Sessiz çığlıklarımın arasında boğuluyordum sonra o geldi park jimin kurtardı beni sevdi,
Öptü beni sarıldı herşey çok güzel gidiyordu.
Her gün birbirimizin kulağına ne kadar sevdiğimiz fısıldıyorduk.
Hep birlikteydik ben onu çok sevdim.
Ama bir gün bu bozuldu jimin benden ayrıldı benimle yapamadığını söyledi artık beni sevmediğini.
Gitti onu göremedim nefret ettim ondan o kadar nefret ettim ki.
Haftalar geçti kalbim acıyordu onun sesini, kokusunu, herşeyin özlemiştim.
Artık dayanamıyordum evine gittim kapıyı tıklattım ama açan olmadı içime bir korku birikiyordu.
Ve kırdım.
Yavaşça içeri geçtim onun kokusu doldu burnuma gülümsedim ilerledim meleğim öğlenleri uyurdu o yüzden adımlarım sessizdi.
Odasına girdim ama yoktu biraz ilerleyince yatağın üstünde bir mektup gördüm üzerinde adım yazıyordu yavaşça açtım ve okumaya başladım .
" nasıl başlıyacağımı bilmiyorum ama bunu sana söylemem lazım sevgilim aslında seni çok seviyorum seni üzmemek için öyle söyledim ama şimdi anlatıyorum gerçekleri hastayım ben jungkook hemde çok senin gözünün önünde ölmek istemedim biliyorum sende her gün benimle beraber eriyip ölürdün.
Doktorumla görüştüm ama bana çok geç kaldığımı söyledi kısa süre içerisinde bacaklarımdan başlayıp en son da boynumun felç kalmasıyla biticekmiş.
Sana yük olmak istemedim sevgilim seni üzdüğüm için üzgünüm sevgilim seni seviyorum."Jungkook ağlayarak kağıdı cebine koydu ve dışarı çıktı.
Nefes alamıyordu jiminin minik bedeni hastaydı ve bu onu şimdi öğreniyordu.
Jiminin nerde olduğunu biliyordu oraya doğru ilerlemeye başladı.
Yaklaşık 45 dakikalık yürüyüşün sonucu geldiği yere baktı kıyı ilerdeki küçük eve doğru ilerledi jiminle burayı kendileri yapmışlardı zor olmuştu.
Kapıyı tıklattı
Kapı açıldı ve karşısında tekerlikli sandalyeli bir jimin vardı.
İkisininde gözleri doldu
Jungkook dedi jimin niye geldinSeni yalnız bırakmam dedi jungkook söz verdim sana dedi minik bedene sarılırken
"Jungkook"diye fısıldadı jimin "ne yapacağını biliyorsun dimi ? "
Jungkook biliyorum diyerek ayrıldı ve tekerlekli sandalyeyi tutarak ilerlemeye başladı.
Geldikleri uçuruma baktılar yüksekti
Jungkook jimini sandalyeden kaldırdı ve uçurumun ucuna kendisiyle beraber oturtturdu konuşmaya başladılar hayallerinden, komik anılarından o saatler hep güldüler.Ama jungkook zamanın artık geldiğini biliyordu jimine baktı anlamıştı jimin.
Ikiside kendilerini boşluğa bırakmadan söz verdiler dünyaya 29 şubatta geri döneceklerdi.
~•○°●◇●°○•~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
silence
Short Storysessiz çığlıklar için boğulduğumu hissediyordum sonra sen geldin park ama sende bana sessiz aglayışlar bıraktın