Taehyung, sıcaktan baymaya başlayan arabanın içinde elini kendine doğru sallarken siyah güneş gözlüklerini kafasının üzerine ittirip siyah tişörtünü-aslında bu Jeongguk'unkiydi- aşağıya çekiştirdi.
"Daha ne kadar kaldı?" Diye homurdanırken Namjoon'un güldüğünü duymuştu ama son derece stres doluydu, adeta bir bomba gibi hissediyordu, hatta biraz daha oturduğu yerde büzüşse patlayacak ve her yer saçlarının kırmızısıma bulanacaktı. Hala telefonunu açmamıştı, Jeongguk onu öyle çok merak etmişti ki Namjoon'a bile yüzlerce mesaj atıyordu ve Taehyung bununla daha da stresleniyordu. Onun için, ailesinden tonla para kaçırmış sayılırdı. Gerçekten kaçırmıştı, evlerinin kasasını adeta soyup soğana çevirmiş, çıkmadan önce de sizi seviyorum xoxo yazılı bir not bırakmıştı, yüksek ihtimalle ailesinden kimse siklemeyecekti ama bu yine de hırsızlık yapmış olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.
"Neredeyse geldik, Jeongguk çoktan kafayı yemiştir.""Of, kıyamam ya çok merak etmiştir!" Taehyung neredeyse bağırırken gözlerini dışarıda gezdirmeye devam etti, pek harika bir mahalle sayılmasa da temiz bir yerde oturuyor gibi görünüyordu ve bu da mutlu olmasını sağlamıştı. "Hyung birazcık hızlı sürsene, Jeongguk şimdi-şimdi beni çok özlemiştir."
"Sizden bıktım," Namjoon tekrar gülerek kafasını iki yana salladığında araba da zaten, bordo renkli bir apartmanın önünde durmuştu. Taehyung hemen kapıyı açtı, kendini dışarıya bıraktığı gibi bagaja koştu ve açtıktan sonra içindeki bavullarını bir çırpıda çıkardı. Namjoon ona yardım ederken o, kafasını kaldırıp camlara bakıyor, herhangi birinden Jeongguk'un bakmadığına emin oluyordu.
Gözleri, yeşil saksılarda çiçekler yetiştiren birinin penceresine denk geldiğinde işaret parmağını kaldırıp, "Şurada mı?" Diye sordu. "Şurada mı oturuyor?"
"Evet, orada." Namjoon kısadaca cevapladığı ve eline iki bavulu da aldığı gibi arabayı kilitledi ve zile bastı. Taehyung hemen açılan kapıdan içeriye girdiği gibi, koşar adımlarla, açık bir kapı bulana dek çıkmış, tir tir titreyen elleri sonunda açık bir kapıya rast geldiğinde saçlarına girmişti. Kapı açıktı ancak kimse yoktu, yalnızca, Taehyung dizlerinin bağını çözecek o sesi duyduğunda bir an için yere düşeceğini hissetmişti.
Siktir. Jeongguk sinirle bağırıyordu. "Hyung içeri girecek misin?!"
Büyük olan yavaşça kapıyı ittirirken, kafasını içeriye doğru soktu. Jeongguk, arkası dönük bir şekilde koltukta oturuyor; telefona sürekli küfürler ediyordu. "Açsana-aç şunu," dedi bir hışım ayağa kalkarken, sonra tekrar, "Hyung içeri gir de kapat şu kapıyı!" Diye bağırdı ve Taehyung tam o an, dayanamadı. "Gireceğim," dedi naif bir tonda. Gözleri Jeongguk'un sırtında dolaşıyor, kalbi çıldıracak gibi hızlı atıyordu ve Jeongguk bir saniye daha ona dönmezse bayılacak gibiydi.
Fakat Jeongguk, ondan da beterdi.
Çünkü o sesi bir kez duyduğunda, o pürüzlü; o derin sesi bir kez daha duyduğunda bu evde olmayı beklemiyordu. Hatta, bu kıtada olmayı dahi beklemiyordu. Aniden midesine bir ağrı saplanmıştı, canı son derece yanmış; hızla arkasını dönmüş ve üzerinde kocaman siyah bir tişörtten başka hiçbir şey bulunmayan, ayaklarında dahi parmak arası terlikleri olan adamı gördüğünde bayılacak gibi hissetmişti. Kan kırmızısı saçları dağılmıştı, esmer teni daha bir yanık duruyordu ve o hemencecik dolan gözleriyle Jeongguk'a öyle güzel bakıyordu ki ne ara sarıldıklarını ikisi dahi çözememişti.
Birbirlerine sıkıca sarılırlarken ağlamaya başlayan Taehyung, "Kor-korktun mu?" Diye sordu, kafasını geriye doğru yatırıp, bir kez daha bakmak istediği için Vegas'tan kaçtığı gözlere öyle güzel odaklanmıştı ki onlardan başka hiçbir şey görmüyordu. "Cevap vermiyorum diye?"
"Taehyung, sen buradasın?" Jeongguk başka bir soru sordu, gözleri hızla kırpıştı ve kolunun altındaki beli daha sıkı sardı. "Taehyung, aşkım, sen buradasın?"
"Buradayım," Taehyung gülümsedi, parmaklarını Jeongguk'un yumuşak saçlarına geçirirken dudaklarını yavaşça onunkilere bastırmış ve geri çekilmeden önce fısıldamıştı. "Üzerimde siyah tişörtün var ve duydum ki, Kore'de olan Kore'de kalmıyormuş."
***
Selaaam
Evet evet minicik bir bölümdü ama aklımdaki gibiydi, sonuçta bir texting hikayesiydi ve çok aşırı uzun bölümler yazmak istemedim
Neyse zaten bir bölüm+not yazacağım
Orada görüşürüz💗👯♀️