you are my | taekook

3

Tae: Her gün suya aç bir çiçek gibi soluyorsun Jeon..

Jeon: Hayat bana kuru bir toprak verdi.

Sana verilen ile yetinmek

Bu zalim hayatın okkalı kanunlarından.

Tae: Toprağını sulayabilirim.

Jeon: Ya bir dahaki gün sulamazsan.

Tae: Ya hep yanında olmama izin verirsen?

Sana hissettiklerimi kabullendiğimde.

Hayatım senin hayatına bağlandı bir anda.

Altın kafesinde zindan ettin beni.

Ama en çok acıtan bunun farkında olmayışın.

Jeon: Tanışık olduğumuzu söyledin.

Ve beni öldürmek istediğini.

Tae: Kalbinde hala izlerim olduğuna yemin edebilirim Jeon.

Tanrı ikimizi tek ruh olarak yarattı.

Iki beden olmamız ruhumuzun tek olduğunu değiştirmez.

Jeon: Neden bana yabancı geliyorsun peki.

Kalbimde hiçbir iz yok.

Tae: Zaman her izi yok edebilir ama bizim zamanımız geldiğinde her iz kalıcı bir yara olacak hayatımıza.

Sen ve ben. Ayrı olsak bile bir olduğumuzu her zerremizde hissedeceğiz.

Biz olacağız.

Jeon: Kalbimde iz yok çünkü kimseyi içine almadım.

Tae: Unutmak bazen en güzel ilaçtır.

Ama hatırlarsan karanlığa değil kollarıma düşeceğine söz veriyorum.

Jeon: Şair falan mısın sen?

Tae: Seni anlatmak şiirlerin bile haddine değil Jungkook.

Hayat o kadar zalim bir hükümdarki.

Tek ruhu iki bedene bölecek bir vicdana sahip.

Jeon: Hayat o kadar merhametliki.

Iki bedeni tek ruha sığdıramayacak akıla sahip.

Sana izin vereceğimi söylemiştim.

Ama söz vermemiştim.

Tae: Neden bana inan mıyorsun?

Jeon: Tanımadıklarıma inanmam.

Beni öldürmek isteyenlere ise hiç.

Bence..

Sen de tanımadıklarına aşık olmamalısın.

Tae: Taç yapraklar büyüdüğünde.

Biz birbirimize sarılıyor olacağız.

Jeon: Kar bütün her şeyin üzerini örttüp gizlediğinde ise

Tekrar iki yabancı olacağız.

.

.

.

.

Çok güzel gidiyor ama konu ne bilmiyorum. Yazdığı şeyi bilmeyen insanın dramı..