etrafımı çevreleyen sarih gürültüyü hissedebiliyorum.
karşı koyuyorum geceye.
uzun süreçli olacağı düşünülerek sarılmış bir konserveyi, bırakıyorum masanın üzerine.
ne zaman bittiğini anlamıyorum bile.
başımı gökyüzüne çeviriyorum,
sabah olmuş yine.
savaş olmuş yine.
başucumdaki çiçek artık renk vermiyor.
gölgesi kendisinden uzak,
kalbi atmıyor.
şimdi ben nedense çok hüzünlüyüm.
ayın beyaz izini sürdürdüğü bu yolları,
tüm bu şehrin sokaklarını,
hiçbir yolun sana çıkmayacağını bile bile ezberlerim bu sokakları.
şimdi ben nedense çok hüzünlüyüm.
çiçeklere su serpecek ellerim koparmak için yelteniyor.
başını okşarken usulca fısıldıyorum,
"başım dönüyor ikimizden."