Çok uzun zaman olmuştu prensesin dışarı çıkmayışı . Sıkılmıştı sarayda durmaktan , saray ona adeta bir zindan gibi geliyordu . Özgürdü , hürdü ama istediği gibi çıkıp gezemiyordu . Oysa yanında ona hizmetkarlık eden cariyelerden farkı neydi ? Hür değildi , canı sıkıldığı zaman çıkıp gezemiyordu , istediği kişiyle rahatça konuşamıyor , rahat oturamıyor kalkamıyordu… Bunalmıştı Kırım prensesi belki bu kadar özgür olmayışından belki de yalnızlıktan kim bile bilirdi .
Saraydan bir an olsun uzaklaşmanın ona iyi geleceğini düşündü . Ama ilk önce Hünkar babasından izin almalıydı . Kolidorlarda hızla yürüdü . Babasının odasının kapısını tıklayarak içeri yavaşça girdi , başını eydi ve Hünkar babam diyerek babasının elini öptü .
Babası ölen karısının tek hazinesi olan kızına ’’ ey benim güzel yüzlü sultanım ne iyi ettin de geldin’’ diyerek sımsıkı sarıldı
Prenses Mislina , babasına tebessüm ederek ; Yüzünüze hasret kaldım , devlet işleri sizi bi hayli yoruyor bende sizi daha fazla yormak istemediğimden pek fazla yanınıza uğramadım . Yalnız bu aralar bi hayli sıkılıyorum . saraydan azda olsa dışarı çıkıp bir orman havası almak istiyorum ama izninizi almadan çıkmak istemedim dedi .
Karısından kalan kızı onun için en değerli hazinesiydi ona zarar gelsin istemiyor , üstüne titriyor , kılına zarar gelirse dünyaları bile yıka bilirdi . hatta en son ateşlendiğinde 3 gün 3 gece başında beklemişti .
Peki kızım çık ama, en güvendiğim adamlarımı da seninle birlikte yollayacağım dedi .
Mislina aniden babasına
-‘’yeter artık !’’ ben özgür ve hür olmak istiyorum diye çemkiri verdi . Kızım sen zaten özgürsün diyecekti ki sözünü bir hınçla kesti . Özgür falan değilim baba . Hamama bile gittiğimde yanımda birileri var ! . Oysa özgür olmak bu değil dedi ve bir anda gözleri doldu .
Babası kızının üzülmesine kıyamazdı ama ona zarar gelmesinden korktuğu için sert bir ithamla Ben Hayır diyorsam HAYIR ! diyerek çıkıştı .
mislina ama baba ! diyecekti ki , Kararım kesindir ben izin vermediğim sürece hiçbir yere çıkamazsın dedi .
Prenses ilk defa bu kadar sinirlenmişti . Babasının elini öpmeden bir öfkeyle yerinden kalktı , kapıyı hırsla açarak dışarı çıktı . Odasına çekildi . Sinirden gözleri dolan mislina . Nefes alamıyordu . duvarlar adeta üstüne üstüne geliyordu …
Yüksek bir sesle bağırarak ‘’Benim adım mislina ben ne istiyorsam onu yaparım zira ben Bu hanlığın sultanıyım ‘’ dedi . Yalnız kalmak istiyorum diyerek Odasında ki bütün cariyeleri dışarı kovdu .
Her ne olursa olsun dışarı çıkacaktı kafasına koymuştu bir kere .. Saraydan kaçmak için güzel bir plan kurmalıydı . en güvendiği hatta en yakın arkadaşı olan cariye Viktoryadan yardım istedi . Viktoryanın ona yardım edeceğini biliyordu Hatta başı belaya girdiğinde sürekli Viktorya onun suçlarını örtbas ediyordu .
Viktorya o kadar zeki bir kızdı ki hemen aklına bir plan gelmişti . Saray eğer bir gün saldırıya uğrarsa , Acil çıkış için yapılmış gizli bir bölme vardı , bu gizli bölmeden dışarı çıkacak az da olsa kendini özgür hissedecekti .
Gizli bölmeyi zorda olsa Viktorya ile beraber açtılar . Mislina sevinçten havaya uçacak gibiydi .
Sarayın kaidelerine ilk defa uymayıp saraydan dışarı attı kendini . Cezası ne olursa olsun ! diye düşündü
Ağabeyleri olmayışından erkek gibi yetişmiş , mert , korkusuz , cömert eli kılıç tutan , at binen bir kızdı Mislina .
Babasının ona hediye ettiği kar beyazı atını alıp kendini ormanın derinliklerine attı . Yanında hiç kimse yoktu . Zaten olması da gerekmiyor diye düşündü Prenses Mislina .