Bölüm 3

8 1 0
                                    


- Tamam, gidelim! Yolumuz çok uzu- Ah yemek yemiş miydin?

- Hayır aslında dalmışım.

- Hmm. Bir şeyler yesek iyi olur. Sonra olan bitenden sorumlu tutulmak istemem.

- Olan bitenden?

- Boşver. Şimdi bir şeyler bulalım.

- Bende var. Soyulma tehlikesine karşı yanıma para almadığım için bol bol yiyeceğim var.

- Süper avlanmaya ve pişirmeye vakit harcamayacağım.

"Bu çocuğun her şeye tüm suratına yayılan o gülümseme ile yanıt vermesi yok mu delirtiyor beni."

- "Sonuçta benim yaşadıklarımın hiç birini yaşamadı." Yeter artık hakkımda garip garip şeyler düşünmeye başladın gene. Bak unutuyorsun ama düşüncelerini du-ya-bi-li-yo-rum! Devamlı bunu hatırlatmam mı lazım.

- Üzgünüm. Ama sen de beni anlamalısın. Seninle yeni tanıştım. Kimsin, nesin bilmiyorum, sana güvenmem doğru mu emin değilim, düşüncelerimi okuyorsun, beni küçük görüyorsun--

- Hey hey hey hey dur orda seni küçük falan görmüyorum. Aksine- Geliyorlar. dedi sesini alçaltarak.

- Kim?

Gözleri kocaman açılmıştı.

- Kurtlar mı?

- Üzgünüm ama yemek yiyecek vaktimiz yok. Eşyalarını ben alayım. Şimdi koşacağız. Sakın panikleme.

Bu nasıl oluyordu? Koşmuyor uçuyordu sanki. Büyülerin bir sınırı yoktu.

"İstiyorum, güçlerimi geri istiyorum!" Tek düşünebildiği buydu

- Alacaksın da, sana inancım tam. Arkasına baktı. Çok yakındalar. İlerde bir mağara var oraya gireceğiz. Yakınımda kal.

- Tamam. İlerideki bir mağaraya girdiler. Kuramaun bir büyü daha yapmış olmalı ki fark edilmediler. Kim bunlar?

- Peşimdekiler.

- Arigalar mı?

- Hayır. Avcılar. Arigalar asla bu işlerle kendileri ilgilenmez. Jugale'de yaşayan insanlar üstün görüldüğü için buna tenezzül etmezler. Bu işler için Malukh'ları kullanırlar.

Birden bulundukları yer daralmaya başladı sanki. Nefes alamıyordu. Kuramaun'a baktı. Onda hiçbir tepki yoktu. "Sadece ben mi etkileniyorum?" diye düşündü.

- Sa.. Sanırım.. Öhö öhö.. bizi... Boğuluyordu! Bilinci kapanmaya başladı.

- Lanet olsun Amesino!

Hatırladığı son şey etrafındaki sayısız karanlık gölge ve ara ara onlardan çıkan ışıklardı. Kuramaun savaşıyordu. "Bense kız gibi bayılıyorum" son düşündüğü şey bu oldu. Birden bilinci temiz bir su kadar berraklaştı. Kuramaun yanı başında söyleniyordu.

- Kalk seni baş belası çabuk! Neler olduğunu dahi anlayamadan kendine gelivermişti. Bayılmış mıydı gerçekten? Kuramaun'un kafa işareti ile saklandıkları yerden çıkıp koşmaya devam etiler. Arkalarından yüzlerinde garip kıllı maskeler olan neredeyse altı kişi vardı.

- Sen devam et. Ben geliyorum şimdi. Tek tek ve müthiş bir hızla geçtikleri ağaçların gövdelerine dokunarak tuzak hazırlıyordu.

Sırıtarak - Bunu anlamaları yakalandıktan bir kaç dakika sonrasına denk gelecek o yüzden durmasak daha iyi. Sonra şenliği izleriz. He he!

MühürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin