― bölüm 1 | dişi aslan

2.3K 115 208
                                    

Büyük Britanya Krallığı, Ağustos 1732

"Hektor!"

Beş yıldır bana yoldaş olan köpeğim, malikanemizin geniş bahçesinde koştururken biraz onunla oyun oynamak istemiş ve dışarı çıkmıştım. Hektor, sesimi duymasıyla dakikalardır peşinden koşturduğu mavi kelebeği en sonunda rahat bırakarak kulaklarını dikti. Bakışları beni bulan köpeğim koşturduğu için ağzını aralamıştı ve hafif dışarı sarkıttığı diliyle hızla nefes alıp veriyordu.

Gözlerimin mavisiyle aynı renkte kanatları olan kelebek, minik dostumun onu rahat bırakmasıyla uzaklaşıp giderken gözlerim kısıldı.

Birkaç dakika önce yerden aldığım dal parçasını elimi kaldırarak havada sallarken Hektor'un gözleri elimi takip etti. Ağzı heyecanla daha da ayrılan köpeğim bir kez havlayıp olduğu yerde birkaç kez hopladı. "Yakala bakalım oğlum!"

Gücümün yetebildiği kadar uzağa fırlattığım dal parçasını gözleriyle takip ederken zeminle buluştuğu yere doğru koşturdu. Dal parçasını alır almaz getirmek yerine olduğu yerde kendi kendine oyalanan köpeğime güldüm. Ağzına aldığı dalı kendisi başka yönlere fırlatıyor ve o yönlere koşuyordu. Benim kadar uzağa fırlatamıyor olsa da eğleniyor gibi görünüyordu.

Dakikalar sonra beni hatırlamış olacak ki ağzındaki dal parçası ile koştura koştura yanıma geldi ve önüme bıraktı.

Boncuk gözlerini benim mavilerime dikerken onun bu masumluğuna gülümsemeden edemedim. Eğilip başını okşadığımda bana daha da sokulmuş ve beyaza yakın sarı tüylerini tenime sürterek beni gıdıklamıştı. Gıdıklanma hissiyle dudaklarımın arasından bir kıkırdama firar etti. Ellerim tüylerinin arasında dolanırken kendini sırt üstü yere bırakan Hektor'dan hırıltıya benzer bir ses geldi. Anlaşılan hoşuna gitmişti.

"Sevilmek mi istiyorsun sen bakayım?"

Ben göbeğini okşayıp köpeğimi daha da mayıştırırken kulaklarıma ulaşan sesle sesin sahibine döndüm. Bahçede bana doğru adımlayan ağabeyimin benle aynı renkteki gözleriyle buluştu gözlerim.

"Ağabey," dedim olduğum yerde doğrulurken. Benim bu hareketimle yerde uzanan Hektor da dört ayağının üzerine kalkmıştı. "bizimle oynamak ister miydin?"

Hafifçe gülümseyen ağabeyim konuşmamla gözlerini Hektor'a indirdi. Hafifçe eğilip ona istekle bakan Hektor'un başını okşarken konuştu. "Ne kadar istesem de şu an olmaz akiğim¹. Hava kararmak üzere. Annem, akşam yemeğinin neredeyse hazır olduğunu söyledi. Seni eve bekliyor."

Sanki anlamış gibi minik dostumun kulakları düşerken üzgün gibi bir mırıltı çıkarttı.

"Annem çağırıyorsa gitmeliyiz o zaman." Ben konuşurken ağabeyim doğrulmuş ve tekrardan geldiği yöne dönmüştü. Elbisemin eteğini düzeltirken ileri doğru adım attım ve düşmemek için ağabeyime tutundum.

Malikaneye doğru sakin adımlarla yürüyorken Hektor da yanımızda bizim tempomuza uygun ilerlemeye başlamıştı. Ara ara dayanamıyor ve etrafta biraz koşturup tekrar yanımızda yola devam ediyordu.

"İki gün sonra Hogwarts'taki ilk yılına başlayacaksın. Nasıl hissediyorsun Nashira?"

Koluna sıkıca tutunduğum ağabeyim Aculeus aramızdaki sessizliği bozduğunda gözlerim onunkileri buldu. Göz temasımızı bozup tekrar bakışlarımı karşıma yönlendirirken belime kadar uzanan koyu kahverengi, önüme düşen saç tutamlarını sağ elimle geriye attım. "Normal, sanırım. Hatta Gryffindor'a seçileceğime o kadar emin hissediyorum ki."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 15, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

𝐎𝐃𝐀𝐋𝐘𝐒 ✶ 𝐧𝐞𝐱𝐭 𝐠𝐞𝐧𝐞𝐫𝐚𝐭𝐢𝐨𝐧Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin