Okul bahçesinde her zaman ki yerimize arkadaşlarla kurulmustuk. Bi yandan lise son olmanin verdiği rahatlıkla kimseyi umursamiyor bir yandan da gecen yaz tatili hakkında konuşuyorduk. Yonca her zaman ki gibi tatilde tanistigi yeni çocuklardan bahsediyordu. Hayati umursamayan anin büyüsüne çok cabuk kapilan cilgin bir kiz. istediğini her zaman elde eder kucukkende böyleydi istediği olana kadar o kocaman gözlerini karsisindakine dikip dururdu. Gelelim Buğraya... Oda uç ay boyunca tatil yapmadan babamin yaninda calismisti. Bizim Taksimde küçük bir cafemiz var müşteriler cafeden içeri girdiği an o mis lavanta kokusuyla karsilasirlar ve masaya otururlar cevremiz tarafından çok sevilen bir cafedir. babamda bugranin is aradigini öğrenince hemen ona garsonluk teklif etti ve bu fikir bugranin çok hoşuna gitmişti. Buğra çok caliskan ve arkadaş ortamimizda kimseyi incitmeyen kendi halinde biri. Boyu bir erkeğe gore çok uzun olsa da Kizlar onu her haliyle çok begeniyordu .Ben ise Deniz.Ben de. yaz tatilinde ya çalıştım ya da havuza girdim.Ne Buğra kadar çok çalışkanım ne de Yonca kadar popüler ve ilgi çekici.Beni onlardan ayıran çok önemli bir özelliğim yok.Ve bu da benim hikayem.Önemsiz kızın hikayesi..
Bu benim ilk hikayem umarim keyifle okursunuz. İyi ve kötü tüm yorumlariniz bekliyorum. Beğenmeyi unutmayin. Keyifli okumalar :))
