Hayatıma hoş geldiniz benim adım Papatya evet bir çiçek ismi ama babam beni,bizi hep çiçeklerim diye severmiş biz üçüz kardeşleriz birbirimize benzemediğimizi iddia etsek de aslında insanlar ayırt etmekte zorlanıyor benziyoruz ama fiziksel olarak yani karakterlerimiz bize göre tamamen farklı diğer kardeşlerim de açelya ve lale ben onlara göre daha farklıyım çünkü üçüz olmamıza rağmen onlar mavi ben yeşil gözlüyüm ve tamamen daha neşeliyim onlar hayata hep ciddi çerçeveden bakarlar ve onlar için ne aşk ne de aşka düşüren duygular vardır tek önemsedikleri ve istedikleri kendilerini korumak ve işlerine odaklanıp sorunsuz bir hayat yaşamaktır ama benim öyle değil ben çocuk gibi büyüdüm kardeştik ama hiç onlarla oynadığımı hatırlamam zaten genellikle erkeklerle takılırdım o yüzden kızlarla çok kavga ederdim erkeklerle daha iyi anlaşırdım daima yaşımdakiler evcilik oynarken ben futbol oynayıp hep biryerlerimi sakatlardım ama yine de o sporu yapmak çok hoşuma giderdi ben erkek gibi büyüdüm ama asla onlara benzemedim onlar bana ayak uydurdular ve asla onları unutmadım çünkü sanki karanlık bir dünyadan beni aydınlığa iten onlardı bu yüzden ailemden bile daha üstün tuttum onları ailemde zaten kardeşlerim babam ve arkadaşlarımdı annem yoktu annem biz doğduktan 4 sene sonra bizi terketmişti babam büyüttü bizi adımızı o koydu o sevdi ve hayatında yaşamak için tek sebebi olarak bizi buldu minnet duydum ben hep ve ne kadar büyürsem büyüyeyim babamın benim küçük prensesim diye sevdiği tek kızıydım babam diğerlerinin kariyerleri ve iş başarıyla gurur duysa bile beni bir farklı severdi ve elimden babamı gururlandıracak bişey gelmediği için babam da benim duygularımla gurur duyduğunu söylerdi babam farklıydı aşık olduğumu ilk adamdı ve bana hayaller kurdurup onlara sahip olmamın büyük katkısı vardı babam diğerleri gibi değildi gözlerine bakınca güven verirdi sevgi doluydu seviyorum dediğinde sadece demez bunu iliklerine kadar hissettirirdi bize üçümüzü ayrı tutmazdı ama biz de bir araya gelemezdik beni daha farklı sevdiğini biliyordum ama çoğu konuda küçük bir çocuk gibi yalvarsam da babam adaletli davranır birimizi daha çok sevdiği için onu ön planda tutmazdı eşit davranırdı ben 15 yaşıma kadar benim yanımda olan babam ve erkek arkadaşlarım dışında hayatıma sevgili gibi hiç kimseyi sokmadım babama aşıktım ve benim yanımda olan kardeşlerimi seviyordum tabi lale ve açelyadan bahsetmiyorum küçükken futbol oynadığım yağız , cem , emir ve Caner den bahsediyorum daha çok kardeşlik yaptılar ben onların sarı papatyasıydım ve sarı olmamla adımın hakkını veriyordum annemden sonra güven duygusunu yitirmiştim babamdan sonra tekrar kazandım annem hem hayaller kurdurup onları yıkıp bizi altında bırakan boş vaatler sunan sonra arkasında ne bıraktığını umursamadan çekip giden kişiydi benim için babam annemi çok severdi o memnun olsun diye kırk takla atardı ve o gittikten sonra annemin boşluğunu doldurdu ve onu suçlamamıza asla izin vermedi sadece kendine göre sebepleri vardı ve gitti derdi o sebepleri çok merak ediyordum çünkü bu kadar nefret edip gitmesini ne sağlayabilirdi ki çocukluğum çok güzel geçti annesiz ne kadar güzel bir çocukluk geçirilirse benim içinde öyleydi annem gitmeden önce her gün evimize gelirken bana pamuk şeker alırdı kız kardeşlerime de kitap falan işte ama benim vazgeçemediğim ve beni sakinleştirebilen hataları bile kolayca affetmemi sağlayacak tek bir şey vardı "PAMUK ŞEKER" ben çok severdim ve şu an 21 yaşındayım hala pamuk şekersiz bir günüm geçmiyor her sabah ilk uyandığımda bir fincan kahve ve kitapla uyanıyorum ilerleyen zamanlarda bana alıştığı için her gün sokağımızdan geçen Erdem abiden pamuk şekerimi alıyorum hep annemin yaptığı gibi çocuk gibi mahallede ki küçük çocuklarla oyun oynuyorum hep çocuk kalsaydım değil de hep galiba çocuk kalıcam pamuk şeker yemek ninnilerle uyumak en güzel yeri park bilmek ve daha milyonlarca çocukların yaptığı şeyleri yaparım ve kısa minnoş bişey olduğum için de pek de yaşımı göstermiyorum insan olarak en sevdiğim varlıklardır çocuklar ta ki onlar da büyüyene kadar zaten bir işim yok ama hobi olarak yaptığım bir şey var palyaçoluk ilk gördüğümde palyaçolardan çok korkardım ama ilerleyen zamanda sanki onun içindeki bir insan değilde sihirli bir oyuncak sanardım onların da insan olduğunu 19 yaşımda öğrendim ve imkanım olduğu için bu mesleği yapmaya karar verdim şimdilik çünkü birkaç sene sonra üniversite sınavına girmeyi planlıyordum eğer istediğim mesleği elde edersem bu işi de ek iş olarak yapacaktım annem gittikten sonra farklı ama benim hayallerimdeki eve taşınmıştık zaten futbol oynamaya başladığım ve kardeşlerimle tanıştığım yer bu semt olmuştu boyum kadar mumlar mavi panjuru ve yatağımın tepesinde pencere olan koskocaman kitaplığımın olduğu bir evdi dahası var ama babama hayalimdeki evi anlatırken en çok bunları istemiştim şimdi de sahiptim ama bu yeri bu evi sevmemin en büyük nedeni bizimkilerdi yağız cem emir ve Caner hep aynı mahallede oturduk hala da öyle onlar üniversiteye gittikleri için okul dönemi evde çok yanlız kalıyordum yaz tatillerinde de onları papatyasız bırakmıyordum tabiki deli gibiydik ama bizim farklı olarak akıllarımız değil kalplerimiz delirmişti ve memnunduk bundan şikayet etmezdik hepimizin ayrı bir derdi ayrı bir sevdası vardı benimde öyle ...
Hem derdim hem dermanım olan öyle biri vardı ki ...Bir bölümün daha sonuna daha doğrusu ilk bölümün sonuna geldik daha güzel ve maceralı şeyler bizi bekliyorr ... #pamukşeker #babamın prensesiyim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAMUK ŞEKER
ChickLitÇıkmaz bir sokağa girsem de elbet oradan beni çıkaracak biri vardır hatta ikisi var ama hangisi doğru ?