Lahza

30 2 0
                                    

İçimdeki seni emanete bıraktım müşkül bir anımda. Gelip geri alacağım dedim, gözlerini kaçırarak bana  bakan saçları kırlaşmış adama. Oysa biliyordu ki kimse geri gelmiyordu. Ya gerçekten unutmak istiyordu ya da bırakmak zorundaydı. Elim titreye titreye bıraktım yüreğimin yarısını tezgaha. İşte o, bir lahza sensiz kaldığımda bile; zamanın  hızla akıp giden girdabında başım döndü de döndü yokluğuna yığılıp kaldım. Seni, seninle olan hatıramdan çıkaramadığın huzurun bütün bedenimi kapladığı anları, gülüşünü, bakışını, sevişini yüklediğim ellerim bomboş kaldı. O an kuş olup uçacak değildim elbet ama özgürlük bunu gerektirmez miydi? Tüy gibi hafifledim derken  irtifa kaybediyormuşum meğer. Çakıldım. Kendi kendime saydım, sövdüm en ağır kelimeleri, küfürleri. Mahallede maç yapan çocukların toplarını kesen adamın kaçınılmaz sonu gibi, o sert taşları fırlattım yüreğime; kan revan. Ne cam kaldı ne de kalp. Sensiz ve sessiz vaveyla... Rutubet kokan dükkandan hızlıca çıkmak istedim ama ayaklarım olduğu yere mıhlandı. Sanki adama mülhem olmuş gibi seslendi arkamdan.  ‘’Her geçen gün değeri artacak bu emanetin almaya gücün yetecek mi? Demedi deme sonra.’’ dediğinde pek pişkindi. Cevabı biliyordum. Her şeyi biliyordum. Bilmediğim hülasa sensizlikti. Kalakaldığım yerden koşarak uzaklaşan kendimi seyre daldım. Yunus Emre’nin de dediği gibi ’’Beni bende deme bende değilim. Bir ben vardır bende benden içeri.’’ Emanetçi bir bana bir de rehin aldığı aşkıma ne büyük bir hezeyan der gibi bakıyordu.  Yanağımdan boncuk boncuk akan yaşları da alır mısın diye sordum hiç çekinmeden. Sana ait olana değer biçemem dedi. Peki ya sana ne değer biçildi bilmek ister misin? Sence yokluğun ne kadar?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 21, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

EmanetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin