• Her gülümseme mutluluktan değildir , bazen öyle gülümsemeler vardır ki en büyük acıları gizlemek içindir ...
Kızlar bana çok meraklı , tedirgin ve sinirli bakıyordu . Sanırım en sonunda anlatmak zorunda kalacaktım . Ama ben anlatmamak için direnecektim .
Kızlara "endişelencek bir şey yok" dedim ve hızlıca yanlarından geçerek merdivenlerden çıkmaya başladım . Rosie arkamdan "Lalisa" diye bağırdı . Durdum , arkama dönmezsem daha çok arkamdan geleceklerdi . Arkama döndüm :
- evet ?
- bir sorunun olduğunu biliyorum .
- sorun mu ? Hayır gerçekten hiçbir şey yok .
- yalan söylemene gerek yok , istersen bizimle paylaşabilirsin .İşte bu sefer susmuştum . Anlatmak zorunda da değildim aslında . Ama , ama ... Kızlar bilmeliydi , onlara kendimden daha çok güveniyordum . Ama utanıyordum işte , olmuyordu... "Biraz yalnız kalıp düşünmeye ihtiyacım var " dedim . Kızlar bu durumu anlayışla karşıladı ve "tamam" deyip gülümsediler . Ben de onlara gülümsedim .
Kızları da hallettiğime göre artık yukarı çıkabilirdim . Önüme döndüm , çıkmaya devam ettim . Odamın kapısına geldiğimde kapımın üstünde bulunan bebeksi çıkartmaları sinirle çekip çıkardım . Artık biraz büyüyüp olgun davranmalıydım . OLGUN
Kapıyı açıp odama girdiğimde ise her şeyimin pembemsi ve morumsu olduğunu farkettim . Sadece masam ve üstündekiler sarıydı. Çünkü sarıyı seviyordum . Ama artık daha çok büyüklerin tercih ettiği renklere yönelmeliydim . Jennie unnie nin odası geldi aklıma . Halısından perdesine , gardırobundan gardırbunun içindeki kıyafetlere kadar herşeyi simsiyahtı . Bunun üzerine hemen Soomin ve Jingwoo'yu aradım . Yarın işleri olup olmadığını sordum . Ikisi de müsait olduğunu söyledi . Sonra Soomin'in kıyafetlerden falan anlayan bir arkadaşı olduğu aklıma geldi . Onu da çağırdık . Yani Soomin çağırdı . Ama çok yoğun olduğu için gelemeyeceğini söylemiş . Anlaşılan kendi işimizi kendimiz halledecektik .
Her şeyi ayarlamıştım sonunda . Sonra birisi kapımı çaldı :
- Lalisa konuşalım mı bebeğim ?Bu Jisoo unnie ydi . Benim için endişelenmiş olmalı .
- Lalisa "konuşalım mı?" dedim .
- ah evet unnie , gelebilirsinJisoo unnie kapıyı açıp içeri girdi . Ben o sırada normalde masamın yanında olması gereken sandalyemi penceremin önüne çekmiş öylece oturuyordum . Elimde de telefonum vardı , dizimin üstüne koymuş elimle düşmemesi için tutuyordum . Jisoo unnie kapıyı açtığında kafamı kapıya doğru çevirmiştim . Sonra sandalyemden kalktım . Yatağımı göstererek "oturalım" dedim . Oturduk .
Jisoo söze girdi :- ne olduğunu artık anlatmalısın Lalisa
- biliyorum , ama nasıl anlatacağımı bilmiyorum , nereden başlayacağım ki , off
- sanırım biraz kafan karışmış
- biraz değil . Çok karıştı
- o zaman anlat artık
- peki...Sanırım Jisoo unnie ye anlatacaktım . Anlatmak zorundaydım , anlatmalıydım . Nasıl başlayacağımı bilmiyordum . Bir anda "ben âşık oldum unnie" dedim . Bunu neden yapmıştım . Off şapşik kafam . Jisoo gülümsedi . Ben neden gülümsediğini anlamaya çalışırken konuşmaya başladı :
- peki aşk ne demekmiş ? Çölün ortasında bulunan bir bardak su mu ? Ya da koskaca gökyüzünde tek başına parlayan bir yıldız mı ?
- biliyor musun unnie , aslında aşkı anlatmak çok zor , bu yüzden bu soruya cevap veremem
- haklısın Lalisa , çok haklısın , peki o kişi kim ?Bir anda yüzümdeki ifade kayboldu . Çünkü biliyordum... O kişi benim İMKANSIZIM dı .
Eminim ki Jisoo unnie de duyduğunda kahkaha atacaktı . Ama söyleyecektim , başka çarem yoktu , yalan söyleyemezdim.Kafamı kaldırdım , Jisoo unnie ye baktım ve :
" JEON JUNGKOOK "
dedim .Jisoo unnie bunun üzerine :
- BTS grubundaki JUNGKOOK mu ? Dedi
- evet . Evet o...
- hmm...
- eee , bir şey demeyecek misin ?
- diyeceğim .
Heyecanla bekliyordum . Acaba ne diyecekti . Tam en heyecanlı yerde Rosé pat diye içeri girdi . Bir anda ikimiz de o tarafa hızlıca kafamızı çevirdik . Rosé tedirgin bir ses tonuyla :
- Lalisa iyi misin ?!?! DediJisoo unnie benim yerime cevap verdi :
- Lalisa iyi , çok iyi .
- ahh tanrıya şükürler olsun .Şimdi de , yine kapıyı çalmadan içeri giren Jennie'ydi . Jennie hepimizi bir süzdü . Sonra :
- neler dönüyor burada ? Dedi .Yine Jisoo unnie cevap verdi :
- otur Jendeuk , sen de bize katıl.Jennie unnie de oturdu . Yatağımda sıkışmayalım diye ben dönen sandalyemi penceremin önünden çekerek sandalyeme oturdum . Sonra herkesin dikkatlice bana baktığını farkettim . Anlatmak için hazırlanmaya başladım . Telefonunumu masamın üstüne koydum .
Bunun üzerine benim gibi cici şeylerden hoşlanan Jisoo unnie konuyla alakası olmadığı halde bana "telefonunun kılıfı çok güzelmiş , yeni mi aldın ?" Dedi . Telefonuma baktım . Gerçekten çok cici bir kılıftı . Sonra içimden "sanırım değişmem biraz zor olacak" diye geçirdim .Jennie unnie , Jisoo unnie ye bakarak :
- konuyu dağıtıyorsun Chi Choo
- özür dilerim , bir anda istemeden oldu
- önemli değil , hadi Nalalisa sen devam et .Jennie unnie ve diğerleri bazen bana Nalalisa da der . Bu "uçan Lisa" anlamına gelir .
🌸🌸🌸🌸JENNIE UNNIE (Kimjendeuk_96)🌸🌸🌸🌸
Herkes tekrardan bana odaklanmıştı . Arkama dönüp çekmecemden JUNGKOOK' un resminin olduğu dosyamı çıkardım . Derin bir sessizlik olmuştu . Dosyam kilitliydi . Kilidini kitaplığımdan aldım . Ve zorla da olsa açtım . Kızlar elime o kadar meraklı bakıyordu ki...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~ S M I L E ~
Short StoryAğzımdan çıkacak söz olsan konuşamam, gözümden akacak yaş olsan ağlayamam, çünkü ben seni kalbime hapsettim hiçbir yere bırakmam...