14. izin ver[m]ek

6.6K 378 584
                                    

Lütfen bol bol yorum yapın :"


Jimin;

Hislerim uykunun örtüsünden kurtulduğunda ilk hissettiğim şey sıcaklıktı. Mayıştırıcı, huzur verici bir sıcaklık. Tıpkı küçükken annemin koynunda uyandığımda hissettiğim gibi bir sıcaklık. Oradan hiç çıkmamak istedim, bunun bir rüya olmasını ve asla bitmemesini istedim ama biliyordum ki bu gerçekti ve o uyandığında bitecekti.

Kokusu burnumdan içeri sızarken yüzümü boynundan kaldırarak gözlerimi araladım. Taehyung'un şişkin suratına bakarken gözlerim yanıyordu. Son iki gündür fazlaca ağlıyordum ve gözlerimin yanmasına alışmıştım. Alkole dayanıklı bir bünyem olduğundan gece yaptıklarımı hatırlıyordum. Mezarlığa giderken de beni takip ettiğini biliyordum ama onunla uğraşmak istememiştim, bunun yerine o benimle uğraşmıştı. Neden yaptığı hakkında bir fikrim yoktu ama uzun zamandır uyurken üşüyen bedenim Taehyung'un yanında, uzun zamandır benim olan yatakta sıcacıktı.

Yanaklarına gölgesi düşen kirpiklerini seyrederken onun kokusuna karışmış çirkin bir koku duydum. Üstümdeki sweati kokladığımda yüzümü buruşturmuştum. Leş gibi içki kokuyordum. Bu kokuma nasıl katlanabilmişti?

Yavaşça Taehyung'un belimdeki kolunu çözdüm ve yataktan kalktım. Banyo yapmam gerekiyordu. Hem dün fazla soğukta kalmıştım ve bedenimi sıcak suyla rahatlatmalıydım. Zatüre olup gebermeye niyetim yoktu. Banyonun kapısını aralamadan önce arkamı döndüm ve bir kez daha baktım Taehyung'a. Az önce belimde duran kolunu çenesinin altına sokmuş, büzmüş olduğu dudakları ve şişkin suratıyla -bunu ona yakıştırmak garipti ama- şirin duruyordu. Gözlerim yatağın yanındaki komodine kaydığında sarı ve yıpranmış ayıcığımı gördüm. Aynı annemle uyuduğum gecelerdeki gibi, annem yanımda olunca o ayıcığın önemi yitiyordu, bir kenara konulmuş ve yalnız kalmamı bekliyordu sanki. Hiç yalnız kalmamayı, o sarı ayıcığa hiç sarılmak zorunda kalmamayı diledim.

İç çektim ve önüme dönüp odamdaki banyonun kapısını araladım. Sıcak bir suyla uzun uzun banyo yapmayı istiyordum. Hem az önce led ışıklı saatten gördüğüm kadarıyla saat öğlen ikiydi ve okula gitmek gibi bir zorunluluğum da yoktu. Tam olarak kaçta eve geldiğimizi hatırlamıyordum ama bir ara Taehyung'un kucağındayken gözlerimi araladığımda şafak vakti olduğunu, gökyüzünün yavaşça aydınlandığını görmüştüm. Baya bir uyumuş olmalıydık ve sanırım Taehyung'a bana böylesine derin bir uyku çektirdiği için minnettardım.

Kıyafetlerimi çıkardım ve suyu ayarlayıp duşakabine girdim. Sıcak su tenimi çözerken rahatlayarak gözlerimi kapatmıştım. Bir süre suyun altında bedenimin gevşemesine izin verdim ve batan gözlerimi ovaladıktan sonra avcuma bolca şampuan sıkarak saçımı köpürtmeye başladım. Vanilya kokusunun o leş gibi içki kokusunu sileceğini umuyordum. Parmaklarımı saçlarımın arasından geçirirken dirseğim arkamdaki duvara çarpmış, boş anıma denk geldiğinden hafifçe inlemiştim. Sadece ufak bir sızıydı.

Eğdiğim kafamı sıcak suyun altına sokarak saçlarımı duruladığımda ilk işim şampuan yüzünden sıkı sıkı kapanan gözlerimi ovalayarak aralamak oldu. Şampuanın gözlerimi yakmasından nefret ediyordum. Parmaklarımı saçlarımdan bir defa daha geçirerek ıslak saçlarımı geriye attığımda nefes nefese gözlerimi araladım. Suyun buharı tüm kabine dolmuştu. Ellerim life uzandığında duşakabinin kapısının gıcırdayarak aralandığını duydum. Bedenim sıcak suyun altında buz kesilmişti ve arkamı dönmeye korkuyordum. Kapıyı kilitleme alışkanlığımın olmayışına lanet ettim.

"Jimin-ah, bana..." Kalın sesindeki titrekliği duyduğumda dudağımı ısırdım. Yaptığı şeyden tereddüt duyuyor gibiydi. Kelimesini tekrarladı. "...bana dön."

cliche •vmin•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin