Söz vermek...
Aslında basit iki kelimenin bir araya gelmesiyle oluşan bu ağır yük pek de basit bir şey değil. Yıllar geçse de akla geldiğinde hala vücutta ağır yükünü belli etmeye devam eden bu soyut eylem gerçekleşmediği sürece ağırlığını gittikçe artırıyordu.
Yıllar sonra ağırlığı arttıkça artan bu yükün üzerimden kalkmasıyla bir bulut misali yükseldikçe yükseliyordum. Zihnimde ve kalbimde yaşanan patlamalar sonunda barış bayrağı çekilmiş kazazede olan bedenime en iyi doktoru karar kılınıp kollarında ıstırahat etmemde sakınca görülmüyordu.
Yoongi ile ilk işimiz benim alamadığım izni BangPD'den alıp Busan'ın yolunu tutmuştuk. Önce onu yeni ailemle tanıştırıp annemin de benim gi i heyecanını yansıtmasına seyirci olmuştuk. Ardından öz annemin mezarına gidip diz dize her şeyi ona da anlatmıştık. Geri dönmeden önce yetimhaneye de uğramak aklımın bir uzundaydı fakat orası yıllar önce site yapılmak için yıkılmıştı.
Yoongi'nin beni hiç aramadığını sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Başlarda evlat edinildiği aileye karşı o da soğuktu ve açılması bana göre daha uzun zaman almıştı. Beni aramaya başladığı zamansa Daegu'ya çoktan taşınmıştı. Geri döndüğündeyse, bina çoktan yıkılmıştı. Bilgilerse yeni binaya aktarılmıştı ama çoktan arşivin tozlu raflarına kaldırılmıştı.
Şu küçük çocuk. Kaydıraktan itilecek olan çocuk. Yoongi'ye Choi Jimin olarak ellerindeki bilgilerden ilk o gösterilmiş. Fakat Yoongi onu gördüğünde ben olmadığımı görmüş. Adını öğrenemediğim o küçük çocuk meğer benim adaşımmış. Şu an nerede derseniz benden birkaç yıl sonra, yetimhane yeni binaya taşındıktan sonra güzel bir aile tarafından evlat edinilmiş.
Seul'e geri dönersek başlarda küçük bir grup olarak çıkış yapan grubumuz zamanla kendini aldığı eleştiriler ve nefret yorumlarıyla daha da büyüttü ve şu an dünyanın en büyük erkek grubu olma yolunda emin adımlarla ilerlemeye devam etmekte. Şirketimiz gelişim ve ilerlememizle aynı oranda büyüyüp yeni ve daha büyük bir binaya geçti.
Zamanla birbirimizi daha da tanıyarak kardeşten öte olduk. Birbirimizin zayıf yanlarını öğrenip her zaman destek çıkacağımıza ayıcık yerine ilk albümümüz üzerine yemin ettik.
***
Ter damlaları makyajımı silip götürürken ceketimin içindeki ince gömlek bedenime tamamen yapışmıştı. Vücuduma sarılı kemerler artık rahatsızlık vermeye başlayınca son sahneye geçecektik. Hızla üzerimizi değişmeye devam ederken çalışanlar da bozulan saçımızı ve makyajımızı bir şekilde düzeltmeye çalışıyordu.
"Son iki dakika," diye direktör anons ettiğinde kulaklığım takılıyordu. Sahne asansörüne hepimiz binince turun son gününe özel guzrl bir kalanızla yapmak tüm üyelerin aklından geçen tek şeydi. Işıklar aydınlandı ve biz sahnede yerimizi aldık.
Hayranlar Yoongi ile aramızda olanları bilmiyordu. Normal ailesi olan insanlar olarak bizi bilmelerini istiyorduk. Bizim için üzülmelerini istemiyorduk. Onlar mükemmel insanlardı. Milyonlarca insanin milyonlarca hikayesi vardı ve daha çok azının hikayesini dinleyebilmiştik. Hepsiyle karşılaşmak için elimizden geleni yapıyorduk.
Yoongi konuşmasını yaparken yüzünde huzurlu bir tebessüm vardı. Dev ekranda onu rahat rahat izlerken insanlar bir anda benim adımı söyleyerek tezahürat yapmaya başladı.
