Ya baba gerçekten sana anlam veremiyorum. Tabiki elimde telefon olacak. Tabiki konustuklarım olacak. -offf baba-
Kendimce yürürken gözüm ağacın dibindeki çocuğa takıldı. Yüzünü görmesemde saçlarından haşlanmıştım. Sadece bakıyordum. Ansızın kafasını çevirdi bana baktı tekrar kafasını öne eğip telefonuna baktı ve hızla kafasını kaldırıp tekrar bana baktı. Göz göze gelmiştik içimde anlam veremediğim bi sıcaklık oldu. Ve aynı hızla kafasını indirdi. Umursamıyordu. bende öyle. Yürümeye devam ettim aklım hala çocuktaydı. Çok mu cirkindim? Neden öyle bakmıstı ki?
Oturduğumuz yerden kalktık. Belki tekrar görürüm umuduyla hızlı hızlı önden yürüyordum. Hah sanki görsem ne olacaktı ki¿
Onu en son gördüğüm yerde yoktu. Evet yoktu. Olsaydı... Bakışsaydık.
Ahmet abimle yolda yürümeye devam ediyorduk. Kafamı telefona gömmüştüm her zaman olduğu gibi. Telefonum çarpışmanın hızıyla kendini yerde buldu.
YOK ARTIK!!!!?!???!!
Az önceki çocuktu, ne olduğunu ikimizde anlamadık. Birbirimize bakıyorduk. Gözleri maviydi benimkilerin aksine güzel gözleri vardı. gözlerini yere indirdi, telefonumu aldı.
o an numarasının rehberimde olmasını istiyordum. AH MİRAY HEP BÖYLE YAPIYOSUN. İçimdeki sesi susturup bana uzattığı telefonumu aldım. gülümsedik.
"Kusura bakma" dedi çekici sesiyle. "sorun değil" dedim itici sesimle. Tekrar gülümsedik ve yoluma devam ettim.
Adını öğrenmemin imkanı yok muydu? Bana bi güzellik yapamazmıydinız? Hayır yani çocuk taş, çekici, karizma tavan, yani insan istiyor.
Bu sefer terslik yapıp arkadan yürümek istedim. Sahilde yürümeyi seviyordum. Kulaklığımı taktım şarkımı ayarlamadan en son kaldığım yerden devam ettim. DUMAN- HABERİN YOK ÖLÜYORUM.
Foverimdir. Bir elime telefonu tutarken diğer elimle sallanıyorduk. Biri yanıma yürüyordu kafamı çevirdim hiç gormedigim bir yüz. Gittikçe yaklaşıyordu. Korktum. Elindeki kağıdı bana uzatıp gülümsedi. Ne yapacağımı bilemeyip kağıdı aldım. Birseyler dedi ama duymadım kulaklık vardı.
Kulağımda kulaklık varken benimle konuşan insanları anlamıyordum. Aslada anlamayacaktım.
Çocuk yanımdan gitmişti. Kağıdı açtım. "çarpışma için üzgunum güzellik" yazıyordu birde telefon numarası vardı CARPISMA??? GÜZELLİK?? TELEFON NUMARASI?
Ne yapmalıydım? Beni izliyor muydu? En mantıklısı umursamamaktı. Kağıdı cebime koyup şarkının eşliğinde yürümeye devam ettim.
Çoktan eve gelmiştik. Kendimi yatağıma attığımdakı huzur tarif edilmezdi. Üstümü çıkarırken cebimde kağıdı baş ucumdaki masaya koymuştum. Yatağa yaptığımda gözüme ilk takılan o oldu. Yerinden oynatmadım kağıdı. Mesaj atmak istiyordum. Ama gözünde yavsak yalnız orospu gibi gözükmek istemiyordum. DUR MİRAY. Uyuman gerek.
İç sesim haklıydı bu sefer. Tatlı bir hayal kurup uykuya daldım. yakışıklıyı sonra hallederim.
