section4

93 6 8
                                    

Karşıma çıkan bir köpekti.  Minicik, tüylü birşey. Çok tatlıydı. Etrafıma bakındım ama kimseler yoktu. Yani sahibi yoktu sanırım... Birazcık sevdim okşamaya basladım kafasından.  Lorey'in yanına gitmem gerektiğini düşündüm. Köpeği yere bıraktım. Arkamı dönmüş giderken, arkamdan gelemeye başladı.

+ ''Olmaz hadi git burdan.'' dedim ama pek bir işe yaramadı. Ben de kucağıma alıp yürüdüm. Ne yapalım bizimle gelmek istiyorsa gelsin. Bu gün okula da gitmek istemiyordum.

  Köpekle beraber eve vardık. Lorey uyuyordu. Uykucu dedim içimden kıkırdayarak. Köpek bir an da kucagimdan atlayıp indi ve Lorey'in yanına, çıkınca ne yapacağını meraklı gözlerle bakıyordum. Yanağını yalamaya başlayınca ani bir atakla köpeği tutmaya çalıştım ama çok geçti. Lorey gözleri kapalı bir şekilde konuşmaya başladı.

-''Rosellaa....... .'' dedi sayıklıyarak. Ben ne yapacağımı bilemezken.

+''Lorey, şey Loreyyyyy..'' dedim gülerek. Sonunda Lorey gözlerini araladı ve bir anda köpeği görünce bağırmaya başlayıp  yataktan fırlayıp, yanıma geldi. Ben  gülmeye devam ediyordum.

-''Bu da nerden çıktı?'' dedi bana bakarak. Ben ise gülmekten cevap bile verecek duramda değildim.

-''Hey gülme artık, bu komik değil.'' ona bakıp bir kahkaha daha patlattım. Köpekte yataktan indi ve koşarak kapıdan çıktı. Lorey bana sinirli bakışlarını atınca biraz tırstım ama kendimi engelliyemiyordum.

"Peki!'' dedi ve beni gıdıklıyarak yatağa attı. Gülmeye hatta çığlık atmaya başladim. Karnıma feci ağrılar giriyordu.

+"Dur tamam, tamam.  Loreyyy..'' dedim. Kendisi de gülmeye başladi.

-''Bana gülmeyecektin.'' Hızlı bir şekilde  Lorey'i üstümde buldum. İkimiz durduk, nefes nefese kalmıştık. Dışarıdan goren biri gerçekten yalnış anlayabilirdi.  Tam beni öperken  köpek Lorey'in aldığı kırmızı elbiseyi salyalarıyla yatağa bıraktı. Ben kıpırdanyama başladığım da gördüklerim canımı sıkmıştı.

+''Aman tanrım, kırmızı elbisem!.'' dedim. Lorey bana döndü soran gözlerle bakınca

-''Bu köpekte nerden çıktı? '' dedi.

+''  Hayır sahilde yürüken yanıma geldi.''dedim.

-''İsmi ne  peki?''

+''henüz bir ismi yok, sence ismini ne katalım Lorey?'' dedim. Lorey gözlerini bana kilitlemiş

-''Kırmızı elbiseni getirdiğine göre... Red olsun.'' dedi saçmalarcasına.

+''Çok saçma .''dedim. ''RedJean olsun.''

-''Tamam sorun yok sen nasıl istersen güzel şey.''

 Akşam olmuştu. Bütün günü evde geçirmiştik, RedJean'e tasma taktık. Lorey elinde siyah bir kumaşla yaklaştı geldi, arkamı döndürdü. Ne yaptığını anlıyamadım.  gölerimi kapattı yavaşça.

+''Ne oluyor Lorey, beni öldürmeye mi karar verdin''dedim kıkırmamı engelliyemiyerek.

-''Bekle biraz, süprizim var sana.''  Yavaşça aşağıya indik. Gözlerimi açtı. Saat nerdeyse onbir'e   geliyordu. Beni havuzun oraya götürdü, bunu su seninden anlamıştım.
  Havuz süperdi. Bir sürü çiçek vardı ve aydınlatmalar. Müziği açtı. Sonra bana bir beyaz elbise getirdi. gözlerime bakıp, odaklanarak sanki yüksek sesli ama nazik bir fısıltıyla kulağıma değen nefesi beni etkilemişti.

