Bu akşam Max'ın evine gittik bir parti düzenliyordu. İçeri girdim müzik, dans her şey buradaymış gibi.
Max : Zaman geçtikçe konuklar iğrençleşir, mütevazi rezalet tapınağımı nasıl buldun? Bunların yarısını tanımıyorum hepsi bildiğin beleşçi.
Max benim zıttımdı özgüveni tamdı, karizmatikti, başarılıydı.
Max: sizi tanıştırayım bu Benjamin.
İki adam çıktı iri yarı, birinin vücudu tamamen dövmeyle kaplı, diğeri şişko. Biri elini uzattı 'Stephan' dedi. Stephan program ustasıydı her programda bir açık bulabilirdi. Ezelden beri kaçıktı, hep heyecan peşindeydi, onun için ne kadar çılgıncaysa o kadar iyiydi. Diğeri elini uzattı 'Paul' dedi. Paul tam bir donanım manyağıydı, iki ataş ve bir anakartla yapamayacağı şey yoktu. O da benim gibi annesi erken yaşta vefat etmişti, zengin babası daha önemli işlerle ilgilenebilmek için onu yatılı okula yollamıştı. Paul hiç gülmüyordu sert ve dikkatliydi.
Max : Merak etme onun gülme kaslarını doğuştan aldırmışlar.
Stephan : Max program dilini bildiğini söyledi?
Paul : Program dilimi? Heh, söylemesi kolay, o öyle herkesin harcı değil.Stephan : Hadi yap bakalım. Yoksa buradan sağ çıkamazsın.
Odanın perdelerini açtım bilgisayar başına oturdum, kodları yazmaya başladım ve sokağın tüm ışıklarını kestim. Dışarıdan siren sesi duydum hemen ışıkları geri açtım.
Max : Merak etme buraya onun için gelmediler. Ne oldu burayı benim mi sandın? yürü.Aşağı indik dışarı çıkıp kaçtık polis peşimizden geliyordu. En sonunda ikiye ayrıldık.
Federal (1) : Soyadları yok mu?
Ben : yok. Ben anlaşmaya her zaman uydum. Bir daha asla sormadım.Eve gittim, babaannem evde yoktu. Dışarı çıktım aradım, aradım, aradım. Şükürler olsun ki buldum.
Doktor : Bugünün geleceğini hepimiz biliyorduk. Babaannenin profesyonel bakıma ihtiyacı var. Buna izin vermelisin. Bizimle gerçekten emin ellerde.
Büyükanneme 4 yıl önce alzhemier teşhisi konmuştu. O zamandan beri görünmez bir silgi benliğinin kenarlarını siliyordu. Trene bindim eve gidiyordum ki Max geldi. 'Polisler seni yakaladı sandım, şartlı tahliye kurallarını ilk haftadan ihlal etmen hata' dedi. Gel dedi. Gitmemem gerekirdi, ama sanki görünmez bir iple birbirimize bağlanmıştık. Bana bilgisayar korsanlığına nasıl başladığını anlattı, her kelimesini yuttum.
Max : insanlar uyuşturulmaya razı, olanların farkında değiller. Sözüm ola güvenlik, yok öyle bir şey. Güvenlik diye bir şey yok, bunu bir kez kavradığın zaman dünya sana gümüş tepside sunuluyor sana da alması kalıyor. Bu kadar kolay işte.
Farklılıklarımıza rağmen, ortak bir yönümüz vardı 'MRX'. En büyük güvenlik açığı programlarda ya da sunucularda değil, en büyük güvenlik açığı insanlarda. İnsanları mı hackliyoruz yani? Aynen öyle en büyük bilgisayar korsanlığı yöntemi ve en iyi dolandırma sanatı 'Toplum Mühendiliği'. İnsan yaradılış gereği saftır, savaştan kaçınır. Toplum mühendisliğinde bu iki durumu istediğini elde etmek için kullanırsın. Şifreler, gizli bilgiler ve giriş bilgileri. Yeterince arsız olursan dünya ayaklarına serilir. Aah geç olmuş, hazır mısın? Bir otoparka gittik ve araba çaldık. Max korkma geri getireceğiz sadece ödünç aldık dedi ama kim inanır?.