Beni güzel rüyalarımdan uyandıran alarmı alıp yere atarak susturdum.yarın okulun ilk günü olduğunu düşünmemeye çalışarak yataktan kalktım ve elimi yüzümü yıkamak için banyoya gittim. yüzüme soğuk suyu çarpınca uyku yok oldu anında. Annem "Afra!" diye seslenince kahvaltının hazır olduğunu anladım. koşarak merdivenlerden inip annemin yanağına bir öpücük kondurdum . Annemle her zaman iyi bir ilişkimiz olmuştur ebeveyinden cok arkadaş gibi yaklaşır hep bana. "babam işe mi gitti?" diye sordum masaya otururken. "evet" diye cevapladı kısaca. babam kafe işletiyor ve bende boş zamanlatımda ona yardımcı oluyorum ama artık böyle olmayacak cünkü İstanbul Yıldız teknik Üniversitesi'ni kazandım ve oraya taşınıyorum küçük bir ev kiraladık ve bir iş bulabilmeyi ümit ediyorum. "Biletimi aldınız mı?"diye sordum yemeğe başlarken "evet bu akşam yola çıkıyorsun" dedi hüzünlü bir şekilde.kahvaltım bitince tabakları topladım ve odama çıktım. yanıma alacağım eşyalarım hazırdı.gardrobumu açıp mavi şortumu,bol yesil tsörtümü ve siyah kısa botlarım aldım ve giydim cantamı alıp dışarıya çıktım arkadaşlarımla vedalaşmak için babamın kafesinde toplandık herkes gelmisti çoğuyla çok samimi olmasamda bazı gerçek dostlarımda vardı meral sinem arda ve emre gibi onları çok özleyeceğim.. Hepsiyle tek tek vedalaştım ve bol bol sohbet ettik ayrılık vakti geldiğinde saat 4 e yaklaşmıştı babamı öptüm ve kafeden çıktım boş boş yürümek yerine eve geri döndüm. biraz internette takıldım ve babam gelince valizlerimi arabaya yerlestirdik terminale vardığımızda annemim gözleri dolmaya başlamıştı bile "aaa ayşe sultan yapma ama böyle beni de ağlatıcaksın"dedim bana gülümsedi ve otobüse doğru gittik valizleri yerlestirdiler ve vedalaştık. Otobüsün kalkış saati geldiğinde içim tuhaf bir hisle doldu evimde bu kadar uzun süre nasıl uzak kalacağımı düşünürken motor çalıştı ve yolculuk başladı.uzun yolculuklarda her zaman yaptığımı yaptım ve kulaklığımı takıp güzel bir müzik açtım sonrada gözlerimi kapattım yanımda oturan yaşlı kadının horultuları yüzünden uyuyamayınca etrafa bakındım diger cam kenarında birinin bakışlarını üzerimde hissedince hızla o tarafa döndüm ve benim yaşlarımda olduğunu tahmin ettiğim oldukça şık giyinmiş ve harika yüz hatlarına sahip bir çocukla göz göze geldim ben baktığımda bile gözlerini çevirmedi ve dik dik bakmaya devam etti ben dayanamayıp önüme döndüğüm sırada mola duyurusu yapıldı ve otobüsten indim temiz hava içimi rahatlatıyordu karsıda dinlenmek icin konulan masalara doğru ilerledim ve gölge olanlardan birine oturdum arabadaki çocuğun bana doğru yaklaştığını görünce şaşkınca ona baktım hiçbir şey söylemeden masama oturdu "tabi oturabilirsin" dedim yapmacık bir şekilde gülümseyerek o ise elini uzattı ve "Ben emir" dedi gülerek "Afra" dedim eline bakarak ama sıkmadım tam bir sey söylemek için ağzını açmıştı ki molanın bittiği söylendi ve ben ona fırsat vermeden otobüse doğru ilerledim bu çocukta sinir bozucu bir şey vardı tanımadan gıcık olmuştum. oda otobüse bindi herkes tam olunca yola devam ettik bu sefer uyumayı başarmıştım.Diğer molalarda arabada kalmayı tercih ettim.Sonunda İstanbula vardık ve otobüs durdu rahat bi nefes alarak valizlerimi almaya gittim o sırada gene emir denen o çocukla karşılaştık.tam laf atmayacak dediğim sırada valizimi indirmeme yardım etti ben teşekkür etmek için ona döndüm ama o "rica ederim ve umarım tekrar görüşürüz "diyerek lafı ağzıma tıktı.Cevap olarak mesafeli bir sesle "dünya küçük" demekle yetindim. Sadece arsız bir şekilde güldü.Gülüşü güzeldi..
Bu ilk bölümdü ve tam istediğim gibi olmadı ve kısa oldu olaylar olmadığı için üzgünüm ama daha okul yeni başlıyor değil mi? Bu bölümü sadece başlangıç olarak görün.Hikayemi okuyanlara çok teşekkür ediyorum:*