-''Bunu üstünde görmeyi çok isterim.'' derken sıcak nefesini kulağıma bıraktı.
Geri çekildiğin de ilk gözlerine baksam da, siyah bir pantolon boxer'ını görmeme neden oluyordu. Siyah uzun kol üstü bileklerine kadar çekmişti. Aykkabıları siyahanın bir tonuydu fakat çözemiştim. İçimden geçenleri dile getirmedim. Elindeki elbise odaklanabilmiştim.
Elbise çok güzeldi, bembeyaz  ve uzundu. Prensesleri kıskandıracak kadar asildi.  Tek kelime etmeden, elbise alıp giymeye gittim.   
Elbisenin üstüme tam oturması tuhafıma gitsede, güzelliğinden pek takılmadan.
Beni görünce gözleri parladı. Gülümsedi sandım ama sadece baktı. Sapık bakışı yapıyor olabilir tam bilemedim.   Elini uzattı, tereddütsüz elinden tuttum. Beni yanına çekti, tüm bedenini hissetmek güzel dedi iç sesim. Gözlerime bakarak, kirpiklerini kırpıştırdı.  Dudaklarını ıslattı. Nefes aldı,  sonsuz gelen bir sürede.

-''Güzelsin'' dedi. Ve dans etmeye başladık. Beni sımsıkı sarıyordu, başka yere bakamıyorudum sanki anlatmak istediğiyle yapmak istediği birbirinden bağımsızdı. O an göz kırpmak bile gelmedi içimden. Çok güzel bir şarkıydı, sözlerini biliyordum.

Nobody sees, nobody knows,
Kimse görmüyor, kimse bilmiyor,
We are a secret can't be exposed.
Ortaya çıkarılamayan bir sırız.
That's how it is, that's how it goes,
Bu nasıl olduğu, nasıl gittiği
Far from the others, close to each other.
Diğelerine uzak, birbirimize yakın

In the daylight, in the daylight,
Gün ışığında, gün ışığında,
When the sun is shining,
Güneş parlarken
On the late night, on the late night,
Gece geç saatte, gece geç saatte,
When the moon is blinding.
Ay kör ederken
In the plain sight, plain sight,
Düz görüşte, düz görüşte,
Like stars in hiding,
Yıldızlar saklanırmış gibi
You and I burn on, on.
Sen ve ben yanarız.

Put two and to-gether, for-ever will never change
İki kişiyi yan yana koy, daima, asla değişmeyecek
Two and to-gether will never change
İki kişi yan yana, asla değişmeyecek




  Sanırım uzun süredir dans ediyoruz, farkında bile değilim. Büyüleyici bu anın etkisindeydim. O kadar sıkı sarmıştı ki beni nefes olmam bile zorlaşıyordu. Nefeslerimiz ve bakışlarımız o kadar farklı ve aynı ki bunu tanımlayabilmekte o kadar zor.
  RedJean geldi ve elbisemin eteğinden tutup çekiştirdi. İlk başta bunu umursamicaktım ama ani bir atakla bir anda havuzda bulduk kendimizi.

+''Aman tanrım ıslandık!'' dedim şaşkın bir ifade içerisinde. Bana bakıp ellerini saçlarının arasından geçirdi ve dikleştirdi.

-''Islanmaksa bırak ıslanalım ben seninle her yerde dans ederim.'' Gülmsedim o da gülümsedi. Elimden tutup beni kendine yeniden çekti. Elbisemin arkasındaki kurdale söküldü bir anda ve elbisem açıldı. yavaşça suyun içerisinde düşmesine izin verdim. Lorey de yavaşça indiriyordu zaten. Ona baktım , göleğinin düğmelerini açmak için o kadar heveslidim ki sanırım fazla dikkat çekmiş olmalıyım. Oda küçük bir gülüş fırlatıp, yavaşça düğmeleri açtı. Çok heycanlandım ve o açarken bende ellerimi omuzuna katıp onu izledim. sonunda son düğmeye geldiğinde gülümseyip kollarımdan tutup aşşağıya doğru karın bölgesine yani herkesin değişiyle baklavalarına  Ne yani her kız baklava sever..... neyse sonra ellerimi karın kaslarına koydu ve gömleğini çıkarttı. Utansamda, hoşuma gitmişti gülüşüyorduk. dudaklarıma dikti gözlerini. dudaklarını yaladı

-''Bunları öpmek için sadece bir kaç saniyem olduğunu düşünürsek..... O yüzden düşünmeyelim.'' Dedi ve yavaşça yaklaştı, yaklaştı.. sonunda nefeslerimizi duyuyorduk. gözlerimiz kapalıydı. Üst dudağı alt dudağıma hafifçe değerken birden RedJean havlamaya başladı.Lorey;-''Ahhh hadi ama sadce şu dudakların tadına bakacaktım, yine ne var Redean!?!.''dedi. Havuzdan çıkmak zorunda kaldık. Lorey hızlı bir şekilde havluyu getirip beni sardı ve;

-''Hadi git üstünü giyin.''

 Odama gittim. Havluyu bir köşeye attım. İç çamaşırlarımı soyup yenisini giydim. yatağa uzandım ve Lorey'i düşünüyordum aklım başka birşey düşünemiyordu.  Örtündüm. saçlarımı açtım, çok ıslanmıştı. Uykuya bıraktım kendimi.

GÖLGESİZLER'İN IŞIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin