AY VE GÜNEŞ

1K 53 57
                                    

Her zaman ki gibi harika bir Hogwarts sabahına uyanmıştı genç kız ve uyanır uyanmaz yine aynı şey olmuştu işte yine aklına genç oğlan gelmişti.
        Neden hep onu düşünüyorduki, neden yanındayken heyecanlanıyor, neden hep yanında olsun istiyordu ve neden onsuz nefes alamayacakmışcasına hissediyordu böyle olmamalıydı hem Fred onu sevmiyordu.
           Bunları düşünurken hazırlanmış ve kahvaltıya inmişti.
Ordaydı işte ikizi ve en yakın arkadaşı ile oturmuş ve sohbet ediyordu.Hiç bir şey yapmazken dahi kalbinde bir kaç ritmin kaçmasına neden oluyordu.
        Böyle olunca kız kendini hayal kurmaktan alamıyordu hayallare dalıyor ve hatta bu yüzden dersi dahi dinleyemediği zamanlar oluyordu.Ama çok iyi biliyordu genç kız kurduğu hayaller hiç bir zaman gerçekleşmeyecek boş hayallerdi.O bunları düşünürken en yakın arkadasi Ron yanına gelmis ve ona seslenmisti dahi ama o düsünceleriyle o kadar çok boğuşuyorduki bunu fark etmemişti dahi.
         Sonunda arkadaşı beklemekten o kadar sıkılmıstı ki dirseğini karnına geçirince genç kız kendine geldi."Hermione dakikalardır ayakta bekliyorsun bir sıkıntı mı var?"diye sordu. Ne kadar Ron onların dertleri ile ilgilenmiyormuş gibi gözüksede aslında Ron çok iyi dert dinlerdi evet belki nasihat veremezdi ama oturur ve sizi dinlerdi.
          "Hayır,bir şeyim yok"diyerek cevapladı kız ama onu hiç tanımayan biri dahi ses tonundan bir şey olduğunu anlardı ama üstelemesi oğlan elbet anlatmak isterse anlatır diye düşündü.Ve arkadası yönlendirerek kahvaltı masasına gectiler o sırada yanlarına Harry de gelmişti.Bir yandan yiyor bir yandan da sohbet ediyorlardı.
        Bir an düsündü acaba Harry Herm'in neyinin olduğunu biliyor muydu ama sonra aklına dank etti büyük ihtimalle Hermione Harry'in kafası Üç Büyücü tabi bu durumda Dört büyücü turnuvasından dolayı yeteri kadar doluydu bu yüzden Hermione onu kendi dertleriyle sıkmak istememiştir diye düsündü.

O sırada Dumbledore kürsüye çıkmış ve iki hafta sonra bir noel balosu olduğunu söylemişti.
HERMIONE
Harika bir bu eksikti offf napıcam ben diye düsünüyordu ama tabi o bunları düsünürken aslında ona teklif etmek isteyen ama bir türlü cesaret edemeyen Fred Weasley'den haberi yoktu.
BIR HAFTA SONRA
FRED
Ilk defa onunla konusacakken kendimi bu kadar cesaret dolu hissediyordum karar vermiştim ne olursa olsun en azından baloya veraber gitmeyi teklif edecektim bunları düsunurken de kızın bulunduğu yere emin adımlarla yürüyordu genç oğlan.
         Kütüphaneye vardığında kızın hep oturduğu masaya doğru ilerledi ama duyduğu sesler onu durmaya itmişti.
           Duyduğu ilk ses baloya birlikte gitmeyi teklif ediyordu bu o kadar önemli değildi ama duyduğu ikinci ses kulaklarına ritmi andıran ve kalbini hızlandıran sesi duyunca konuştuklarına kulak kabarttı.
          Kabul etmişti daha onun sorma fırsatı eline geçmezken varlığıyla kalbini hızlandıran kız baloya baskası ile gidecekti.Bu konusmayı duyan Weasleylerin hep şakacı olan genci büyük bir özgüvenle girdiği kütüphaneden şimdi büyük bir hayal kırıklığıyla çıkıyordu.
BALO GÜNÜ
GENEL BAKIŞ
Balo kapısında üstünde leylak rengi ve ona çok yakısan bir elbise ve yüzünde hafif makyajla çok güzel gorünen Hermione Granger girdiğinde herkes bu değişimine çok saşırmıştı.
          Dünyaca ünlü Viktor Krum'un koluna girdiginde ise şaşkınlık artmıştı herkes bu duruma sasırırken en başından beri bu olayları izleyen Fred Weasley ise sinirden saçı ile aynı rengı almıstı.
          Dans başladığinda Hermione'nin elleri Bulgar arayıcının boynunu bulunca artık burda duramayacağını anlamış ve sinirle salondan çikarken aşık olduğu kadın dahil herkesin dikkatini çekmişti.

