Meraklı

243 11 2
                                    

"Kitaplarıma dokunma!" Abim gözlerini bana çevirmiş sinsi sinsi bakarken, bende ona onu öldürecekmiş gibi bakıyordum. Kitaplarıma dokunmasına gerçek anlamda çok sinir oluyordum. Onlar benim bebeklerimdi. Cidden onları o şekilde seviyordum. Ama abim bunu anlamakta güçlük çekiyordu. Kuş beyinli!

"Bunu bağırmadan güzel bir dille söyleyebilirsin." Dediğinde yüzünde kızmış bir ifade vardı. Umurumda mı? Hiç sanmıyorum. Gözlerimi devirip onu taklit ederek "Kitaplarımdan birini alacağını güzel bir dille söyleyebilirsin" dediğimde bu sefer göz devirme sırası ondaydı. Canı sıkılmış gibi bir hali vardı ama huyumu biliyordu. Kitaplarımı ne kadar çok sevdiğimi de.

Elinde ki kitabı alıp salona geçtiğimde annem 'ne oldu' bakışı attı. Bıkkın bir şekilde "Abime söyler misin? Bir daha kitaplarımı izinsiz almasın, hatta dokunmasın bile." dediğimde annem anladığını belirtir bir şekilde kafasını salladı. Annem gözlerini tekrar önünde ki televizyona çevirdiğinde "Ben sahile iniyorum." dedim. Annem kendine dikkat et derken ben çoktan kapının dışına çıkmıştım bile. Merdivenlerden söylene söylene inerken karşı komşumuz Melda Teyze gülümseyerek bana baktı. Ben de ona gülümsediğimde bir şey söylememesini dilerken yanımdan geçip gitti. Bunun için Allah'a sonsuz teşekkürlerimi ilettim.

Sahile indiğimde biraz dolaştıktan sonra sakin bir köşe bulup oturmaya başladım. Kitap okumak için güzel bir yer bulmuştum. Tam kitabımı açmış yerimi benimsemiştim ki yanımda duran iki çift spor ayakkabı dikkatimi çekti. Kafamı kaldırıp baktığımda sigaradan dişleri sararmış -ben öyle düşünüyordum- sarışın çocuk bana gözlerini dikmiş hiç hoşlanmayacağım şekilde bana bakıyordu. Yanında ki kumral uzun saçlı çocukta ondan farksız değildi. Ne oldu anlamında kafamı sallarken sarışın çocuğun yüzündeki sırıtış daha da fazlalaştı. Hiçbir şey anlamadığım durum içinde iki çocuk arasında gözlerimle gidip geliyordum. Sarışın çocuk kumral çocuğa dönüp başıyla beni işaret ettiğinde kumral çocuk üzerime yürümeye başladı. O sıra ayağa kalkmak için uğraşırken birden kendimi kumların üzerinde buldum.

Adını bilmediğim sarışın çocuk kahkaha atarken bu sefer başka birisine ait olduğunu düşündüğüm ses "Defolun!" diye haykırdı. Kumral çocuk beni bırakmış sarışın çocukla topuklarken ben de sesin geldiği yöne kafamı çevirdim. Karşımda açık mavi gömleği, üstünde gri hırkası ve altında koyu kot pantolonuyla siyah saçlı siyah gözlü esmer yakışıklı bir çocuk duruyordu. Yaklaşık benden 2 yaş büyük görünen bu çocuğa hayranlıkla bakmayı kesip ayağa kalktım. Üstümde ki tozları temizleyip gülümseyerek yanına doğru ilerlediğimde umursamaz bir tavır içerisinde bana bakıyordu. Biraz tedirgin bir halde sevimli görünmeye özen göstererek "Teşekkür ederim." dedim. "Önemli değil ama buralarda fazla dolaşmazsan iyi edersin ufaklık." diye cevap verdiğinde ne kadar ego yığını bir insan olduğunu düşünmeye başladım. Ama bu onun karizmatik, yakışıklı, tatlı ve çekici olmadığı anlamına gelmiyordu. Ah! Ne düşünüyorum ben böyle? Hemen bu düşüncelerimden arınıp ne kadar ters bir cevap vermek istesem de beni o çocukların elinden kurtardığını düşünerek düzgün bir cevap vermeye karar verdim. Aklımda ki bu düşünceyle "Ah. Evet, sanırım haklısın. Böyle bir yere gelmek aptalcaydı ama bilirsin işte kitap okumak için sessiz bir yere ihtiyacım vardı." dedim. Bilmişçe bana bakarken "Tabi öyledir ama şimdi gitsen iyi olur." dedi. "Tekrar teşekkür ederim." diyerek yanından uzaklaşmaya başladım. Ne kadar içimde arkama bakma isteği olsa da bunun yanlış olacağını kendi kendime tekrar ederek bundan vazgeçmiştim ki aklıma adını sormadığım geldi ve direkt olarak arkama baktım. Biraz önceki yerinde sigara içtiğini gördüğümde derin bir nefes aldım. Neden bu kadar heyecanlandığımı anlamamıştım ama biraz daha olduğum yerde dikilmeye devam edersem sonunda buraya kök salacağıma emindim. Olduğum yerde dikilmeyi bırakıp koşar adımlarla yanına vardığımda denize karşı sigarasından bir nefes aldıktan sonra kafasını bana çevirdi ve "Evet. Ne var?" diye sordu. Bu kaba sorusuna karşı gülümseyerek "Şey... Ee... Ben adını soracaktım." dediğimde kaşlarını kaldırmış bir vaziyette birkaç saniye bana baktı ve sonra kafasını tekrar denize çevirdi. Cevap vermeyeceğini düşünmeye başlamışken kısaca "Kayra." dedi. Beynim ne dediğini tam anlayamadığı anda ağzımdan "Hı?" diye bir ses çıktı. Bu sesin çıkmasına lanet ederken tekrar "Kayra." dedi. Bunu öğrenmenin sevinciyle gülümsemem yüzüme yayıldığında "Senin adın ne?" diye sordu. Onun bu soruyu sormasına karşılık şaşırmış bir halde biraz bekledikten sonra bana baktı. Cevap vermediğimi fark ettiğim anda ben de onun gibi kısaca "Melodi." dedim. Bir şey söylemesini beklemeden ki söyleyeceğini sanmıyordum konuşmak için ağzımı açtığımda "Güzel isim." dediğini duydum. Buna şaşırarak kaşlarımı kaldırmış bir vaziyette ağzım açık ona bakarken kendime gelip "Teşekkür ederim. Senin ki de öyle. Ben gitsem iyi olur dedim. 'Tamam' anlamında kafasını salladığında tekrar teşekkür ederek yanından ayrıldım.

