♣️

17.2K 659 939
                                    


(y/n: one shot)

...

Jimin'in ağzından

Akşam 18.07

Zilin çalması ile kanepeden kalkmış kapıya adımlamıştım. Kapıyı delikten bakmadan açtığımda her zamanki gibi çıkan gıcırtılı sese yüzümü buruşturdum.

Karşımda gri eşofmanlarıyla duran bir Jungkook kesinlikle beklemiyordum. Benim birşey dememi beklemeden içeri geçmişti. Ezbere bildiği evde odama doğru ilerlerken istemsizce kaşlarımı çatmış onu peşinden bende ilerleyip

"Jungkook?" demiştim sorgulayıcı bir ses tonu ile

Buraya gelmesi doğru değildi daha tartışmamızın üstünden kaç gün geçmişti ki hangi yüzle buraya gelebilirdi?

Gözleri gözlerimi bulduğunda siyah irisleri ile attığı keskin bakışlar benliğimi titretmişti. Neden böyle bakıyordu tanrı aşkına..

Sonunda gözlerini üstümden çekiğ etrafta gezdirmeye başlamıştı. Ellerini çıtlatırken ağzını açıp birşey söyleyecekmiş gibi oluyor sonra vazgeçip tekrar kapatıyordu.

En sonunda ağzından mırıltı şeklinde " özür dilerim" çıkmıştı.

Duyduğum kelimenin şokunu atlatamamış dalga geçtiğini düşünmüştüm. Hadi amaa Jeon Jungkook ve özür dilemek, Jungkook'un bu kelimeyi bildiğinden bile emin değildim. Beş yıllık arkadaşlığımız boyunca ağzından bırak özür dilemeyi, özür dilemenin ö'sünü bile çıkarmamıştı.

Alaylı bir şekilde güldüğümde sinirlenmiş olacak ki "Jimin!" diye yükseltmişti sesini

"Ne var Jungkook!" demiştim aynı şiddetle

Bakışlarımız birbirini delerken en sonunda dayanamamış ve saçlarımı elimle arkaya atarken söze başlamıştım.

"Jungkook bak umrumda değil tamam mı?"

İç çekip devam etmiştim

" Seni anlamıyorum, seni hiç bir zaman anlamadım. Bara gidelim eğleniriz zevkimize bakarız falan diyorsun gidiyoruz birde ne göreyim BAY JUNGKOOK flörtleştiğim adamı elimden alıyor"

Ellerimi saçlarımdan tekrardan sinirle geçirmiş ve bir kaç tanesini çekiştirmiştim

"Sadece Jungwoo'dan uzun zamandır hoşlandığımı biliyordun gerçekten onu da elimden almak zorunda mıydın?"

Jungkook ağzını bir şey söylemek için açtığında susması için elimi rasgele bir şekilde sallamıştım daha sözüm bitmemişti.

"Derdin ne senin anlamıyorum"

Cümlemi göz ardı etmiş ve kendini yatağıma atmıştı. Bu ani gevşeklikleri beni gerçekten delirtiyordu.

"Bir şartla söylerim" dedi boğuk sesi ile

Gözlerimi devirip " Ne şartı?" diye sormuştum

"Biraz benimle uyur musun?" dediğinde şaşırmamıştım bu isteğine, gözlerim yüzünü incelemeye başladığında yüzüm şefkatli bir hal almıştı. Göz altı torbalarını daha yeni farkediyordum, sinirden dönen beynim yüzünden onun ne halde olduğunu farkedememiştim. Uyuyamazdı ki o bensiz .. Sürekli bensiz uyuyabileceğini idda eder ama gece benim uyuduğumu düşündüğünde sessizce yanıma kıvrılır kollarını bana sarar saçlarıma öpücük kondurduktan sonra kokumu içine çekerdi.

Kafamı yenilmiş bir şekilde sallamış yatağın ucuna çıkıp emekleyerek yanına ulaşıp başımı jungkookun göğsünde yaslanıcak şekilde bırakmıştım burayı sebepsiz bir şekilde seviyordum kalp atışları dinlediğim en güzel chill şarkı olabilirdi.

The Friendship Of ArtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin