SELAM BU İLK BÖLÜM İYİ OKUMALAR.
Selam ben Gizem. Babamın iflas etmesiyle birlikte Çeliktepe denilen lanet bir yere taşındık. Hemde apar topar insan Pendik'den niye bu kadar hızlı kopar ki. Babam yani Murat Koç, çok çalışkan ve düzenli tertipli çalışırdı ancak amcam olacak Hakan Koç şirkettekileri dolandırarak gündemden düşmesini ve iflas etmesini sağladı. Bizde bu saçma sapan bir köşe mahallesine geldik.
Kendimden bahsedece olursam 1.70 boylarında kumral gözlüklü bir kızım. Kendi içime kapanık olduğumdan hiç arkadaşım olmadı yanımdaki bir sürü barbie bebekleriyle büyüdüm anlayacağınız evden dışarı adımımı atmaya bile üşenirim. Gelelim Anne sıfatı verilen CADIYA (!) 9 yaşındayken babamı aldattığı için ve ben olanları gödüğüm için eşyalarını alıp o gün evi terk etti.
Tek çocuğum ve buraya alışmak zorundayım..
Taşınmanın verdiği yorgunlukla babam bir kanepede ben bir kanepede uzanıyorduk. Karnımın aç olduğunu biliyordum ama guruldamasıyla beraber babamın yerinden zıplaması bir oldu. Kahkahalarla gülmeye başladığımda ;
- Gizem kalk masanın altına gir deprem var.
Deyip ayağa kalktı. Kanepeden düştüm gülerken çünkü Gizem gibi anırmaq bu. Kahkalarımı kesmeye çalışarak
- Baba sadece karnım guruldadı.
- O zaman al şu parayı yukardaki bakkaldan ekmek al kızım malesef burda ne site görevlisi ne de hizmetçi var. (PİÇSMİLE)
Al şu parayı ve kızımı rahat birekiceksin layn dememek için kendimi zor tuttum arkdşlar. Kız yüreği bu babama söz getirtmem diyerek parayı aldım. Tam koşarak çıktım kapıdan kii geri dönüp kapıyı yumrukladım. Babam açıncada
-Kaç ekmekti bebek?
- İki gizem artık git seni yiyeceğim yoksa.
Babama sırıtıp çıktım apartmandan. Sağ yokuş mu ? Sol yokuş mu ? diye düşünürken sol yokuşu seçtim ve oraya doğru yürüdüm ama arkama baktığımda babam ters tarafı işaret etti balkondan. Bugün sorunsuz geçsiz diye içimden hatim indirirken yokuşta 10-15 çocuk aralarında bağırışıp gülüşüyorlardı. Hiç bulaşma Gizem diyen iç sesime tenk yu verimaç diyerek onlara uzak sağ taraftan yürümeye başladım.
Arada "şiit, pişşt" sesleri duysamda kulak asmadım. Taa ki biri bağırıncaya kadar
"Bizim semtte sosyetenin ne işi var lan baksanıza şu kıza bizden olsa selam verirdi kaşar."
Ulan kaşar senin ağzına ekşi peynir tıksın. Gerçekten özgüvenim olsaydı ağzıyla götünü yer değiştirirdim şerefsizin. Söylenerek yokuşun başındaki bakkala çıktım. Adama iki ekmek dediğimde yiyecekmiş gibi süzdü. sonra ekmekleri verdi parayı ödedim ve çıktım.
Derin nefes aldım sonra verdim (FESATLIKÇOKAYIPTIR:3) aşağıya doğru sadece önüme bakarak yürümeye başladım az ilerideki yine aynı çocuklar devam ediyordu eğlencelerine. Ne kadar çaktırmadan bakmaya çalışsam da gözlerimi alamadım bir çocuk motorun üzerinde hızlı sürüp yokuşta ön kaldırmaya çalışıyor. Tam yanımdan geçtiği anda ve çok yakın biçimde öpücük attı. Allahımın verdiği gücüyle eve goştum yeminlen.
Abisi tamam motoru sürersinde nasıl öpücük atıyorsun tanımadığın birine. Kapıya ulaştığımda onların kahkahalarını duyabiliyordum. Hemen zilimizin olduğu yeri bulup çaldım. Babam kapının önünde yatacağı için direk açıldı ve ben içeri girdim. Merdivenlerden çıkarken o anı tekrar düşündüm hafif açık kahverengi saçlar mavi gözler herkesin bakabileceği tipten biri.
Kalbimin hızlandığını hissettiğimden direk kafamdaki düşünceleri dağıtıp iç sesime kulak verdim. "Gizocan yapma etmaa zapara aşıq olmağ yapamassııın edamazsın temiz aile çocoğosaan"
Ne olacakki hem belki olur benimde ilk aşkım diyerek kapıyı çaldım. ACABAA ?