Eve gittiğimde ortalıkta kimse görünmüyordu. Anlaşılan babam daha gelmemişti. Bu olanlardan aileme bahsedip bahsetmeme konusunda kararsızdım. Bir süre salonda vakit geçirdikten sonra "Ben geldim!" diye seslendim. Annem az sonra merdivenlerde gözüktü. Anneme baktığımda içimden bir ses bütün olanları anneme anlatmam gerektiğini söylüyordu ama bir zarar görmediğim için bir yandan da anlatmamam gerektiğini düşünüyordum. Bu düşüncelerimden sıyrılıp anneme baktım. Annem "Hoş geldin. Karnın aç mı?" diye sorduğunda mutfağa yönelmişti. Annemin bu sorusuna karşılık midemde bir boşluk hissettim. Normal görünmeye özen göstererek kısaca "Evet." diye cevapladım. Annem mutfakta bir şeyler hazırlarken ben de odama kıyafetlerimi değiştirmeye çıktım. Abimin odasının kapısını hafif aralık görünce oraya doğru yöneldim. Beynimdeki bütün sesler abime bu olanları anlatmam gerektiğini söylüyordu. En sonunda kapıyı tıklayıp içeri girdim.

Abimi kucağında laptop yatağa uzanmış bir şekilde bulduğumda hemen gözlerini bana çevirdi. Yüzümde ki canı sıkılmış ifadeyi anlamış olmalı ki "Bir sorun mu var?" diye sordu. Kafamı olumlu anlamda salladığımda oturur pozisyona geçip oturmam için yana kaydı. Yatağın üstüne bağdaş kurmuş bir şekilde oturunca ona baktım. Gözlerini gözlerime dikmiş meraklı bir şekilde bana bakıyordu. Lafa birden giremediğim için yaklaşık 10 saniye o şekilde durduk. Abim en sonunda dayanamayıp "Anlatacak mısın?" dediğinde kafamı salladım.

Abim sessiz bir şekilde benim konuşmamı beklemeye başladı. Lafa girdiğimde bir an yüzünde ki ifade gitti. Son olarak kumral çocuğun beni kumların üzerine ittiğini söyledim. Sustuğumda kızgın ve endişelenmiş bir şekilde "Peki sonra ne oldu?" diye sordu. Bir an için Kayra'dan bahsedip bahsetmeme konusunda kararsız kaldım ama anlatmam gerektiğini düşünerek "Sonra bir çocuk geldi ve beni kurtardı." dedim bir solukta. Bunları söyledikten sonra rahatladığımı hissettim. Evet rahatlamıştım. Abim kaşını kaldırmış bir şekilde bana bakarken "Kimmiş bu çocuk?" diye bir soru yöneltti. Birden ne yağacağımı şaşırarak "Bilmiyorum. Daha önce hiç buralarda görmedim. Teşekkür ettim ve sonra da eve geldim zaten." dediğimde nefes nefese kalmıştım. Abim biraz şüphelense de bir şey söylemedi. Kafasını sallayıp bir daha oraya gitmememle ilgili birkaç şey söyledi ve odadan çıktım. Abimin ne yapacağını merak ediyordum. Bayağı çevresi olan bir insandı ve açıkçası yapacaklarından korkulurdu.

Sonunda odama vardığımda annem yemeğin hazır olduğuna dair birkaç şey söyledikten sonra geleceğimi söyleyerek hemen kıyafetlerimi değiştirdim. Aşağı indiğimde abim ve annem masanın başında oturmuş sohbet ediyorlardı. Yanlarına oturup hemen yemek yemeye başladığımda aklıma Kayra geldi. Acaba şimdi ne yapıyordu?

MeraklıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin