Erkekleri bilirsiniz, kendilerine bakanı değil de umursamayanı severler. Aslında bunu genel olarak her insan yapar. Nedendir bilinmez, seni seveni sevmek yerine acı çekmek bizlere daha cazip gelir hep.
Ben de bu gerçeğe kurban gittim, ve aynı düzen içerisinde ''o'' da bunu görüp gitti...
''ASANSÖR''
Rüya; 17 yaşında, tabiri caizse ygs mağduru, güzel sanatlar lisesi resim okuyan, bozuk bir ailede büyümüş, duygusal, vurdumduymaz, tutarsız, iyi, hoş bir insanım işte, hemen konuya girsek, ıhım..
Bunaltıcı sıcağın dersleri kaynattığı, nemden terlemiş saçların vıcık vıcık olduğu ve alnımdan süzülen kocaman bir ter damlasının makyajımı boka çevirdiği bir okul gününü daha ardımda bırakmanın verdiği sevinçle servise bindim. Bilirsiniz ''arka'' koltuk her zaman V.I.P'dir ve oraya her zaman ''en popüler'' kişiler oturur -sanki bizle aynı parayı vermiyor ırspı- Orada geçen sinir bozucu konuşmaları duymamak adına önlere bir yere sıkıştım. Servis şöförümün ''ne olacah bu milletin hali!'' konuşmalarına kıkırdayarak cevap verirken ''kuzenime gitsem'' düşüncesi beynimin orta yerine oturdu.
-Mehmet amca, beni kuzenime bırakır mısın bugün? -Cümleye bak hele ''Sanki özel şöförünüm amk otur aşağı'' dese yeri yani.
-Tabi olur.
Kuzenimin oturduğu siteye yanaşırken yoldan bi çocuk gördüm. ''oh may gudnıs!'' lık bir şeydi yani-tipini görmeden diyorum düşünün- o yürüyüş? o endam? Allahım bana öyle yürürken sadece poposu ve omuzları paralel bir şekilde yürüyen bir adam daha bulun, bulun yani, bulamazsınız!
Çocuk sadece yürüyordu nerde oturuyor, nedir, kimdir bilmiyordum. O an Rüya'nın kafa zehir tabi, ''ALLAM NOLAAR BU ÇOCUKLA KARŞILAŞAYIM ŞİMDİ NOLAAAAAAAAR'' diye içimden mal mal haykırıyordum. Ve o an evren bana; ''Rüyaaa'm, canıım, sen şimdi o terden lahana olmuş kafan ve gözlerinden çenene kadar akan eyelinerinle bu çocukla karşılaşmak istiyon öyle mi yavrum. Sen kaşındın.'' demiş olacak ki çocuk gireceğim apartmanın kapısına yürüyordu!
Tanrım! Ben de nasıl coolum var ya servis şöförüde yanımda böyle kardeş kardeş yürüyoruz kapıya (şöförle aynı yerde oturuyor bu çocuk&kuzenim).
Kapıyı açtı, şöförle tanışıyorki selamlaştı Allam ben de mal gibi direk asansöre yapıştım. Asansörde o, benim karşımda, yanımda da şöför!
-Kurstan mı Fatih?
-Yok abi dershaneden.
-Aferin iyi iyi.
''OHA ADINI ÖĞRENDİM SNİ SVYRM SERVİS ŞÖFÖRÜM KALĞĞP'' derken asansör durdu,
-Yavrum, ayrılık geldi başa katlanmak gerek.. Deyip 10 numaralı bakışımdan çak-madım tabiki! Çıkarken, ''İyi akşamlar'' sözleri dökülüverdi dilinden. Hiç tınlamadım, belki şöföre dedi!?!?! Neyse, ıhım.
Tabi kuzenime girer girmez olayı anlattım,
-Kızım görmeliydin o surat, o saç, o boy, o yürüyüş yani for!
-Ya bi dakika ben tanıyorum o çocuğu Melis'in abisi o ya 7. kattalar hatta.
-Oha oha van minüt! Melis kim arkadaşın mı nasıl yani?!?! Anlatsana bok!
Derken bu çocuğun takmadığı gözlüğünün numarasına kadar her bokunu öğrendim. Ama hayat işte, bu erkekler genelde bana hayatımda biri varken rastlar hep. 1 senelik bir ilişkim vardı anlık bir hoşlantıydı diyerekten ilişkiyi silip atmamayı tercih ettim-içten içe de ırspı yanım, ''amaan 1 sene her bokunu bildiğinle monoton bir ilişki nereye be sie'' deyip durdu sürekli.
&Part1 Sonu
Voteleerinizi esirgemeyin :'(..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖKÜZ PRENS
Teen Fiction-Bu sabah bir şeyi unuttun bak -Neyi unuttum? -Öpmedin ev sığırı