          Fred salondan çıkınca Herm de buna devam edemeyeceğini anlamıs ve hava almak için salondan çıkmıstı.Aslında bu sadece bahaneydi çıkmıs ve Fred'i aramış bulmuştu da.

        Tam yanına gitcekken Fred duvara yumruk atınca istemeden ağzından bir çıglık atmış ve hemen yanına kosul eline müdahale etmeye calışmıştı ama Fred eline hızla cekmişti buna karsılık oda:

        "Napıyorsun bu sen değilsin her zaman ki gibi davranmıyorsun demişti."Fred basını kaldırıp "Ben mi sen mi?" Diye sormuştu kızsa buna inat "Ne varmıs halimde yoksa ilk defa güzel olduğumu mu fark ettin" demişti.Oğlan alaycı bir gulüşle"Böyle güzel olduğunu mu sanıyorsun."diyerek cevap vermişti.

          Genç kız her ne kadar kalbi kırılsada fark ettirmemiş ve "Doğru böyle dahi güzel olamam degil mi?"cevap vermişti.ama beklediği cevap
           " EVET BUNLARLA GÜZEL OLAMAZSIN ZATEN COK GÜZELSİN,SAÇIN KABARIK VE ÇOK TATLI BAZEN BURNUNA MÜREKKEP DAMLİYOR BU SENI OLDUĞUNDAN DAHA GÜZEL GÖSTERIYOR,OKUDUĞUN ESKI KITAPLAR GIBI KOKUYORSUN VE BEN AMORTANTIA'DAN BU KOKUYU ALİYORUM O ADAM SENI BÖYLE SEVERKEN BEN SENI HER HALINLE SEVIYORUM AMA HER ŞEYI FARK EDEN KIZ BUNU FARK ETMIYOR."değildi ögrendiğı seylerle mutlu olurken bir yandan da sinirlenmişti ve o da bağırmaya baslamışti
         "SANKI SEN BENIM SANA AŞIK OLDUĞUMU FARK ETMIŞSIN GIBI KONUSMA BEN SENI ILK GÖRDÜĞÜM ANDAN BERI MASAYA OTURDUĞUMDA BANA ELINI UZATIP MERHABA DEDIĞINDEN BERI HER ŞAKANI KALDIRACAK KADAR ÇOK SEVIYORUM SENI."diye haykırmıştı kızda.
            Ikiside yeni öğrendikleri şeyleri sindirmeye calışırken kız gitmek için atak yapmıştı ama genç oğlan bu sefer hızlıydı ve kendinden emindi gitmeye yeltenen kızı kolundan yakalayıp kendine çevirmiş ve kızı duvarla kendi bedeni arasına alıp dudaklarını birleştirmişti ve eş zamanlı olarak kızın elleride oğlanın boynunu bulmuştu.
         Ve ay ve güneş sonunda kavuşmuştu...

BU BENIM ILK HIKAYEM UMARIM BEĞENMIŞSİNİZDİR YANLIŞIM VARSA AFFOLA CÜNKÜ TELEFONDAN YAZİYORUM BU YÜZDEN YANLIŞIM OLABILIR LÜTFEN VOTE VE YORUMLARINIZI EKSIK ETMEYIN...

Ay ve Güneş(Fremione)~one Shot~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin