Smile Carnations
Çift: SeSoo
Yazar: daredevil_
Orjinal link: <a href="http://www.asianfanfics.com/story/view/625439/smile-carnations-abuse-angst-romance-exo-sehun-kyungsoo-sesoo" rel="nofollow">http://www.asianfanfics.com/story/view/625439/smile-carnations-abuse-angst-romance-exo-sehun-kyungsoo-sesoo</a>
Giriş: Sehun gülerken, Kyungsoo karanfillerin kokusunu içine çekerdi.
*****
Sen güzeldin.
Alkol kokan nefesinle, uzayan tırnaklarından damlayan koyu kırmızılık ile, hatta aşağı dökülerek yanaklarını boyayan incilerle, sen güzeldin.
Sen güzeldin.
Biz güzeldik.
Nerede yanlış yaptık?
Bugün bana ateş püskürürken öyle demek istemediğini biliyorum, senin yapmadığını biliyorum. Bana pislik olduğumu söylerken öyle demek istemediğini biliyorum. Parmaklarınla boynumu sıkman anlamsızdı, dudaklarımdaki kan bir kaza, değil mi? Cildim mor ve siyahla bir tuval ama bunlar yalnızca senin sevdiğin renkler, değil mi?
Neden ağlıyorsun? Avuçlarının sıcaklığını yanaklarımda hissediyorum. Özür dileme,sorun değil. Tamamen aynı güzelliktesin. Daima güzel olacaksın.
Morluklar acıyor ama hepsini telafi etmek için elinde bir buket karanfil ve yüzünde utangaç bir ifade ile kapıyı çaldığında uyanıyorum ve karşımdasın. Son kez fısıldadın ve ben inandım. Çiçekler güzel kokuyor, sen güzel kokuyorsun. Bu iyi, tamamen aynı güzelliktesin. Beni daha fazla öpmek için kafanı daldırdığın gibi ben de baş ucumdaki çiçek kokusunda kendimi boğmak istiyorum. Bunun son olacağına inanmak istiyorum ve sen her zaman karanfil kokacaksın.
Haklıyım.
Gece ilerliyor ve bir kere daha bal kokusu yerini keskin votkaya bırakıyor ve karanfil kokusu, öfkenin kokusu tarafından bastırılıyor. Kemer kalçamı kesiyor, burun deliklerim keskin tütün ve alkol kokusunu soluyor, ellerin benimkini tutuyor ve boyun çevremde oyalanırken seninle güvende olduğuma dair vaatleri fısıldıyorsun. İşlenmiş demir bir zincir gibi acımasızca sıkarken ciğerlerimdeki bütün havayı dışarı salıyorum.
"Sehun" Ellerini tutarken haykırıyorum "dur".
Durdun. Konuşmadın. Hareket yeteneğini kaybetmiş biri gibi ellerini iki yana bırakarak durdun. Kırmızılığın sönerken durdun. Durdun çünkü beni seviyordun değil mi?
Bıraktın. Kemer zeminde tıkırdarken sen de yataktan sürünerek çıktın, kırık kalbimin parçaları ve kırmızı yapraklarla birlikte.
Saat 4 ve sen halen dışarıdasın. Kapı kapalı değil. Birkaç saat sonra yıkacaksın zaten neden kapalı olsun ki? Menteşeler soğuk kış rüzgarı uğuldadıkça gıcırdıyor. Battaniyeyi iyice sarmaladım ama neden halen çok soğuk hissediyorum?
İlk tanıştığımız zamanı hatırlıyor musun?
Hayatımın en kötü zamanında vardın. 24. doğum günümdü ve 6 yıl boyunca sadece telefondan konuştuğum erkek arkadaşım tarafından terk edilmiştim. 6 ay boyunca işsizdim ve kimse üniversitede derecesi olmayan birini işe almak istemiyordu. Ödenmesi gereken faturalar ve bakıma muhtaç bir annem vardı. Ailem beni halen muhteşem küçük bir çocuk gibi düşünmüşlerdi ve yalnızca küçük meleklerinin her ay ev sahibinden kızgın uyarılar aldığını biliyorlardı. Hayat girdaptı, her şey dev bir kara deliğe dönüşüyordu, nereye sürüklendiğimi Tanrı bilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Smile Carnations
FanfictionBu benim ilk çevirdiğim fic. Mantık hatalarım olabilir. Çifti Sesoo. Ve dram. Ağlarken beni düşünün. Sizleri seviyorum. Yorumlarınızı ve beğenilerinizi eksik etmeyin :*** dlsfkgıjıolsd