Hüzün

22 3 1
                                    

Tek duyduğu rüzgarın sesiydi.Hep düşünmüştü rüzgarın bu uğultusu aynı anda hem ürperti verici hem de huzur verici nasıl olabiliyordu?Aslında şu anda tek düşüncesi bu değildi, aklından binlerce şey geçiyordu.

Mevsimlerden sonbahardı.Çoğu insan gibi onun için de sonbahar hüznün mevsimiydi.Hüzün...Hüzün diyince aklına Hicran'ın hüzünlü çikolata rengi gözleri geldi.Sahi acaba kim bilir neredeydi şimdi.Onu özlediğini farketti.Bukle bukle omzuna dökülen kumral saçları,buram buram gül kokan Hicran...Evet özlemişti.

Gözleri doldu.Kızdı kendine.İş miydi şimdi bu yaptığı onu her düşündüğünde ağlatıyordu."Ah Hicran bana yaptığına bak" dedi içinden.Adımlarını hızlandırdı şimdi bunları düşünmenin bir anlamı yoktu.

Eve geldiğinde geç olmuştu.Dalgın dalgın yürürken saatin farkına varamamıştı.Eve geldiğinde yorulduğunu anladı."Biraz kestirmeliyim" dedi.

Yatağa kıvrıldı.Nasıl uyuyabilirdi o yokken.Deneyecekti, zorundaydı.Gözlerini yavaşça kapattı ve kendini göreceği kabusun kollarına bıraktı.

Gözlerini onun kucağında açtı.

- Hicran?

- Efendim uykucu?

Gülümsüyordu.Bunu görmeyeli ne kadar uzun zaman olmuştu acaba.

- Senin ne işin var burda?

- Doğan şaka yapıyorsun değil mi canım?Sanırım uyku sersemliği üstünde hala?

Ayırt edemedim.Bu bir rüya mıydı yoksa gerçek miydi?

- Bugün dışarı çıkalım diyorum sen ne dersin?

- Bilmem sen bilirsin.

- Yeter artık Doğan suratıma hayalet görmüş gibi bakmayı kes ben duşa giriyorum sonra dışarı çıkarız olur mu?

Cevap veremedim.Hala gerçek mi değil mi diye kendi kendimi yiyordum.Duşa girdiğinde odamıza çıktım.Fotoğraflarımız geceliği şifonyerin üstündeki parfümü her şey yerli yerindeydi.Saate baktım birden sanki dakikalar geçmiş gibi gelmesine rağmen içimi büyük bir korku kapladı.Bu ne saçma şeydi böyle bu his de neydi?Hemen banyoya koştum ve kapıyı hızla açtım.Yerde yatıyordu, kanlar içinde...

Ağlayarak uyandım.Kabustu yine yine ve yine aynı kabus.Sanki gerçekte yaşadığım yetmiyormuş gibi bir de kabuslarımda tekrar görüyordum o günü.Hepsi benim hatamdı.

Hızla üstümü değiştirdim ve kapıyı çarpıp çıktım.Temiz hava almalıydım.Herzamanki parkımıza oturdum.Akşam olmuştu çoktan.Hayallere dalmak için iyi bir sonbahar akşamıydı.İstemsizce ağladığımı farkettim rüzgar yüzümü yalayıp geçerken önümde minik sarılı turunculu yapraklar uçuştu.Sanki anılarım gözlerimin önünden geçiyordu.Birden donakaldım.O, orada arkası dönük oturan Hicran mıydı?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 30, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HİCRANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin