yarım saat sonra...
sahilde yürürken Yongi birden sessizliği bozdu
"Soo Min madem Sun Hee'nin sadece kolunda bir zedelenme var peki o zaman sen niye o kadar ağladın"
bilmiyordu işte Sun Hee'nin gözüne toz kaçtığında bile ağladığını sanıp o her ne kadar sadece gözüne toz kaçtığını söylese de benim ona inanmayıp ağladığımı ve tabii onu ne kadar çok sevdiğimi bilmiyordu işte sonra devam etti
"bizi de endişelendirdin ben de bir şey oldu sandım ödümüzü kopardın yaa"
ben de işi hemen anlayıp önce kıkırdadım daha sonra ise
"ne o yoksa Sun Hee'ye üzüldünmü? oyy kıyamam ben sanaa sen çok mu korktun onun için"
dedim Yongi olduğu yerde durup bana ters ters bakmaya başladı Sun Hee'de bana en az onun kadar ters ters bakmıyor değildi Hyun Bin'de bunu farkedince o da ilk önce bir durdu sonra ise
"abi'ciğim bi baksana"
Yongi
"bi dur abi'ciğim bi dur"
dedi ve yüzüne sinsi bir sırıtış yerleştirip bana doğru gelmeye başladı 'gelme gelme gelmeeee' ben geriye doğru sendeledim ve birden durdum daha doğrusu birşey beni durdurdu arkama baktığımda ise gördüğüm kaya parçası ile rahatladım ve önüme döndüm bir de ne göreyim
Yongiden...
ne demişti o öyle 'ne o yoksa Sun Hee'ye üzüldünmü? oyy kıyamam ben sanaa sen çok mu korktun onun için' doğrumu anlamıştım ah bu kavga istiyordu ben olduğum yerde durdum ben durdukdan birkaç saniye sonra arkamdan gelen ayak sesleri de durdu demek ki Hyun Bin'de benim durduğumu görünce durdu ve konuşmaya başladı belli ki araya girmeye çalışıyordu ama ben yermiyim hayır yemem Hyun Bin
"abi'ciğim bi baksana"
ben ise
"bi dur abi'ciğim bi dur"
dedim ve yüzüme sinsi bir sırıtış yerleştirip Soo Min'e doğru yürümeye başladım amacım hem Soo Min'i bu sözlerinden dolayı cezalandırmak hem de Hyun Bin bey efendiyi azıııcık hatta biraazcık korkutmak'dı ve bence bunu çok da iyi başarıyordum Soo Min çarptığı kaya parçasıyla birden durdu ve arkasına baktı neye çarptığını görünce rahatlamış gibi bir hal aldı ve önüne döndü ama gördüğü şey ile şaşırmışa benziyordu ben de merak ile arkama döndüm ve...oha n'oluyo lan şerefsiz bi it Sun Hee'nin alçılı kolunu tutmuş çekiştiriyordu daha doğrusu çantasını almaya çalışıyordu ama Sun Hee ise bırakmayınca kolunu acıtıp almaya çalışıyor belli ki Sun Hee ise vuracak ama kolunu nasıl sıkıyırsa artık o it kolunun ağrısından vuramıyordu da sadece... sadece kolunu tutuyordu ben hemen o p*ç'e doğru yürümeye başladım hatta koşuyordum onların yanına ulaştığımda ise çocuğun yüzüne yumruğumu geçirdim çocuk böyle bir şey beklemediği için geriye doğru sendeledi ama sonra toparlanıp burnunu sildi ve benim üzerime doğru gelmeye başladı ve elini yumruk yapıp tam bana geçirmek için hazırlandı ki Sun Hee hemen toparlanıp çocuğun elini tuttu çocuk ise önce bir kahkaha atıp sonra arkasına döndü ve elini kaldırdı ve Sun Hee'ye vurmak için hazırlandı işte şimdi sıra yine bana gelmişti ben çocuğa doğru ilerlerken yanımdan hızla biri geçti ve çocuğa uçan tekmeyi bastı çocuğun yüzüne baktığımda ise bunun Soo Min olduğunu görmemle şaşkınlık'dan ağzımı bi karış açmam bir oldu bunlar neydi böyle bu ikili,gizemli çete-Soo Min ile Sun Hee ikilisi-ben yine yürümeye başladım ve el birliğiyle çocuğu yerle bir ettik harbi çocuk niçin böyle birşey yapmıştı sen şimdi onu bunu bırak da polisler geliyor lan galiba bu siren sesleri falan ben hemen Sun Hee'nin kolundan tutup-alçılı olmayan kolu-Hyun Bin ise Soo Min hanım efendi pardon bey efendinin kolundan tuttu ve-ay her neyse şu an onun veya bunun sırası falan değil-kaçtık nereye?açıkçası onun ile ilgili benim de bir fikrim yok ama kaçıyorduk işte araba da arkamızda kalmıştı .... kafe'nin önüne geldiğimizi gördüm baya uzaklaşmıştık ben daha yeni Sun Hee'nin elini bırakıp dizlerimi çöktüm ve ellerimi dizlerimin üzerine koyup hızlı hızlı nefes alış verişlerinde bulundum .... kafeye geçtik ve bi masanın önüne gelip tek tek sandalyeleri çektik ve oturduk birer kahve söyledik burası bar değildi ama onun gibi bir şey'di yani sabahları değilde geceleri açıktı o açıdan yoksa bar ile hiçbir alakası yoktu birer kahve söyledik cidden ayılmaya çok ihtiyacımız vardı ben hemen kahvemi bitirip ev çok uzakta olduğu için arabayı almaya gittim Hyun Bin'e kızmı erkekmi belli olmadığı şeysilere sahip çıkmasını söyledim ve daha yeni gittim
15 dk sonra...
arabayıda alıp .... kafenin önüne geldim ve bizimkileride alıp yola koyuldum önce Soo Min ile Hyun Bin bey efendiyi bıraktım daha sonra ise Sun Hee'nin evine doğru yol aldım daha onların evine bir sokak vardı ama ben durdum Sun Hee bana baktı ve ne oluyor burada bakışları attı ben önce elimi dudağıma bastırıp
"şşşt"
dedim daha sonra ise
"yarın 15.30'da dışarıya çıkalım mı hem zaten yarın okul da yok seninle bir şey konuşmam lazım sakın ha Soo Min'dir başka biridir falan çağırmak falan yok tamam mı?"
dedim o bana aval aval bakarken ben sözüme devam ettim
"lütfen"
lütfen kelimesini diğerlerine göre daha da sesli söylemiştim o ise şaşkınlığını atmış
"neden yani neden buluşuyormuşuz ki"
dedi ben ise
"orası sürpriz"
dedim o kafasını sallayınca arabayı çalıştırdım ve onu evine bıraktım daha sonra ise kendi evime gittim hemen odama çıkıp kendimi yatağa attım hiç üzerimi bile değiştirmeden uyudum,çok yorgundum
_____________________________
Sun Hee'den...
sabah olmuştu alarmın gıcık edici sesiyle güzel uykumdan gözlerimi her ne kadar açmak istemesem de açmak zorundaydım gözlerimi açtığımda saate baktım ve o da ne saat 14.15 idi tabii ki de çok geç değildi gece 05.07'de uyuyan birine göre azdı bile bir saat onbeş dk sonra aşağıda olmam gerekiyordu banyoya girdim tek elimle,yüzümü yıkamaya çalışıyordum ne kadar kolay olabilirdi ki ama sonunda o işlemi bitirip üstlerimi zor da olsa giyindim ve aşağı indim tabii ki de kahvaltı yapmadım her zaman ki gibi telefonu elime aldım ve kendimi kanepenin üzerine attım
________________________
saat gelmişti ve tabii Yongiden mesajda gelmişti hemen mesajlara girdim mesajı görmem ile yerimde sıçramam bir oldu
Gönderen:ZALIM'IN OĞLU
geldim hemen aşağı in
hem- bir dakika yaa bu da ne demek oluyordu "salak aşağı in demek oluyor ne demek olacak ki başka bu da ayrı bir mal yaa" offf "senle uğraşamayacağım iç ses ben gidiyorum" "aa gerçektenmi inanmıyoruuğğm biliyormusun bende gidiyorum dil çıkardığımı farz et" göz devirmek ile yetindim ve hemen aşağı indim tek ayağını arabasına yaslamış fena yoğuşuhlu bir Yongi ile karşılaştım aman Tanrım bu karizma da ne böyle beni görünce hemen yaslandığı arabadan geri çekilip kapımı açtı ben de bindim ve o da arabaya binip çalıştırdı hemen ardından da sürmeye başladı bi orman gibi bir yerde durdu ben tam konuşmak için ağzımı açtım ki arabadan indi ve kapımı açtı ben de sadece sustum daha sonra ise arabadan indim ve onu takip ettim nereye götürüyordu bu beni Yongi birden durdu ve konuşmaya başladı
"sen bir hırsızsın Sun Hee"
ben tam konuşmak için hamle yaptım ki bana fırsat vermeden devam etti
"sen benim kalbimin hırsızısın ve bırak da ben de senin kalbinin hırsızı olayım Sun Hee"
ve arkaya işaret verdi ardından beyaz bir perde indi üzerinde benim resmim yanımda da Yongi vardı yani ikimizin fotoğrafıydı bunu geçen gün ben o Soo Min ve Hyun Bin birlikte çekinmiştik normalde öyle herkes ile fotoğraf çekmezdim hatta sadece Sookuşum ile çekinirdim ama artık iki tane arkadaş daha edinmiştim ve onlar ile de çekiniyordum gerçi bi kez tek çekinmiştim ama neyse konu şu an o değil onlar ise Yongi ile Hyun Bin'di neyse biz perdeye gelelim işte o fotoğrafı kırpmıştı ve hemen altında ise 'bir ömür boyu kalbini kalbime verirmisin' yazıyordu anam ben şok Yongi devam etti ama ben hala şoktaydım Yongi
"imkansızın içindeki imkanım olurmusun"
dedi ah acaba ne cevap versem hatta bir dur da düşüneyim ımmm
"malmısın kızım sen evet diyeceksin tabii ki de"
"sen susaana lan iç ses sanki benle değil de senle çıkacak haspam herif" dedim ama iyi ki bu sefer içimden konuşmuştum yani Yongi aşkım duymamıştı 'höst aşkım mı?' havalara gel lan sen birden ağzımdan dökülüverdi kelimeler yani kelime yani cümle ne cümlesi lan kelime yok kelime gurubu aaaah çıldıracağım yaa galiba bu sefer ölmüştüm ne diyorum ben yaa
"evet"
bu mu? yani bu kadar kısa ve basit mi? of anlamına baksana sen yaa harbi he anlamı yani evet demek eşittir hadi çıkalım demek öldüysem helvamı kavurmayın yoksa hortlar hepinizi korkuturum ama ölmediysem mutfak sizin yeter ki bana dünyalar dolusu helva yapın:) benim sapsız dünyama hoşgeldiniz aha bu sefer Allah rahmet eylesin neden mi? çünkü beni öptüü şu an meşgulüm sonra gürüşmük üzürü hadi üptüm güt büüyy cidden öptüm haa gerçi o beni öptü ama neyse yaa offf susun meşgulüm dedimm yaaa a aaaaa!
**************************
düşüncelerinizi yorumlarda bekliyorum... :) şşşt rahatsız etmeyin yaa meşgulüm dedi ya demedi mi? e dediii ejbdjdmsk:D