle duralım, sabah sarılmalarını seviyorum''
Pes edip, bana sarılmasına izin verdim. Beni kendisine daha çok çekip, kafasını boynuma gömdü ve ''Çok güzel kokuyorsun Park Jimin'' dedi.
İltifatı kalbimi hızlandırmıştı. Nasıl bir ilişki içerisinde olduğumuzu anlayamıyordum, sadece seks arkadaşıysak neden kalbimi böyle hızlandırıyordu? Bundan nefret ediyordum. Böyle hissetmekten nefret ediyordum. Min Yoongi'nin etkisinden nefret ediyordum.
''Küçük mochi, neden sinirli gözüküyor?'' diye sordu eli yüzümde gezinirken .
Dediği şeye gözlerimi devirip, yataktan kalktım.
''Üstüne bir şeyler geçirsen iyi olur hyung, birazdan sevgilin gelir.''
