SON

434 30 3
                                    


İnsan bir an çok mutlu,umutlu veya bambaşka duygular içindeyken bir sonraki anda ne hissedeceğini,ne yaşayacağını kestiremiyordu.

Verda... Dün gece avuçlarına bırakılan o broşun sihrini,dudaklarında yer edinen dudakların baş döndürücü sıcaklığını,belini saran kolların sağladığı güveni aşamamışken şimdi sanki veda ediyordu sevdiği adama. Oysa daha yeni kavuşmuştu küstah varisine. Çok da umutluydu....

Sabah kapıdan çıkarken annesine, Bundan sonra her şey çok güzel olacak, demişti. Peki şimdi, savrulan arabanın içinde son kez mi değmişti gözleri birbirlerine?

Vücudunda hissettiği keskin sızı kalbindeki kadar olmasa dahi taktı canını.

Araba hızla yuvarlandı,sürüklendi ve nihayet durdu. Verda acılarıyla boğuşuyordu ancak ölmemişti. Bilinci hala onunlaydı. Gözleri hafif aralık bıraktığı kapaklarından Efe'yi,Efe'nin alnından süzülen kanı görüyordu.

Kulakları cızırtılı da olsa kardeşinin haykıran sesini duyuyordu.

"Verda! Verda,lütfen iyi ol! Allahım! Allahım sen kurtar!"

Ciğerlerine dolan dumandan kaçmak istedi Verda. Konuşabilmek, "Beni bırak Cem! Efe'yi kurtar!" Demek istedi. Elini kaldırdı usulca.Ancak takatsizce düştü eli kucağına.

Bilinci duruluğunu kaybedip bulanıklaşırken son gördüğü Efe,son düşündüğü ise sevgilisinin ona dönmesi gerektiği oldu..

**

Zifiri karanlıktan çekildi Verda. Gözlerini beyazlığa açtı. İstedi ki ilk gördüğü şey son gördüğündeki gibi Efe olsun. Ancak olmadı. Bembeyaz bir tavana bakakaldı.

"Efe?Sevgilim...Gitmedin..Beni bırakmadın değil mi?"

Gözlerini tekrar kapatıp fısıldadığı kelimeleri havaya bir toz misali karışıp kaybolurken iki damla gözyaşı süzüldü şakaklarına.

"Hani beni dünkü gibi öpecektin? Hani anı yaşayacaktık Efe Akdora? Neredesin şimdi? Nerede kolların, nerede dudakların? Gözünün altındaki cânım gamzen nerede? Daha dudaklarımı bastıramadım ben oraya. Cesaret edemedim.. Aptal mıyım ben sevgilim?"

Efe'nin nerede,nasıl olduğunu bilmeden paramparça halde konuşmaya devam etti,ta ki kapısı açılıp kardeşi başına gelene dek.

Verda Cem'i sessiz olmasına uğraştığı adımlarından ve o çocuksu,bebekliğinden beri tenine sinmiş kokusundan tanıdı. Gözlerini aralamadı. Ne yapacak diye bekledi bir mühlet.

"Verda'm..Ablam..Artık evin küçük erkek çocuğu olmamam gerektiğini söylemiştin bana. Yapamadım. Yine yaktım canını.Allah belamı versin! Ya gitseydin kızım? Ne yapardım ben sensiz? Ne yapardı gamsız eşeğin? Kafayı yerdim ulan! Kalan o son akıl kırıntılarını da kaybederdim!"

Cem başını eğip alnını ablasının alnına dayadı. Gözyaşları ablasının yanaklarına süzülürken duyduğu şeyin etkisiyle şiddetlendi ağlayışı. Tuna Akdora'nın sonunu getirecekti! Onlara yaşattıkları yüzünden elinden ne geliyorsa yapacaktı! Büyüyecekti artık Cem. Öptü Verda'nın saçlarını. Ardından gülümsedi hafifçe.

"O kılkuyrukla oluşunun hesabını sonra soracağım sana Verda Hanım.Beni duyuyorsan,Efe iyi. Uyanmak için seni bekliyor zannımca. Kalk hadi zalimin kızı! Daha edecek çok kavgamız var."

**

"Gitme dur ne olursun

Gitme kal yalan söyledim

Doğru değil,ayrılığa daha hiç hazır değilim

Aramızda yaşanacak yarım kalan bir şeyler var

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 30, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

EfDa SonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin