Yabancı

71 2 4
                                    

hilal

hayatlar, insanlar, zevkler, renkler, hayatı yorumlayışımız ve niceleri genlerimize işlenmiş ve değiştirilemeyen en güzel eldelerdir

kimilerine tezat iyi ruhumuzun umutsuz yankılarını duymazdan gelmeye veya uzaklaştırmaya çalışırız bunun altında yatan sebep ise tamamiyle özümsenemeyen zamandı

ayağımdaki panduflarla yatağımda uzanarak the neighbourhood'un hate machine şarkısını dinliyordum
beni... ne bileyim heyecanlandırıyordu bana olan yada olmayan her şeyin her sorunun üstüne yürüyebilecekmişim izlenimini veriyordu

geçen sabah çatlak kazandaki işim bitmesine rağmen biraz florish ve bats'da vakit geçirmek evde tükettiğim yardığım çığlıkları atan acınası zamana karşı elimde bulunan bir artı değere sahipti

küçük etajerin üstünde çalan telefonumu bir çırpıda elime aldım
yeşil tuşu sağa doğru kaydırdım

"Aaaaa hilaaaaal beni duyuyormusun sesim, sesim geliyormu oradamısın hilal hilaaal." diyordu açmamla bir bağırmaya başlayan garry.

"Seni duyuyorum garry ve lütfen bağırmayı bırak artık."dedim telefonu kulağımdan uzakta tutarken

"ne diyebilirim muggle eşyalarını yıllardır kullanan biri gibiyim sence amcam william olsaydı bu garip aletlere bayılırdı."

"nasılsın sibiryadan ne zaman dönersin acaba." dedim merakla

"Bilemiyorum hilal bu karmaşık ama uzun sürmez merak etme bu arada sana bir süprizim var." dedi sesini kısarak

"ne ne süprizi "

"ne olucak wamber the cold sihir bakanlığı komitesine destek vermek için hogwarts'a gelicek" dedi arkadan bağıran ses
bu ses ki pejmurde haline ters neşeli ruhlu, garry'in babası flap idi

garry babasına kızıyor bir yandan da süprizi açıkta kaldı diye oflanıyordu

tabii bu sözde bir süpriz sayılmazdı ya neyse

benim wamber the cold konserlerini sevdiğimi biliyordu ve oyunu iyi oynayacaktı babası ifşa etmeseydi

"bu gerçekten çok güzel. imza alabildin mi bakalım."

"Ahh bebeğim benden bir şey kaçmaz biliyorsun biliyorsun değil mi?"

"ya ne demezsin "

"kapatmam gerek hilal görüşürüz."

"görüşürüz."

************************************

şimdi kendimleydim saatlerin yelkovanlarının saniyelerin her bir ibreyle seviştiği ve kendinden geçtiği ruh bendim

bekleyişleri güzel yapan bir heyecan vardır tıpkı papatyaların koparıldıktan sonraki enfes kokularını yayması gibi

gece çoktan gelmişti karanlık çökmüştü

vuuu diye dışarıdan gelen sert rüzgarın sesi beynimi ele geçiren uğultuları kovuyordu

içimi tam da oturma pozisyonu aldığım zaman kötü bir his kapladı

sanki heran biri gelip arkamdan sobe diye bağıracakmış gibi

bir iki üç

Bom!

korkuyla sıçradım ve camın kenarındaki yatağımdan uzaklaştım

yerdeki cam kırıklarından yansımam gerçekliğin ne olduğunu bir kez daha mırıldanır gibiydi

BÜYÜNÜN YERİ; KALBİMSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin