Şişeler ve kazanlar

150 5 3
                                    


hilal

hayatı biraz deli yaşamalıyız zamanın bize bahşettiklerine göre kendimizi sınırlarsak eğlence daha doğrusu özgür olmanın anlamı olur muydu ne de olsa birinin bize bir avada kadevra laneti atmayacağı ne malum

yanımdaki horlayan ve kifayetsizce uykusunu çıkaran ally'den söz etmiyorum bile şu halini kıskanmam öyle olağan dı ki hogwarts kapanmasına karşın barındırdığı ve içinde biraz da benim yaptıklarımla doğan tehlikeler zihnimin nöronlarına yapıştırılmış birer resim gibiydi
oradaydı tam orada gitmiyordu,
susmuyordu beni çıldırtma derecesine getiren kabuslarımın kaynağı olan kötü ruhları zihnifend ile bile alt edemiyordum bunun kadar sinir bozucu olan bir şey olamazdı

a size kendimi tanıtmışmıydım sanırım hayır, öyle dediğinizi duyar gibiyim özür dilerim

merhaba benim adım hilal. hilal standay ilginç öyle değil mi
evet annem bir türk babam ise ingiliz böyle olunca haliyle bende böyleyim

on beş yaşındayım bahsettiğim gibi hogwarts büyücülük okulunda eğitim görüyorum

kitap okumayı sevdiğim kadar başka bir şeyi sevmiyorum galiba

çok sosyal bir yapım olmamasına rağmen okul zamanında en sevdiğim dört arkadaşım ailem ve sihirli değneğimden başka sığınabilecek güvenli bir liman bulamıyordum

garry, bella, jack ve clayton adı geçen dört arkadaşım
şu an yanımda olmamaları kadar üzücü bir zaman dilimi yok

öyle ki garry ailesiyle sibiryada sihirli hayvanların değerlendirme daiesindeki çalışan babası ile yargılanacak canavaralar topluluğunda fligus lukus'tan bir imza alma ve Aeron'u delirtme derdindeydi

bella büyük büyük büyük halası feronia ve ayrıca kendisi soyunun son animagusuydu vefatı üzerine londradan ve çatlak kazandan bir süreliğine gitmişti

jack ve clayton'a gelirsek ikisi birden hala hogwarts'da ve hogsmade de madam uranica'nin şokotopum ve kader adlı biraz absürt kaçan ancak fazlaca popüler olan sihirli dükkanda çalışıyorlardı ebebeyinleri yazı ceza olarak çalışma alanına gönderdiklerini sansalarda onlar için
o dükkan bulunmaz hint kumaşıydı

en azından merhametli madam uranica oğlanların aşırdığı binbir tat kurusuna bir şey demiyordu onun gözünde benim şapşal ancak iyi kalpli arkadaşlarım hala birer çocuktu.
Haksızda sayılmaz yani!

aynada aval aval bana bakan yansımama göz kırptım acilen toparlanmalı ve malzemelerim için alış verişe çıkmalıydım çatlak kazana en kısa sürede ulaşmak da hızır otobüsten geçiyordu ne yazık!

"nice quot dolicem" diye fısıldadım dolabımın önünde bu büyüyü seviyordum şimdi hazırdım

dönerek inen beyaz merdivenleri birer birer indim
kapı koluna uzanmamla annemi duymam bir oldu

"kahvaltı yapmayacakmısın mavilim?" dedi o güzel ses

"bunun için vaktim yok ayrıca bunu çatlak kazanda kolayca halledebilirm biliyorsun " dedim

"peki dikkatli ol bayan fliyon'a sevgilerimi ilet lütfen" dedi annem

çatlak kazana süpürgeyle uçarak muggle halkını önemsemesemde bu riski alamazdım
derin bir ah çekim.

Asamı başımın üstüne kaldırdım
gel gel beri beri uçtu gitti
merinin ak sakalları
hayatımda hiç böylesine bir çağrı şekli duymamıştım ve bunu yapamak bana kendimi tuhaf hissettiriyordu.

asamı indirmemden yarım saniye sonra hızır otobüs devasa kırmızı ve iki katlı gövdesiyle karşıma dikildi bu kadar hızlı işte
kapı açıldı çantamın zincirini biraz daha sıkarak içeri girdim geçen ayın aksine otobüsün içi ayaklı otel katı gibi durmuyor aksine
gayet maggle londrasına ayak uydurmuş bir donanıma sahip oluşu bir çok şekilde iyiydi.

"çatlak kazana lütfen" dedim sürücü koltuğundaki yaşlı fred'e
elimde duran bir galleon'u sarkan cadı kafasının ağzına attım ağzını açmasıyla konuşmaya başladı

"A! meraba tatlım nasılsın"dedi ürkütücü haline tezat ilginç neşesiyle

"iyiyim siz nasılsınız?" dedim şevkini kırmamak için sanırım ilk defa böyle sıcak bir konuşma havasında idi.

"iyilik ona sorarsan" yanındaki diğer sallanan başı gösterdi ve devam etti
"sallanıp gidiyoruz işte" dedi

bunu demesiyle ihtiyat fred'in yumuk bakışları öfke doldu

sallanan kafa kendince haklıydı bu otobüsün olağanüstü hızı ve gücü içindeki canlı cansız ve sihirli herşeyi altüst ediyordu biri hariç huysuz fred sanırım yıllarca bir hızır otobüsü şoförü olmak ona bir artı kazandırmıştı

Mide sorunlarını hissetmiyordu

içimden kahvaltı etmediğim için kendimi tebrik etmekten alıkayomayacağım eğer yemek yeseydim bu yolculuk bitmeden kendimi bir muggle hastanesinde bulanilirdim ki böyle bir sorunum olmuyor

hızır otobüsün aniden durmasıyla kendimi öndeki koltuğun sırtında yapışmış hale gelmiştim
ve çenem ağrıyordu

"çatlak kazan yolcusu" dedi yaşlı ve cızırtılı ses

son kez etrafa göz atarak indim
çatlak kazan bütün haliyle gözlerimin önündeydi
içeriye girdiğimde tom'un ve ekibinin hummalı bir temizliğe girişmiş olduğunu gördüm

Onları kısaca selamlayıp ve tom'un hayıflanmalarına o görmese de göz devirerek geçide doğu yürüdüm

"üst soldan üçüncü tuğla" dedi arkamdaki kadife ses

"profesör lupin günaydın" dedim açık bir şaşkınlıkla genelde şatodan çıkmayan bir ksks profösörüydü bu adam

"günaydın hilal "dedi açılan geçide doğru elini uzattı geçmem için.
başımı saygıyla eğerek onayladım onu

güneş muggle londrasında olduğundan farklı parlıyordu burada daha canlı yaşamı iliklerinize enjekte etmiş gibi ne güzel.

aradığım dükkan ileride görünüyordu
kapıyı aralamamla çalan zil tezgahta uyuyan tezgahtarı uyandırdı

" lütfen bana fünpün alacağını söyleme hayır lütfen " dedi bıkmış ve yalvarır sesiyle

her ne kadar ızdırabına şaşırsamda bu kısa sürdü

"hayır fünpün almayacağım sadece iksir şişeleri ve birde orta büyüklükte bir kazana ihtiyacım var" dedim tek nefeste

"çok doğru yerdesiniz hanımefendi nereye geleceğinizi iyi biliyorsunuz"

elime tutuşturduğu şişeleri verdiği gibi aldı ve tezgaha bıraktı
kazanlara gelirsek maalesef ki profösör snape in istediği gibi kaliteli kazanlara bakmaya çalıştım

birini kaldırmaya çalışmamla bırakmam bir oldu

"tamam bunu istiyorum "dedim kızarmış yüzümle

bir kazanın kalitesi iki şeye bağlıdır;
siyah sürmükler ne kadar koyuysa ve kazan içindeki sihre göre ne kadar ağırsa o kadar kaliteli oluyordu

ağırlığı bize işkence snape e eğlenceydi cidden bu adam çekilmediği gibi bende dahil kimse tarafından sevilmiyordu

ancak büyü boşuna yok bir hafif hafif çek'le yani hafifletme büyüsüyle iş hallolurdu








************************************
sevgili hileoncular merhabalar
yeni bir kurgu yeni bir bölüm
umarım iyi olmuştur

düşüncelerinizi belirtirseniz sevinirim

elbetteki altın ikili; yorum ve oy

BÜYÜNÜN YERİ; KALBİMSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin