*bu bölüm sizi ağlatabilecek bir bölüm. bu yüzden peçetelerinizi hazırlayın. bir ara hüzünlü bir şeyler yazmak istediğimi söylemiştim. bazılarınız karşı çıkmıştı fakat içimdeki bu isteği tutamayacağım daha fazla.*
*Yoongi, uzun zamandır kansere karşı savaşıyordur. Normalde olan kilosundan daha da aza inmişti kilosu. Önceden Jungkook'un kafasını koymayı ve öpmeyi sevdiği o minik göbeği kaybolmuştu. Kemikleri olduğundan daha da fazla belli oluyordu. Yorgun gözleri, bütün sevimliliğini peşinde götürmüştü. Kafasını oynatacak gücü kalmamış, sadece hastane odasında uzanıyor ve uyuyordu.*
*Jungkook ise 1 yıldır asla pes etmeyip her gün kocasını ziyaret ediyor ve çiçekler getiriyordu. Her geldiğinde kağıttan kuşlar yapıyor ve odanın her tarafını bu kuşlarla süslüyordu. Şu zamana kadar 493 tane kuş yapmıştı. 500'e ulaşmaya çalışıyordu bu zamana kadar, sanki bu sayı ona uğurlu gelecek ve Yoongi'yi bu durumdan kurtaracakmış gibi.*
JK: Ve bir tane daha! 494'üncü kuşumuz, Yoongi. Ne zaman uyanıp bana o güzel gözlerini bahşedeceksin, ha? Seni beklemekten asla yılmayacağım, sevgilim.
O sopsoğuk ellere tekrar dokundu. Fakat bu seferki hissiyat çok başkaydı. Sanki içindeki son ısı, son his gitmiş gibi. Yoongi'nin elini iki eli arasına aldı ve ısıtmaya çalıştı. Ta ki doktorlara giden uyarı ile beraber doktor ve hemşirenin odaya girmesine kadar. O an o sesi duymamak için kendi kulaklarını kesmek istedi.
Doktorlar onu kenara çekip Yoongi'nin yüzde bir olan şansını getirmeye çalıştılar, fakat olmadı.
Jungkook, kenarda olanları izliyordu, belki belki bir şey olur. Tanrı onun uğraşlarını karşılar... Belki sesini duyar...
Doktorların Yoongi'yi bırakıp cansız bedenden uzaklaştıklarında Jungkook şaşkınlıkla olanları izliyordu.
JK: Ne bekliyorsunuz? Bir şey yapsanıza! ORADA YATIYOR GÖRMÜYOR MUSUNUZ?! BİR ŞEY YAPSANIZA!
Dışarıda bekleyen Jimin ve Namjoon, Jungkook'un kriz geçirdiğini anlayınca onu dışarı çıkardılar. Tabi ki de onun sakinleşmesini beklemiyorlardı. Birbirlerini kaybettiklerini düşündüklerinde onlarında nefesleri kesiliyordu.
JK: Hyung, bir şey söyleyin... l-lütfen Yoongi beni bırakmaz. O-o beni bırakmaz.
Hastanede iki koltuğun arasına oturmuş ve duvara yaslanmış bir şekilde hala Tanrı'dan bir yardım bekliyordu, Jeon.
Fakat ruh bedenden çoktan ayrılmıştı.
*Bu arada bir anda aklıma bir fikir geldi. Ne dersiniz bu bölümü bir fic haline getirmeye? Eğer sizde isterseniz ben hemen taslaklara başlayabilirim.*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yoonkook quotes/scenarios
Fanfictiondikkat! bu kitap içinde gerçek olmayan yoonkook quotes/scenarios bulunmaktadır.