"Jimin mükemmel bir insan millet. Ona sahip olduğunuz için çok şanslısınız," diye beni övmeye devam ederken bir anda "Army" diye bağırmaya başladı. Küçük bir çocuktan farksızdı.
"Bu geceyi güzelce bitirelim. Bu şarkı sizin için millet," diye de son konuşmayı yapıp noktayı koyan Namjoon'a uyup sahnede dağılmaya başladık. Yoongi'ye doğru gidip arkadan ona sarıldığımda şarkı çoktan başlamış benim kısmım girmişti.
***
Huzurla konseri bitirip kulise girdiğimizde herkes kendini boş bulduğu bir koltuğa bırakmıştı. Yorgun gözlerle boş yer bulamayınca Yoongi eliyle beni çağırdı. Kucağına oturtunca fotoğrafçılardan biri gelip Twitter'da paylaşmamız için grup fotoğrafı çekmek için önümüzde durdu. Army'nin elinde tuttuğu pankartlardan birkaç tane bize de verdiler ve kimse üçlü koltukta pozisyon değiştirmeden poz verdi. Serbest bırakıldığımızda Namjoon bizim kullandığımız hesaptan paylaşım yapmak üzere hemen selca çekilmeye gitti. Ben de yerimden kalkıp üzerimi değişmeye kabinlerden birine giderken kolumdan yakalandım. Yoongi de peşimden girdi.
"Tatil vakti. Nereye gidelim istersin," diye kapıyla arasına alınca beni kaskatı kesilmiş halde kaldım. Yıllar geçti ama bu anı hareketleri hala kriz etkisi yaratıyordu.
"Evde mi kalsak bu sefer," diye altı binlerce anlam yüklü cümleyi söylediğimde duymak istediği buymuş gibi dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Öpüşme şiddeti gittikçe artarken kapı tıklatıldı.
"Çıksanız mı artık? Eve gidip uyumak istiyorum," diye isyan eden Taehyung sanki Jungkook'la hiç bu tür kaçamaklar yapmazmış gibi halden anlamayan bir şekilde bizi böldü.
Yılların getirdiği yakınlık onları da bizden farksız bir hale sokarken bu grup içinde daha da yakın olmanızı sağlayan bir neden olmuştu. Tek sorun, bu tür yakınlaşmalar olunca bölmek için fırsat kollamasak daha güzel olurdu. Ama kardeş olmanın da en güzel yani bu değil midir? Ne kadar birbirimizin sınırını zorlasak da hala candan öte birbirimizi sevmeye devam ediyoruzdur.
"Kapıdan uzaklaşmak için on saniyen var Taehyung," diye ağırlığını ortaya koyan Yoongi dudaklarıma son kez yumuşak bir buse kondurup birkaç adım geri gitti ve beyaz konsept tişörtünü çıkarıp yıllara meydan okuyan vücudunu gözler önüne serdi. Daha sonra siyah kazağını üzerine geçirdi. Ben de onu takip edip üzerimi değiştirdim.
Kalbim ve ruhum artık sahip olunmuşluğun tadını sonuna kadar çıkarırken Tanrı'nın dualarımı kabul etmesi üzerine minnetimi her gün ona sunuyordum. Yalnız değildim ve şu vakitten sonra bırakılacağımı pek de sanmıyordum. Fevkalâde bir kalp ve ona vücut oluşturan beş dost...
Zincirlerimden kurtulup çiçek tarlamdaki koşuşturan uğur böceklerine eşlik ettiğim her günün sevinci yanımdaki mükemmel insanlarla daha da doyumsuz hale geliyordu.
Tahterevallinizin sonsuz gelgitlerinde karşıdaki kişinin sizi yalnız bırakmaması dileğiyle...
SON
Yoonmin'le kalın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Promesa | Yoonmin
FanfictionBirbirine söz vermiş iki küçük kalp büyüdüğünde sözlerini hala tutuyor olacaklar mı? "Tek başıma kalıp kalkmak üzere olduğum bu tahterevallide lütfen karşıma otur." 2018.04.16 2019.01.22